Başhekim...

HAYALET gibi binaydı.

Yıllardır boş.

Devletin ama... Sahipsiz.

Camları kırık.

Muslukları çalınmış.

Tinerciler mesken tutmuş.

Dediler ki ona...

"Şurayı adam et, hastane yap."

Kim o?

İzmir’in en sevilen ortopedi uzmanı, 26 yıllık hekim, Serdar Pedükcoşkun.

*

Gitti binaya... Para yok.

Kolları sıvadı Başhekim...

Sabahlara kadar çalıştı, hayırseverleri kapı kapı dolaştı, poliklinik, eczane, laboratuvar, yemekhane, ısıtma-soğutma sistemi kurdu. Kendisine ait cihazları, ameliyathaneye hibe etti. Çarşafları bile bağışla topladı. Çiçek gibi yaptı. Açtı.

Eski adıyla SSK, şimdiki adıyla Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi...

*

İdealist bir ekip kurdu.

"Doktorunu seç" uygulamasını İzmir’de ilk başlatan hastane oldu. "Bebek dostu" unvanını aldı. Hasta memnuniyeti, temizlik, disiplin, güleryüz gibi kriterleri en üst seviyede yerine getirdi; İzmir’in "ISO 9001 Kalite Belgesi" alan ilk devlet hastanesi oldu.

Atatürk köşesi yaptırdı.

Yine hayırseverlere yalvara yakara, özel hastaneler ayarında, hatta çoğundan iyi, banyolu televizyonlu, 35 oda açtırdı.

Fakir babası.

Şahidi çok... Durumu olmayan hastaların zorunlu giderlerini cebinden ödedi.

Üç hükümet gördü.

Avanta ihale vermedi.

Makam arabası olmadı.

İstemedi.

Nesli tükenenlerden!

Son hedefi de, "uluslararası akreditasyon belgesi"ydi... Bu belgeyi alan, Türkiye’nin ilk devlet hastanesi olacaktı.

*

Tüm bunların karşılığında ne oldu biliyor musunuz? Cezasız kalmadı... Görevden alındı!

Niye?

Gerekçe merekçe yok.

Hazırlop koltuk...

Armut piş, ağzıma düş.

Kendi adamlarını oturtuverdiler.

*

"Sağlıkta reform yapıyoruz" diyorlar ya... İşte budur.

*

Başarı, liyakat, özveri...

Hepsi palavra.

Bakıyor...

"Ondan değilse" güle güle.
Yazarın Tüm Yazıları