Beklentilerde kırılmalar ve büyüme performansı

ENFLASYONUN yüksekliği ekonomideki belirsizlikleri artırıyor. Yurt dışındaki piyasalara endeksli döviz kurlarındaki oynaklıklar bu belirsizlikleri katlıyor.

Böyle ortamlarda, ekonomik birimler kararlarını çok çabuk değiştirebiliyorlar. Beklentiler çok çabuk kırılgan olabiliyor. Olumlu ya da olumsuz yöndeki beklentilerdeki kırılganlıklar hem enflasyon beklentilerine yansıyor hem de ekonomik birimlerin yatırım ve tüketim kararlarına. Doğal olarak, iç talepteki değişmeler ve ekonomik büyüme performansı beklentilerdeki kırılmalarla şekilleniyor.

ÖZEL KESİM TALEBİ

Grafikten görüldüğü gibi, özel kesim tüketim harcamaları bir dönemde reel olarak yüzde 18 gibi artarken, üç ay sonra artış yüzde 3’e gerileyebiliyor. Özel kesim harcamalarının toplam gayri safi yurtiçi hasıla (gsyih) içindeki payının yüzde 90’a yakın olduğu düşünülürse, özel kesim tüketim harcamalarındaki oynaklıkların ekonominin genel performansını ne denli etkileyebileceği daha iyi anlaşılır.

2005 yılının son üç ayından bu yana, bazı dalgalanmalarla beraber, özel kesim tüketim harcamalarındaki artışta aşağı yönde bir eğilim gözleniyor. Bu eğilim geçen yılın ortasında yaşanan çalkantı ve faizlerin yükselmesiyle daha belirgin hale geldi. Sonuçta, geçen yılın son çeyreğinden bu yılın ikinci çeyreği arasında özel kesim tüketim harcamaları artışı bir önceki yılın aynı dönemlerine göre neredeyse sıfır oldu.

Geçen yıl ortasında artış eğilimine giren enflasyonun kontrolü açısından bu gelişme olumluydu. Yıllık enflasyonda gözlenen iniş eğilimi bu gelişmelerden büyük ölçüde yararlandı.

Talep açısından ekonomik büyümenin motoru hala iç talep büyümesi olsa da, dış talep son dönemlerde önemli olmaya başladı. Son altı yıldır gözlenen yüksek büyüme performansı dönemi içinde, son dokuz aydır ilk kez dış talep büyümesi toplam ekonomik büyümeye olumlu katkı yapmaya başladı. Göreli olarak durağan iç talep şartlarında, dış talebin olumlu katkısı ne denli artarsa, ekonomik büyüme de o denli yüksek olmaya başladı.

Örneğin, geçen yılın son üç ayında gsyih büyümesi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5.2 büyürken, bunun neredeyse yarısı, 2.5’i dış talepten gelmişti. Bu yılın ilk üç ayında gsyih büyümesi yüzde 6.9’a fırlarken, dış ticaretin katkısı 4.5 (yüzde 65’i) oldu. Yılın ikinci çeyreğinde gsyih büyümesi yüzde 3.9’a geriledi, dış ticaretin katkısı 0.9 oldu.

TEMEL EĞİLİM

Son dokuz aylık veriler iç talep büyümesiyle oluşan gsyih büyümesinin yaklaşık yüzde 3 civarında olduğunu gösteriyor
. Gerçekleşen büyümenin yüzde 3 düzeyinin ne kadar üstünde ya da altında olacağı dış ticaretin büyümeye katkısı ile belli oluyor.

Kamu finansman dengesindeki kötüleşmenin iç talep büyümesine önemli bir katkı yapmadığı taktirde ve para politikasının iç talebi artırıcı olmayacağı varsayımı altında, ekonomik büyüme eğiliminin şimdilik yüzde 3 düzeylerinde olduğu söylenebilir.

Beklentilerdeki kırılmanın yönüne göre, bu eğilim iki tarafa da kayabilir.
Yazarın Tüm Yazıları