Sığınak...

YILLIK iznim henüz bitmedi, o küçük izin duyurusuna göre ayın 21’inde başlayacaktım yazılarıma.

Biraz erken burdayım, çünkü...

Bir yazarın tek sığınağı okurlarıdır.

Biraz uzaklaştığında...

Kendini mutsuz ve güçsüz hissettiğinde...

Bir de canı yandığında, annesine koşan dizini kanatmış çocuklar gibi, sızlana sızlana okurlarına koşar yazar.

*

Tatile çıkmış yazar o sabah erkenden karısını uyandırdı:

"Çabuk toparlan dönüyoruz..."

Karısı "Sen yoksun diye okurlar gazeteyi bırakmış da tiraj mı düşmüş?" diye sordu. Yazar terliklerini valize sokuştururken yanıtladı:

"Hayır, tiraj artmaya başlamış..."

*

Benim derdim o değil.

Sadece canım yandı.

Pako’dan sonra 17 yıllık arkadaşım Gorbi de birkaç gün önce yaşamdan çekip gitti.

Onun yokluğuna, bıraktığı boşluğa alışamadık.

Onu çok özlüyoruz.

Geceleri karımla taşların üzerine oturup saatlerce sessiz sessiz ağladık, olmadı...

Başımızı alıp rastgele sokaklara düştük, ıssız gece karanlıklarında öylesine dolandık, olmadı...

Eşyalarını okşadık.

Yastığını kokladık.

Yanımıza koşan dostlarımıza onu ne kadar çok sevdiğimizi, anılarımızı, mutlu günlerimizi anlattık uzun uzun.

Olmadı...

*

Canı yandığında tek sığınağı vardır, sızlana sızlana okurlarına koşar yazar.

Yüreğine sızı düştüğünde...

Kendini çaresiz hissettiğinde, okurlarına sığınır...

Başka sığınağı yoktur yazarın.

Onun bildiği tek sığınaktır orası.

Ben de öyle yaptım, biraz erken buradayım.

Bildiğim tek sığınaktayım.
Yazarın Tüm Yazıları