Editör...

ORHAN Pamuk’un bir günlüğüne Radikal’in genel yayın yönetmenliğini yapması ve gazetenin o gün çıkmış olması başarıdır.

Radikal çıkmayabilirdi.

Çünkü; romancıların rahat tavırları, zamanlarının sınırsızlığı ve ilham gelmesini bekleme süreçleri gazete yapmaya uygun değildir.

Romancılar, önce yazı masasının başındaki minderli sandalyenin başına gelip, uzun uzun sandalyeye bakarlar.

Sandalyeyi alıp bir başka mekana gitme olasılıkları yüksektir.

Yani Radikal’in Genel yayın Yönetmeni İsmet Berkan’ın sandalyenin bir ayağından çekip Orhan Pamuk’a "Toplantı masasından çok uzaklaşmayalım, martıları görmek için Beşiktaş İskelesi’ne gidip oturmak iyi fikir değil" deme ihtimali vardı.

Romancılar sonra kurşun kalemlerini tıraşa başlarlar.

Bu uzun bir süreçtir.

İsmet Berkan ve arkadaşlarının Radikal’deki tüm kalemleri Orhan Pamuk’un önüne dökmeleri yararlı olmayacaktı.

Tam kalem tıraşı bittiğinde, açtığı ucunu kırar romancı.

*

Onların tavırları farklıdır.

(Oysa bizim editörlerimizde akıl almaz bir hız, çabuk kavrama yeteneği, ani karar verme becerisi vardır. En karmaşık haberleri kelime sayısı sınırlı tek başlıkla ve çok kısa bir zaman içinde topluma anlatma kabiliyetleri olağanüstüdür.)

Romancılar tuvalete gittiklerinde çıkmazlar.

Genelde içerden bir İspanyol şarkısının sesi gelir.

Ne bileyim ben; bizim editörlerimiz çoğu zaman toplantı masasının başında ve ayakta yemek yerken, Orhan Pamuk’un şehrin öbür ucundaki lokantaya gitmiş, garsondan "uçları üçgen kesilmiş patateslerden frıture" isteme olasılığı da vardı.

İsmet Berkan garsona "Çabuk ol kardeş, koş..." derken.

(Nitekim Orhan Pamuk’un 56 yıl önce Cumhuriyet’in Názım Hikmet ile ilgili bir yayınını, 56 yıl sonra Radikal’e manşet yapması beni doğruluyor.)

Rahattır romancılar.

İsmet Berkan büyük bir riske girdi.

Radikal çıkmayabilirdi.

Yürürken düşünmeyi sevdiği bilinen Orhan Pamuk’un, paltosunun yakalarını kaldırıp, manşeti düşünmek üzere Küçükçekmece’ye doğru yola çıkması... İsmet Berkan’ın da yürüme hızına uyumlu otomobilin arka koltuğundan kafasını uzatıp arada bir "Orhancığım, biliyorsun, gazete yarın çıkacak..." diye sorması da olasıydı.

Neyse ki tüm bunlar olmadı ve Radikal çıkabildi.
Yazarın Tüm Yazıları