SAĞDAN-soldan, ya da tümüyle farklı siyasi görüşlerden insanlar Ecevit’in ölümüne çok üzüldüler.
Niçin?..
Ecevit’in Kıbrıs Barış Harekátı dışında, toplumun yaşamında iz bırakmış, iyi-kötü bir ekonomik-sosyal-siyasal başarısı yok.
Tam tersine toplumun "Karaoğlan geliyor" diye verdiği büyük destekleri heder edişi var.
Türk sosyal demokratlarının bölük pörçüklüğü, her iktidarından sonra bakanlarının Yüce Divan’a yollanması, "Demokratik Sol" adına hiç de yakışmayacak bir karı-koca partisi, Fethullah Gülen tarikatıyla ilişkiler, en son binlerce insanın canına mal olan bu Rahşan affı...
*
İyi ama Ecevit’in ölümü niçin her görüşten insanı bu denli etkiledi, herkesin içi yandı dersiniz?..
Çünkü dürüst-namuslu devlet adamına hasrettir bu ülke.
Ve dört bir yanından soyulan, çalınan, yağmalanan bir memleketi yönetenler arasında istisnadır Ecevit.
57 senedir böyle "dürüst-namuslu" devlet adamı olmuşsa ve onu kaybetmişse...
Böyle dizlerine vurur insanlar.
O vardı, o da gitti diye.
*
Siyasetçiler bundan ders çıkartırlar mı?
Sanmıyoruz...
Dürüst ve namuslu olmanın; kayıp trilyonlardan çok daha değerli, kaçak villalardan çok da paha biçilmez, düğünlerde toplanan torba dolusu altınlardan, şirket-mirket kasalarından çok daha büyük zenginlik olduğunu bu sefer anlarlar mı?..
Öbür dünyaya mal-mülkün götürülemediğini
Kefenin cebinin olmadığını...
Bu toprakların ikiyüzlü olmayan, gizli emeller taşımayan, dürüst ve namuslu devlet adamlarına ne denli hasret olduğunu...
Görürler mi sizce?..
*
"Rahmetliyi nasıl bilirdiniz?" sorusunun ardından parlak söz söyleme, ya da "üstün başarılar" uydurma yarışı yerine, bence Ecevit’in bıraktığı en değerli yapıta iyi bakmalı: