Gül ile Erdoğan kavga ederler mi?

AKP’nin seçimlerden bu kadar başarılı çıkmasına, ardından Cumhurbaşkanlığı’na Gül’ün seçilmesine sinirlenen, bu partiyi laik Cumhuriyetin en büyük tehdidi olarak görenlerin son ümidi, bir süre sonra, Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan’ın önce sürtüşmeleri, sonra da çatışmaları. Acaba bu olasılık ne oranda gerçekçi? Her ikisiyle çok yakın çalışanlarla konuştum ve farklı bir manzara ortaya çıktı.

Haberin Devamı

Ak Parti’nin (AKP) seçimlerde elde ettiği sonuç, tüm dengeleri bozdu.

 

Hatırlarsınız, seçim öncesinde iki senaryodan söz ediliyordu.

 

Bunlardan biri, AKP’nin yüzde 39-42 civarında bir oy kazanacağı, ancak başka partilerin de girmeleri sonucunda, milletvekili sayısının azaltacağı, buna rağmen az bir farkla hükümeti kurabileceği şeklindeydi. Hatta DTP’nin, AKP’ye çok iyi bir koalisyon ortağı olabileceğinin hesapları yapılıyordu. Asker ile iyi ilişki içindeki Ağar’ın, AKP’nin önemli bir açığını kapatacağı ileri sürülüyordu.

 

Diğer senaryo, AKP’nin çoğunluğu dahi elde edemeyeceği ve CHP-MHP’nin koalisyon kurabileceklerini işliyordu. Hatta kimin hangi bakanlıkları alacağı dahi konuşuluyordu.

 

Haberin Devamı

Ardından 22 Temmuz patlaması yaşandı.

 

Önce kimse (AKP’liler dahil) gördüğüne inanamadı. Yüzde 47’lik sonuç herkesi şaşırttı.

 

Şaşırtmakla kalmadı, tün dengeler bozuldu.

 

Yapılan hesaplar karıştı.

 

Cumhuriyet mitinglerine katılanlar ne olmuştu? Meydanları dolduran o yüzbinler kime oy vermişti?

 

Daha da önemlisi, bundan sonra ne olacaktı?

 

Türk toplumu laiklik aleyhinde mi tercihini kullanmıştı?

 

Kısa zamanda, korkuların önemli bir bölümünün çok abartılı olduğu anlaşıldı. Buna rağmen, karşımıza daha da büyümüş bir AKP çıkmıştı. Ne yapılmalıydı ki, bu dev kontrol altında tutulabilsin?

Askerin AKP’yi tümüyle durduracak, caydıracak bir konumdan çıktığı, belirli bir etkinliğin dışında, yaptırım gücünün azaldığı izlenimi yaygınlaşmaya başlamıştı. Yine de TSK’nın muhalefeti önlemlerden biriydi.

 

Haberin Devamı

Diğer unsur olarak, Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan’ın ileri bir tarihte birbirleriyle sürtüşebilecekleri varsayımı ortaya çıkarılır oldu. Basit bir mantıkla ve bu olasılık üstünde duruldu.

 

Tarafsız bir tutum benimseyecekse, Gül’ün ister istemez bazı konularda AKP Hükümeti’yle çelişmesi kaçınılmaz sayılır. Önüne gelen her kararnameyi imzalamayacağını söyleyen Gül “Çankaya noteri olmayacağını” defalarca tekrarlamıştı. O zaman, Cumhurbaşkanı’nın AKP Hükümeti ile yolları, bir oranda dahi olsa, ayrılacaktı. Başbakan ile ilişkileri de, eskisi gibi olmayacaktı.

 

Acaba, böyle bir olasılık var mı?

 

Gül ve Erdoğan gerçekten sürtüşmeye girer mi?

 

Her ikisini de yakından tanıyanlarla konuştum.

 

Haberin Devamı

Bu ikisi arasında sürtüşmeyi beklemek, sadece hayaldir” yanıtını aldım.

 

Gül ve Erdoğan, önlerindeki tuzağı çok iyi biliyorlar. Herhangi bir tatsızlık veya sıkışıklık olsa dahi, belli etmeyeceklerdir” diyen, AKP ile hiçbir ilişkisi bulunmayan üst düzey bir danışman, aynen şöyle devam etti:

 

Özellikle birbirlerinden rol çalmayacaklardır. Son 4 yıl süresince,bu tip durumlarla çok karşılaşıldı. Ancak her defasında, birbirlerini kolladılar.”

 

...Birbirlerine ihtiyaçları var. Sürtüşme veya anlaşmazlık durumunda, çok şey kaybedeceklerini bildikleri için, bazen zor dahi olsa, yine de dışarı yansıtmayacaklar” diyen aynı yetkili sözlerini “aksi olursa, çok şaşırırım” şeklinde bitirdi.

 

Haberin Devamı

Yine de büyük söylememek gerekir.

 

Burası Türkiye ve bizler de Türk’üz...

 

Her an hava değişebilir, parti içi dengeler tekrar farklılaşabilir. Ancak yine de, yakınları Gül-Erdoğan çatışmasına çok az ihtimal veriyorlar.

                                             

*                               *                               *

 

BU KAFAYLA BİR YERE VARAMAYIZ...

 

Önce belki vazgeçerler diye bekledim. Ancak kimse kılını kıpırdatmadı. Medya bile gereken ilgiyi göstermedi. Oysa olay beni çok rahatsız etti.

 

Kanaltürk, Kanal 24 ve TGRT Haber’e 6 ile 9 kez yayın durdurma kararının verilmesi, neresinden bakılırsa bakılsın, söz özgürlüğü açısından büyük bir ayıptır.

 

Haberin Devamı

Kararı Yüksek Seçim Kurulu (YSK) vermiş.RTÜK de buna dayanarak uygulamayı yapmış.

 

Gerekçesi, “ Seçim sırasında tek yönlü yayın”.

 

Tarafsız yayın” acaba nedir, çok merak ediyorum.

 

YSK’nın kafasındaki “tarafsız yayın” herhalde çok farklı bir şey.

 

Kanaltürk’ün görüşlerini benimsemeyebilirsiniz.

 

Kanaltürk’te yayına çıkan kişilere göre, çok farklı düşünebilirsiniz.

 

Ancak, ne Kanaltürk’ü ne de başkalarını görüşlerinden dolayı kapatamazsınız. Kapatmamanız gerekir.

 

Eğer demokrasi çok seslilik ise...

 

Eğer demokrasilerde insanlar görüşlerini (hakaret etmeden) açıkça söyleyebiliyorlarsa, o zaman YSK demokrasiyi çiğnemiştir.

 

Bu kafayla, bu sansürcü yaklaşımla hiçbir yere varamayacağımız bilinmeli.

Yazarın Tüm Yazıları