Yeni Anayasa’yı bekleyen tehlike

Eğer hazırlanmakta olan Anayasa taslağı hükümet tarafından çok dikkatli bir iletişim politikasıyla topluma yansıtılmazsa, eski hastalığımız hortlayacak ve uzun yıllardır özlenen bir değişim, kolaylıkla kavgaya dönüşüp sekteye uğrayacak. Ayrıntılara gömülür ve büyük resmi kaybedersek yazık ederiz. Bu tehlike daha şimdiden içimizi kemiriyor.

Haberin Devamı

Yeni Anayasa hazırlıkları, hepimiz için yepyeni ve huzurlu bir dönemin başlangıcı da olabilir, aksine iç kavgaları arttıracak yeni bir anlaşmazlık kaynağı da…

 

27 yıldır, 12 Eylül Anayasası’ndan herkes şikayet etti.

 

Orasını burasını düzeltmeye çalışırken, yamalı bohçaya döndürdük. Ancak kimseler ortaya çıkıp, gereken siyasi cesareti ve gücü gösterip değiştiremedi.

 

Ak Parti’nin bu açıdan hakkını verelim.

 

Ayrıca, 12 Eylül Anayasası öylesine çarpık, öylesine kötüydü ki, onun yerine ne getirilse, eminim daha olumsuz bir sonuç alınamaz.

 

Haberin Devamı

Ancak değişikliğe soyunan AKP olunca, tabii işler değişiveriyor.

 

Duyarlıklar hemen artıyor.

 

Önümüzde böylesine tarihi bir fırsat var, ancak aynı zamanda büyük de bir tehlikeyle karşı karşıyayız.

 

Aslında tehlikeyi bizler yaratıyoruz.

 

Yılların alışkanlığının yükselmesiyle, bu anayasa tartışmasını da çığırından çıkartmak, basitleştirip birkaç maddeye indirip sadece onların üzerinde tartışmakla kendimizi sınırlandırmak üzereyiz.

 

Henüz kamuoyuna açıklanmadan önceki tartışmalar bu tehlikenin işaretleriyle dolu.

 

Koskoca bir değişikliği, sadece türbanın üniversiteye girip giremeyeceğine, Kürtçe’ye, YÖK’ün işlevine, laikliğin ve vatandaşlığın yeni tarifine indirgedik mi, yandık demektir.

 

Büyük resmi görmez, bu yeni Anayasa ile hayatımızın tümüyle nasıl değişeceğine bakmaz ve sırf dinci-laik çatışması penceresinden tartışırsak yazık ederiz.

 

Haberin Devamı

Bunlara önem verilmesin, üstünde durulmasın demiyorum.

Özellikle titizlik göstermeliyiz. Ancak, sadece bunlara yapışmayalım ve diğer değişiklikleri de dikkate alıp kararımızı verelim.


HÜKÜMETE DÜŞEN ÖNEMLİ GÖREV…

 

Bu tehlikenin önüne, sadece medyadan şikayet etmekle, onlara nasıl hareket etmeleri gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunmakla geçilemez.

 

Bizler bildiğimizi okuruz.

 

Alıştığımızı yaparız.

 

Oysa hükümet etkili bir iletişim politikası izleyebilir. Taslak Anayasa’yı iyi özetleyip, lehte ve aleyhteki görüşleri iyi tarayıp, herkesin anlayabileceği bir şekle sokup kamuoyuna sunabilir. Böylece tehlikeyi aşabilir.

 

Eğer “Alın işte bizim tasarımız budur” der ve koskoca bir metni ortaya atarlarsa, o zaman sonuç beklemesinler. Körün fili tarif etmesine benzer bir durumla karşı karşıya kalırız. Orası burası öne çıkarılır, diğer bölümler unutulur gider.

 

Haberin Devamı

İletişim bir sanattır… Bir bilimdir…

 

AKP bunu anlayabilir ve gereken duyarlığı gösterirse, bu Anayasa kavga değil, uzlaşı anayasası olarak çıkar. Hiç değilse, çoğunluğun huzur duyabileceği bir ortam yaratılmış olur.

 

Ne dersiniz, AKP bu işi becerebilir mi?

 

                                             *                               *                               *

PROF.ÖZBUDUN EN BÜYÜK GÜVENCE

 

Kimin aklına geldi, kim önerdi bilemiyorum. Ancak, Anayasa’nın ilk taslağını hazırlama görevini Prof. Özbudun’a verme fikri son derece başarılı bir karar.

 

İletişim açısından da son derece önemli bir girişim.

 

AKP, Prof. Özbudun yerine, görüş olarak kendine daha yakın bir anayasa profesörünü seçebilirdi. Hatta bu kişinin hazırladığı taslak AKP’lilerin daha da çok hoşuna gidebilir, AKP seçmenini memnun edebilirdi.

 

Tam aksini yaptılar.

 

Haberin Devamı

Demokratik kesimin en saygın isimlerinden biri sayılan Prof. Özbudun’u seçtikleri gibi, ilk hazırlık heyetinin de onun tarafından oluşturulmasını istediler. Bu şekilde, partiden kuşkulananların önyargılarını yok ediverdiler.

 

Aslında belirli oranda risk de aldılar. Zira, bundan sonra parti düzeyinde yapılacak değişiklikler, eklemelerde fazla ileri gidildiği taktirde, belki de karşılarında yine Prof. Özbudun’u bulacaklar. Zira Özbudun demokratik bir Türkiye’den yanadır. Başbakan tarafından sırtı sıvazlandığı için önüne konulanı onaylamaz.

 

İşte bu tutum, Anayasa tartışmaları açısından –özellikle bazı kesimler için- yeterli güvencedir.

 

Doğrusu da budur.

 

Haberin Devamı

Önümüzdeki birkaç ay Anayasa uzmanı olacağız. Sadece Anayasa maddelerini tartışacağız. Önümüzde Prof. Özbudun’lar oldukça, eminim ki tartışmalar daha sağlıklı geçecektir.

 

Ancak, AKP’nin de unutmaması gereken bir nokta var.

 

AKP, bunun sadece kendi yazdıkları bir Anayasa olmadığını kabul ederek yola çıkmalı… Daha da önemlisi, tartışmalar sırasında ortaya atılacak önerilere de kulaklarını tıkamamalılardır.

 

AKP, bizi 12 Eylül Anayasası’ndan kurtarırken, bu defa AKP Anayasası’na mahkum etmemeli.

          

 

Yazarın Tüm Yazıları