Şükrü Küçükşahin
Şükrü Küçükşahin
Şükrü KüçükşahinYazarın Tüm Yazıları

Gül’ün tarafsızlık anlayışı

SEÇİLMESİNİN ardından ilk yurtdışı gezisini KKTC’ye yaparak dünyaya mesaj veren Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bizimle sohbetinde de içeriye yönelik önemli çıkışlar yaptı.

Cumhurbaşkanlarının misyon adamları olması gerektiğini ısrarla anlatan Gül, misyonu, "Türkiye’nin büyük meselelerine önderlik etmek, onları halı altına süpürmektense çözüm yönünde irade koymak" diye özetledi.

Gül, bu konuda tarafsız konumunun çok önemli olduğunu söyledi.

Evet, Cumhurbaşkanı’nın tarafsız konumu çok önemli, zaten sorun da Gül’ün bu tarafsızlığı nasıl sağlayacağı yönünde.

KKTC’de dikkatle dinlemeye çalıştığım Gül’ün tarafsızlığı farklı gördüğünü, kendine göre bir çıkış bulduğunu söylemeliyim.

İLK CUMHURBAŞKANI

Neden mi, sorusunun birinci yanıtı türban konusu.

Gül, bunu bir sorun gibi görmediğini anlatmaya çalışıyor; ama çok iyi biliyor ki bu konu Türkiye’nin önemli ayrılık ve çatışma noktalarından biri.

Gül, Şerif Mardin’in, "Yüzde yüz emin olduğum; türbanlıların üniversitede okuma hakkı olmalı" sözüne özenle dikkat çekerken, Mardin’in, "Kadınların korkularını anlıyorum, haklı da buluyorum" anlamındaki değerlendirmelerini pek de görmüyor.

Daha açık söyleyeyim, Gül, Mardin’in sözlerini eski mahallesinin anladığı gibi anlarken, diğer mahallenin anladığı bölümleri es geçiyor gibi.

Gül, türbana desteğini Mardin üzerinden vermekle yetinmedi.

Anayasa tartışmasının bir tek türbana dayandırılmasını yanlış bulduğunu belirterek, "Bunu bir maddeyle de gidersin referanduma, o ne diyorsa onu yaparsın" dedi.

Böylece konuyu tehlikeli ve çatışmayı artıracak bir noktaya çekebilecek görüş de açıklamış olmadı mı?

Dikkat, türbanı referanduma sokmaktan söz eden Cumhurbaşkanı.

Gül’ün türbana desteğini, eşi nedeniyle çok doğal bulabiliriz; ama 11 cumhurbaşkanı içinde bunu yapan ilk olduğu kayda geçti.

Sadece bu birincilik bile önemli değil mi?

ÇÖZÜM, AB SÖYLEMİ

Gül’
ün ikinci farklı bakışı kadrolaşmayla ilgili.

Sezer’e, atamaları engelledi, diye çok eleştiri getiren bir kadrodan gelen Gül, bugün cumhurbaşkanlığının atama makamı olarak görülmemesini, bunun pek dikkate alınmamasını istiyor.

Oysa toplumun bir kesimi Sezer’i, kadrolaşmayı frenledi diye sevdi.

Gül’e, şimdiye kadar 35-40 kararname gittiğini öğrendim.

Biri hariç tamamını onaylamış, o biri de Başbakanlıkça geri çekilmiş.

Gül, KKTC’de, "Bunları geçin, Türkiye AB üyesi olduğunda bu kaygılar gider" havasını verdi.

İyi bir bakış açısı; ama Gül, tarafsızlığını eski mahallesinin hassasiyetleriyle sınırlı tutarsa diğer mahallelerde rahatsızlık bitmez.

Gül, o mahalleler için de daha açık ve cesur olabilmeli.

Belki eski mahallenin korkusunu aşmak zaman alacak.

Diğer mahallelerin korkusu da, bu zaman aşılırsa geriye AB’ye alınacak bir ülke kalmayacağı yönündedir.
Yazarın Tüm Yazıları