BUGÜNLERDE en çok "Bizim derdimiz üzüm yemek mi, bağcı dövmek mi?" sorusunun yanıtlanması gereken bir olayı konuşuyoruz.
Sadece biz değil, yapılan yayınlar, alınan tavırlar yüzünden Hıristiyan dünyası da, "Türkler bakalım bağcıyı mı dövecekler, üzümü mü yiyecekler?" diye, Papa 16. Benedikt’in Türkiye’ye yapacağı ziyareti merakla bekliyor.
Duyulan ilginin göstergesi olarak da bin kadar yabancı gazeteci, yurdumuza gelecek ve "Türkler Papa’ya şöyle davrandı, böyle davranmadı" demek için gezinin her saniyesini yakından izleyip dünyaya duyuracak.
Şimdi gelin bir soruyu birlikte yanıtlayalım:
İstanbul’da Formula-1 otomobil yarışlarının yapıldığı pistte ilk yarış düzenlendiği zaman "İstanbul’daki yarışı 2 milyar kişi dün TV’lerden izledi. Bu ülkemiz için büyük bir tanıtım oldu" diye göbek atan bizler değil miydik?
O olayla kıyaslanmayacak kadar büyük bir fırsat elimize geçmiş... Sadece tüm Katoliklerin değil, tüm öteki kiliselere mensup Hıristiyanların da izleyeceği bir olayı yaşama ve bizlerin kaba, anlayışsız, geri olduğumuzu söyleyen insanlara "yanıldıklarını" gösterme şansı ayağımıza gelmiş...
Onu değerlendirmek varken, biz afralar, tafralar içinde "yüzüne bile bakmayız"; "adam yerine koymayız" anlamına gelen şeyler yapıyoruz.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın evvelden verilmiş sözü varmış da... NATO’nun bir toplantısına katılacağı için "Papa ile görüşmesi mümkün olmayacak"mış.
Aynı gün içinde uçakla dört ayrı yere gidip hepsinde boy gösteren, nutuk atan, toplantı yapan Başbakan bizimki değil mi?
Papa ile görüşmek, bir AKP il başkanı kızının düğününde bulunmak kadar da mı önemli değil?
Efendim... Dışişleri Bakanımız(!) Abdullah Gül, Papa ile görüşmek için randevu istemiş ama Papa’dan olumlu yanıt alamamış!
Ev sahibi ülke biz değil miyiz? Programı hazırlayan biz değil miyiz? Papa’nın Türkiye’ye bu tarihte geleceği 14 ay öncesinden bilinmiyor muydu?
Başbakan ve Dışişleri Bakanı görüşmek isteseydi Papa bunu reddedebilir miydi? Kim kimi kandırıyor Allah aşkına?
Eğer Türkiye Devleti istedi de o reddettiyse, devletimiz ve devletimizi yönetenler için bundan daha fazla utanç verici bir şey olabilir mi?
Tamam ama Papa 16. Benedikt 12 Eylül 2006 tarihinde Almanya’da, bir Bizans imparatorunun "Muhammed vaat ettiği inancı kılıçla yayma emrinden başka hangi yeniliği getirmiştir, gösterin bana!" şeklindeki sözlerini hatırlatarak tüm İslam álemini rencide eden adamdır. Yaptığı da fevkalade çirkindir.
Sadece bu sözleri nedeniyle değil, geçmişi nedeniyle, zihniyeti nedeniyle de bu zata zerre kadar sempati duymadığımızı altını çizerek belirtelim. Türkiye’ye yapacağı gezinin birtakım örtülü amaçları olduğunu -veya olabileceğini- iddia edenlere hak verdiğimizi de ilave edelim.
Peki ama hani "İslam hoşgörü dini" idi?
Bunu diyenler şimdi bu olaya tahammülsüzlük gösterenler değil mi?
Hani en övündüğümüz geleneğimiz konukseverliğimizdi?
Aklımız sahiden başımızda mı, daha fazla gecikmeden bir kontrol etsek!