’TÜRKİYE’de karşı karşıya olduğumuz tablo siyasi İslam’ı çağrıştırıyor.
Başörtüsü siyasi bir simgedir...
AKP’nin yeniden iktidara gelmesini ve İslamcı Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olmasını kaygıyla izliyoruz...
Erdoğan kuşku uyandıran bazı politikalara imza attı.
Bunlara örnek göstermek gerekirse AKP’li belediyelerin son zamanlarda yaygınlaşan içki yasağı uygulama girişimleri ve AİHM’deki türban davaları...
Eğer yeni bir düzenlemede (Anayasa değişikliği) genç kızların başörtüsü ile üniversitelere gitmesinin önü açılırsa başörtüsü takmayanların sosyal baskı ile karşılaşacağından endişeliyiz...
Dini inançların kamusal alanda bir baskı unsuru haline getirilmemesi için Türkiye’deki süreci yakından takip edeceğiz...
Türkiye’de özgürlükler adım adım, yavaş yavaş budanıyor...’
* * *
Yukarıdaki sözleri ben söylemiyorum.
Avrupa Parlamentosu Alman Hıristiyan Demokrat Milletvekili Renate Sommer söylüyor.
Renate Sommer koyu bir muhafazakár, hatta bir dindar.
Sommer bu konuşmayı Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen "Avrupa’da Şeriat" başlıklı toplantıda yapıyor.
Bu toplantıda Türkiye’deki gelişmeler yoğun bir şekilde tartışılıyor.
Alman Milletvekili, AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı görevini de yürütüyor.
Türkiye’de pek çok insanın duyduğu endişeleri bir Alman milletvekilinin de duyması düşündürücü.
* * *
Biraz da dincilerin karşısındaki ırkçı kesimdeki vahamet arz eden gelişmelere bakalım.
İsmail Türüt bir türkü yaptı, pir yaptı.
Birileri bu türkünün üzerine insanlık dışı bir kafayla birtakım fotoğraflar döşeyip "Youtube"da yayınlayınca olay hepimizi ürpertti.
Toplumda insanlar arasında kin tohumları ekmek, düşmanlıkları körüklemek ve faşist katillere övgüler düzmek...
Yüreğinde biraz insan sevgisi taşıyanların yapabileceği bir şey değil bu.
Her iki uçta da yaşadıkları çağın değerlerine bu kadar ters kafa yapılarına sahip nesilleri nasıl yetiştirdik?
Bence Cumhuriyet’in en büyük talihsizliğidir bu.
* * *
Bir de güzel bir konuya değinelim.
Dün Ankara’dan bizim Umut Erdem’in bir haberi geldi.
Haberi okuyunca çok şaşırdım, ama doğrusu çok mutlu oldum.
Umut’un haberine göre Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın eşi Ahsen Hanım meğer klasik batı müziği tutkunuymuş.
Zaman buldukça klasik konserlere gidiyormuş. Bazı bazı Kemal Bey’i de götürüyormuş.
Bu konserlerde sanatçıların kadro sorunlarını öğrenen Kemal Unakıtan emir vermiş ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’na 22 yeni kadro açılmış.
Buradan Ahsen Hanım’a bir önerim var.
Öteki orkestraların da yıllardan beri yerine getirilmeyen birikmiş sorunları var. Özellikle de kadro sorunları.
Ara sıra Kemal Bey’le birlikte onların konserlerine de gitseler...