KÜRESEL çalkantı Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) çıkışıyla duruldu gibi görünüyor. Bu çıkışıyla FED piyasalardan iyi puan aldı. Ama, Amerikan kredi piyasalarındaki rahatsızlık devam ediyor.
Hangi kurumun elinde ne olduğu pek bilinmediğinden, kurumlar arası ve finans kurumlarından şirketlere yönelik kredi akışı sekteye uğradı. Herkes birbirine mesafeli davranıyor. Bir zamanlar sokaktan geçene kredi veren kurumlar şimdi tutucu oldular.
Kredi piyasasında yaşananlar kredi derecelendirme kuruluşlarının işlevlerini de sorgulatmaya başladı. Düne kadar yüksek kredi derecesi almış kurumlar bugün sorgulanıyor. Kredi derecelendirme kuruluşları önden koşacağına arkadan takip eden bir konumda oldukları izlenimini veriyorlar. Şimdi, kredi derecelendirme kuruluşları da bir ölçüde "itibar sorunu" yaşamaya başladılar.
CARRY TRADE
Faizi ucuz paradan kredi alıp faizi yüksek paraya ya da o para üzerinden bono ve hisse senetlerine yatırım yapma (carry trade) oyunu büyük ölçüde bozulma eğilimine girdi. Bu oyunda, Japon Yeni üzerinden kredi alınıp elde edilen Japon Yeni satılarak örneğin yeni Zelanda parasına dönülüp yatırım yapılıyordu. Japon Yeni satışta olduğundan değer kaybediyordu. Japon Yeni üzerinden alınan kredi daha da ucuzluyordu. Yeni Zelanda parası alımda olduğundan değer kazanıyordu. Yeni Zelanda parasına yapılan yatırımların getirileri daha da artıyordu.
İş tersine döndüğünde, zararlar da katlanarak gidiyor. Yeni Zelanda parasından çıkış paranın değerini düşürdüğünden getiri azalıyor. Yeni Zelanda parasından Japon Yeni’ne geçişle Japon Yeni değer kazanıyor. Alınan kredinin maliyeti artıyor. Sonuçta, ya zarar ediliyor ya da beklenen karın altında bir kar ediliyor. Son günlerde carry trade’in tersine çevrilmesi de yaşanıyor. Gelişmekte olan ülkelerde paranın değer yitirmesi ve faizlerin artmasıyla Japon Yeni’nin değer kazanmasının bir nedeni de bu.
Amerikan kredi piyasasındaki rahatsızlıklar su üzerine çıktı. Ama, potansiyel olarak benzer sorunlar Kanada’da, Fransa’da, Almanya’da ve İtalya’da da oluşabilir. Geçen altı yılda, yalnızca Amerikan bankaları değil, tüm bankalar kredi verme standartlarını düşürmüştü. Dolayısıyla, bugün FED üzerinde görülen faiz indirme baskısı yarın Avrupa Merkez Bankası’na da sıçrayabilir.
YOĞUNLAŞMA
FED ne yapacak? FED’in üzerindeki baskıların yalnızca bir tanesi faizleri indirmesi yönünde. Bir diğer baskı da FED’in düzenleme yaparak bankaların batık kredilerin üzerine gitmemesini sağlamak. Bir başka açıdan, Amerikan piyasalarındaki sorunların üzerine FED’in para dökmesi isteniyor. Bunun anlamı FED’in enflasyonun artmasına biraz izin vermesidir. FED’in bu tuzağa düşmesi beklenmemelidir.
Mali piyasaların kredi yaratması göreli olarak kolaydır. Ama, kredi çözülmesi acılı bir süreçtir. Kredilerin geri ödenmesi varlıkların çözülüp nakde geçilmesini gerektirir. Varlıkları satacak nakit sahibi yatırımcılar bulmak zorlaşır. Varlıklardan nakde geçildikçe varlık fiyatları düşer. Mali piyasalar sıkışır. Zararına satışlar başlar.
Küresel düzeyde kredi çözülmesinin sonuçları bizleri de yakından ilgilendiren bir süreçtir. Çünkü, nakit ihtiyacının karşılanması bizim gibi ülkelerdeki varlıkların da nakde dönüştürülmesini gerektirecektir. Dolayısıyla, küresel çalkantının belli bölge ya da ülke gruplarında yoğunlaşması söz konusu olabilecektir.
Kesintilerle başlayan film devam edebilir. Filmin sonu henüz gelmedi. Önümüzdeki bir yıl, varlık fiyatlarının yeni bir dengeye geleceği bir yıl olacaktır. Süreç can yakabilecektir.