YENİ değil. Kuzey Irak’taki Kürt Yönetimi, Amerikan askerleri Irak’a girer girmez Kerkük’ün nüfus yapısını değiştirmek amacıyla harekete geçtiler.
Türkmenler, dertlerini anlatmak için ağızlarını açtıklarında, onların Türk devletinin ajanları olduğu ileri sürüldü. Ne yazık ki, Türkiye’de de bu iddiaları destekleyenler vardı.
Oysa, Türkmenlerin hepsi, Araplarla kaynaşmış olanları, Kürtlerle akrabalık bağları bulunanları, Şiileri, Sünnileri hepsinin gözü Türkiye’de idi. Hálá da öyle.
Türkiye bu konuya tabii ki sahip çıkacak.
Etnik nedenlerle değil, insan hakları açısından.
Yayılmacı emellerle değil, Irak’ın çıkarları için gerekli olduğundan.
Çünkü, Irak’ın istikrarı açısından Bağdat ne kadar önemliyse, Kerkük de aynıdır.
* * *
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, "Irak’ta olan biteni tribünlerden seyredemeyiz" diyor. Ne yapacaksınız? ABD’nin çıkmak için kıvrandığı bir yere mi gireceksiniz? Zaman içinde taşeronluğa kadar gidebilecek bir role mi soyunuyorsunuz?
Eğer çıkış planlarınız hazır değilse, tehdit savurma sığlığına düşmemeli Türkiye.
"Boş tenekenin sesi çok çıkar." Türkiye bölgenin boş tenekesi değil, belirleyici güçlerinden biridir.
Ama maalesef Irak politikamız, Kürt sorununun ipoteği altında.
Kürt sorunu, Kerkük’te çözülmez. Biz onu kendi içimizde kendi olanaklarımızla çözeceğiz. Çözmek zorundayız.
* * *
BİRLEŞMİŞ Milletler, salı günü yayınladığı insan hakları raporunda Kerkük’te "korkunç bir bölgesel kriz"in yaklaştığı uyarısını yaptı.
Kerkük’te durumun gittikçe kötüleştiğine dikkat çekilen rapordu bunun bölgesel istikrarsızlığı ateşleyebilecek büyük bir endişe kaynağı olduğu vurgulandı.
"Araplar ve Türkmenler Bölgesel Kürt Hükümeti’nin istihbarat servisi, ve güvenlik kuvvetleri tarafından tehdit ediliyor, korkutuluyor ve tutuklanıyorlar" dendi.
İnsan hakları ihlallerinin Kerkük’te "yaklaşmakta olan korkunç krizin habercileri olduğu" tespiti yapıldı BM İnsan Hakları Raporunda.
Artık herkesin farkına vardığı bu krizin ilk uyarıları Türkiye’den gelmişti. Eğer Türkiye bu meseleyi kendi Kürt sorunu üzerinden değerlendirmeseydi, "Türkiye, Kuzey Irak’ta Kürt Devleti kurulmasına karşı olduğu için tedirgin" yorumlarına neden olmasaydı bugün sözlerinin ağırlığı farklı olurdu.
Kerkük sıkıntısı Türkiye’nin iç meselesi olarak değerlendirildi.
Kerkük, etnik temizlik ve soykırım riski taşıyan çok ciddi bir insan hakları sorunu olarak Türkiye’nin daha etkili biçimde ilgilenmesi gereken bir meseledir. Boş sözlerle değil, ipoteksiz diplomasi ile.
Taraf olmak, Türkmenlerin de bugün aleyhinedir. Geçen hafta Ankara’da yapılan Kerkük ile ilgili toplantıya katılan Türkmen, Arap, Şii ve Sünni Iraklılar Türkiye’nin desteğini bekliyor ama müdahalesini istemediklerini açıkça dile getiriyorlardı.
Bölgenin demokrasi deneyimi en derin devleti olmanın güveniyle Kerkük politikaları doğru bir zemine oturtularak daha etkili olabilir Türkiye, taraf olarak değil.