Heyecan dorukta...
Meydanlarda ipler atılmış, DTP ile işbirliği ya da koalisyon ihtimali
"ihanet" olarak ilan edilmiş...
Ve şimdi o DTP’li kadro, en ağır eleştirilerin, ihanet söylemlerinin arasından geçip MHP sıralarına doğru
"hayırlı olsun" demek için yürüyor.
Bahçeli, kibarca ayağa kalkıyor ve önce Ahmet Türk’ün, sonra diğerlerinin uzattığı eli sıkıyor.
Manzara bu...
Oysa Meclis’te DTP ile MHP arasında kavga bekleniyordu. Örneğin Başbakan Erdoğan bu konuda uyarmıştı.
Ama hayır...
En azından başlangıç olarak hayır.
Dün bu gelişmeyi Devlet Bahçeli’nin iki yakın kurmayıyla konuşuyorum...
Mehmet Şandır ve
Cihan Paçacı...
PLANLI TAVIR
Devlet Bahçeli böyle bir el sıkışma bekliyor muydu?
- Hayır.- Peki, el sıkmaya o an da mı karar verdi? Yoksa yalnızca bir kibarlıktan mı ibaretti?
Hayır. Her ne kadar Bahçeli o an böyle bir el sıkışma sahnesini beklemediyse de el sıkması ani değil, önceden planlanmış bir tavırdı.
Belli ki, MHP yönetimi bu konuda çok önceden karar vermiş. Ters reaksiyon ya da kavga eden bir görüntü yaratılmamasına özen gösterilecek. MHP yönetimi toplanmış ve kesinlikle kavga etmeme kararı almış.
Örneğin Cihan Paçacı kısa ve kesin bir cevap veriyor:
- O yemini eden kişiye ne diyeceksiniz. Güvenmek durumundasınız. Meclis kürsüsünden, "Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruyacağıma büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim" diye yemin ettiler. Bu yemini edene ve tutana bir sözümüz olmaz.
KAVGASIZSİYASET
Mehmet Şandır farklı bir açıdan cevap veriyor:
-
Sayın Çekirge, herkes bilsin ki artık TBMM’de Milliyetçi Hareket Partisi var. Biz köklü bir partiyiz. Ve kavga üzerinden siyaset yapmayacağız. Bizim kavga etmemizi bekleyenler vardı. Örneğin DTP’liler gelirken Sayın Baykal ve Sayın Erdoğan bir beklentiyle bize bakıyorlardı. Kavga bekleyenlerin hevesleri kursaklarında kaldı.
Evet, MHP çok olumlu bir açılış yaptı. DTP de öyle...
Bu böyle devam eder mi?
Gerçi İmralı’daki terörist bu manzaradan çok rahatsız olabilir.
Nitekim daha şimdiden avukatları aracılığıyla DTP milletvekillerine çok sert mesajlar gönderiyor.
Ve o mesajlara rağmen DTP milletvekilleri MHP’lilere
"Hayırlı olsun" gülü uzatıyor.
Şimdi mesele şu:
Parlamentodaki DTP ile İmralı’daki terör arasındaki farkı göreceğiz. Bakalım kim hákim olacak?
İstiyoruz ki demokrasi terörü yensin...
ÇETEDEĞİLPARTİ
MHP’ye gelince, o el sıkışmanın anlamı şudur:
-
Bu yemini ettiniz. Biz de size elimizi uzattık. Öyleyse gelin bu yemine sadık kalarak demokrasiyi güçlendirelim. Teröre izin vermeyelim...
MHP bu hareketiyle gerçek anlamda bir siyasi parti olduğunu bir kez daha göstermiştir.
Tersini yapsaydı siyasi parti değil,
"ulusalcı bir çete" damgası yerdi...
Hayırlı olsun...
DP kavgası liste işiymiş
ANKARA Bürosu’ndan Şükrü Küçükşahin ANAP-DYP birleşmesinin neden gerçekleşmediğinin detaylarını dizi halinde yazdı.
Şükrü neredeyse olayın "emar"ını çekmiş...
Hastalıklı yapının tüm dokuları gözüküyor...
Başından sonuna iyi bir çalışma...
Sonuç ise ortada:
-
Eldeki oyları birleştirirsek hangimiz kaçıncı sıradan Meclis’e girebiliriz arayışı kısa sürede kavgaya dönüşmüş. Kimse kimseye güvenmemiş...
İşte
"hastalık" da burada...
İyi niyetli nutuklar, nasıl oluyor da arka tarafta böyle bir "liste savaşı"na dönüşebiliyor anlaşılır gibi değil...
Çift kişilikli siyasetin, "şizoid" sonuçları olsa gerek...
Komutanların boş koltuklu mesajı
KOMUTANLAR TBMM’deki yemin törenine neden gelmediler?
Bu sorunun en keskinden en hafifine kadar birçok cevabı olabilir.. Ama çok daha önemli bir soru var...
O da şu: - Komutanlar Meclis’e gelmemelerinin bu tür sorulara neden olabileceğini biliyorlar mıydı?
Yani bu "zihin karışıklığı"nı bilerek mi yarattılar? Bu da bir mesaj mıdır?
Bence bu sorunun cevabı diğerlerinden çok daha önemli..
Çünkü eğer böyleyse bu çok daha "derin" bir mesajdır.
Çünkü geriye doğru bakıldığında komutanlar TBMM’deki bütün yemin törenlerine kısa da olsa katılmışlar.
1. ağız: Operasyon bir aldatmaca
ABD Başkanı Bush senatodan gizli operasyonlar için izin aldı...
Bunların arasında Türkiye ile birlikte Kuzey Irak’a yapılacak özel operasyon olduğu haberleri geliyor.
Peki eğer böyleyse Türk askeri için TBMM’den bir izin alındı mı acaba?
Hayır...
Bütün bunların bir aldatmacadan ibaret olduğunu birinci ağızdan öğrendim...
Çünkü böyle bir özel ortak harekátın sınırları, çapı ve maksadı tam olarak çizilmiş durumda değil.
Yani Erbil’de, Süleymaniye’de, Kerkük’te PKK büroları siyasi parti temsilciliği gibi çalışırken Türk askerinin Kuzey Irak dağlarında terörist aramasının ne anlamı olabilir?
Zaman, insan ve para kaybından başka...
1 milyonluk anketHurriyet.com. tr’de bir anket sürüyor... Soru şu:
- Abdullah Gül cumhurbaşkanı olsun mu, olmasın mı?
Bu anketin amacı, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı’na uygun olup olmadığının sorgulanması değil.. Stratejik olarak aday olması için genel düşüncenin ne olduğunun bulunması...
Anketin sonucu açıklanmıyor.
Ancak 1 milyonu aşkın oy kullanılmış durumda. Teknik olarak değişik şekillerde oyları etkileme ihtimali var. Ancak 1 milyon oyun yarısından fazlasını etkilemek mümkün değil. Bu nedenle oylama sonucunu önemsiyorum. Ankete 500’e yakın yorum gelmiş. Yorumlarda "olmasın" diyenlerin gerekçeleri daha çok "Ülke gerilime düşmesin" gibi bir temele dayandırılıyor. Yani "olmasın" diyenlerin çoğunluğu "Gül’ün kişiliği"yle ilgili bir endişe taşımıyor. Onlar daha çok "gerilim olmasın" noktasındalar. Anketle ilgili yazarlar da yorum yapıyor..
Cüneyt Ülsever’in şu yorumu dikkat çekiyor: "Parlamenter demokrasinin kuralları uygulanacaksa Cumhurbaşkanlığı önce Tayyip Erdoğan’ın hakkıdır. Ama bu hakkı kendisi kullanmazsa hak Abdullah Gül’e geçer. Bu safhadan sonra bu hakka engel olunacaksa 27 Nisan’dan daha vahim bir hata yapılmış olunur. Öte yandan AKP kendisi bu haklarından vazgeçerse, yani hanfendisinin başı açık ılımlı birinin adaylığını öne sürerse bu sefer de kendine emanet edilmiş olunan oylara ihanet etmiş olur."
Ülsever günlerdir süren "açmazı" tam anlamıyla özetlemiş...
Gül’ü iyi tanırım. Geçen defa kendisine yapılan haksızlıklar nedeniyle çok üzülmüştü...
Seçimden sonra halkın oylarıyla teskin olabildi. Bu yüzden adaylık ihtimalini çok daha kuvvetli görüyorum...