BENCE maçın ana fikri şu... Stat hoparlöründen bir görevli, Rize kalecisinin aut atışlarını ağırlaştırdığında ’ıslıklayın’ komutu geliyor. Yani hazretleri, maçın ağırlığını, maçın temposuzluğunu Rize kalecisine bağlamış. Eğer o, aut atışlarını çabuk kullanırsa, maç çabuk oynanacak! Aslında o görevlinin ’çabuk oynayın’ diye F.Bahçe takımını ıslıklattırması lazım.
Sarı lacivertli oyuncular 8-10 pas yapıyorlar ya enlemesine, ya da geriye. 10 pas sonunda gittikleri mesafe ileri değil. Ya aynı yerde kalıyorlar, ya geride. Gene en ileri ile en arkasının arası açık. Çünkü yiyecekleri bir kontratakta çabuk değiller. Bir tane kontratak yediler, o da gol oldu.
Özellikle F.Bahçe’ye karşı takımların tek santrfor oynamaları gerekir. Çünkü o tek santrforu üç veya dört kişi tutuyor veya bekçilik ediyor. Ya da refakat ediyorlar. Rakibe kesinlikle baskı ve pres yapmıyorlar. Rize takımına 3-4 dakika baskı yaptılar, Karadenizlilerin eli ayağı tutuştu, bütün topları Fener’e verdiler. Ama Fener’de bunu uzun vadeye yayacak güç yok. Böyle olunca F.Bahçe forvetleri hücuma çıkarken topu hep sırtları rakip kaleye dönük alıyorlar. Çabuk oynamadıkları için hep rakibin kucağında kalıyorlar.
Lugano kuralları bilmiyor
Tabii, F.Bahçeli futbolcuların kapasitesi ve kalitesi belli. Bazıları var, yalnızca defans yapıyor. Bazıları yalnız top geldiği zaman onu kullanmaya kalkıyor. Onun için de zaten bu futbolcular Avrupa’da iş yapmadıkları için Türkiye’ye geliyorlar. Yani bisiklete binerken ciklet çiğneyemiyorlar.
Lugano Uruguay Milli Takımı’nın kaptanı. Rakip kaleye şut atıyor, iki Rizeli ofsayt. Hareketliler, top kaleciye gidiyor ama Lugano öfkeli. 1 no’lu yardımcıya isyan ediyor. Neden? Çünkü Lugano değişen oyun kurallarını bilmiyor. Ama mutlak mukaveleyi sağlam yapmıştır. Kaleci Volkan’a tavsiyem; -belki kızacaktır ama olsun- bir futbol takımında en fazla terleyen ve yorulan oyuncu kalecidir. Neden? Top rakipte, kendi arkadaşlarında iken veya kaleye uzaklığı ve açısına göre yer tutması lazım. O ne yapıyor? Top sahanın neresinde olursa olsun, altıpas çizgisinde bir metre üzerinde elini beline koyup seyrediyor. Dün yanımdaki arkadaşlara en az 10 defa gösterdim. Bilmiyorum Musa bu pozisyonları çekebildi mi?
F.Bahçe’nin stadı güzel. Seyirci de iyi. Takımını teşvik ediyor. Pankartlar da güzel. Yalnız içlerinden bir tanesi dikkatimi çekti. Tam basın tribününün karşısında, "Tekirdağ holigans" yazıyor. Hani holiganları yok edecektik. Ama pankartları gözümüzün içinde.
F.Bahçeliler, bu tip maçlardan sonra "Kötü oynayıp puan kaybetmemiz iyi oldu. Avrupa maçlarında başarılı oluyoruz" diyorlar. Ama bu sefer oynayacakları takım İnter. Hem de 8 eksikle geliyorlarmış. Bence daha da kötü. Oynayamayanların hırsı, takıma girme isteği daha tehlikelidir.