FENERBAHÇE dün çok istekli oynadı. Daha önceki maçlara nazaran da çok gol pozisyonuna girdi, kaçırdı. Eskiden bu da yoktu. Ama bu 3 puana yetmedi. Çaykur Rizespor da iyi savaşarak, güçlü rakibine çelmeyi taktı.
Geride üçlü bir savunma anlayışını benimseyen Zico, dünkü mantığıyla Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk maçta rakibinin ekmeğine yağ sürer. İnter, bu defansı çarşamba akşamı böyle yakalarsa delik deşik eder. İtalyanlar, boş alan bulunca affetmez. Bu onların en büyük meziyeti. Önder, Lugano ve Edu üçlüsünü çok zor bir maç bekliyor.
Fenerbahçe, organize bir görüntü sergiledi. Ama bunun daha iyi olması için yardımlaşmanın da çok iyi olması lazım. Kanatlardan işleyen sadece sol taraf. Roberto Carlos, burada tartışılmaz. Ama ona ayak uyduran yok. Aurelio, bu takım için çok önemli bir güç. Ama, eskisi gibi ileriye dönük oynamıyor. Yan topu tercih edince takımın hızını da kesiyor.
Ali Bilgin neden alındı?
Kezman, dün moralliydi. İyi işler de yaptı ama çok sinirli. Alex, diğer maçlara nazaran çok koştu, ikili mücadelelere girdi, topu istedi. Bunda en büyük faktör, Lincoln’ün varlığı. Sambacı, vatandaşının gölgesinde kalmak istemiyor. Bu onu kamçılamış. Deivid, çok çalışıyor. Ama, son vuruşlarda hiç yok. Herşeyi bir anda berbat ediyor.
Bu lig çok su kaldırır. Ama, sarı lacivertliler de bu puanları çok arar.
Fenerbahçe’nin yedek kulübesine bakıyorum. Oradan oyuna girip de kaderi değiştirecek bir tek Semih var. Ali Bilgin dün ilk 11’deydi. Ne oynadı, ne yaptı belli değil. Bu oyuncuyu, Fenerbahçe’ye kim transfer etti acaba. Ne mantıkla aldılar onu. Ali Bilgin, bu takımı kurtaracak oyuncu değil. Kendi etrafında dönerken, yere düşüyor. Hangi becerisini gördüler de bu formayı giydirdiler hayret.
Bu sezon lig çok enteresan gidiyor. Fenerbahçe, beraberlik takımı oldu. Dün gece daha arzuluydular ama bunu skor tabelasına yansıtıp, 3 puanı hanelerine yazdıramadılar.