Yani o motorlu pizza dağıtıcısı Abdullah Gül’ü yakalayamaz.
*
Cumhurbaşkanı adayı, cumhurbaşkanı olduğunda "laikliğe ve anayasaya bağlı kalacağını" kapı kapı dolaşıp anlatma gereğini duyuyor.
Size tuhaf gelmiyor mu?..
Doğal değil midir bir cumhurbaşkanının "laikliğe ve anayasaya bağlı" kalması? Kapı kapı gezip "Ben laikliğe ve anayasaya bağlı kalacağım" diye anlatmasına gerek var mıdır?
Arkasında canlı yayın arabaları:
"TOBB’a laikliğe ve anayasaya bağlı kalacağını anlatan Gül, daha sonra TİSK’e de laikliğe ve anayasaya bağlı kalacağını anlattıktan sonra, laikliğe ve anayasa bağlı kalacağını anlatmak üzere TÜSİAD’a geçti..."
*
Ama ne yapacaksınız.
Laik cumhuriyete karşı başlatılan karşı devrimin ikinci aşamasındayız.
"İktidar olmaktan", "devlet olma" aşamasına geçmek için işte son bir-iki günü izliyorsunuz sadece.
TBMM’de bir oylama, bir göstermelik yemin, bir tören, o kadar...
Hiç kimse; düne kadar Atatürk, laiklik, cumhuriyet, devrim yasaları için ağzına geleni söylemiş ve Dışişleri Bakanı olduğu zaman dahi "tesettür isterim" diye kendi devletini AİHM’ye vermiş birisinin bir anda değişip "laikliğe ve anayasa bağlı kalacağına" inanmaz.
Bu olmaz...
*
Yakında Türkiye’nin "dinci ülke" olduğunu siz de daha iyi görüp, daha iyi anlayacaksınız.
Dönüp arkanızı baktığınızda...
Uygar dünyadan dışlanıp, çağdaş toplumlara imrenip, kendinizi bir Arap ülkesinde hissettiğinizde...
Molla Türkiye’yi kendine benzettiğinde...
Bu cennet kadar güzel ülkenin ne hale geldiğini gördüğünüzde...