BANA, yaşlanmanın sende yarattığı en önemli değişiklik nedir diye sorarsanız, hiçbir şeye şaşırmamak olduğunu söylerim.
Bu ruhsal dönüşümün bir parçası olarak, hiçbir şeye ne çok seviniyorum, ne de çok üzülüyorum. Belki gençken de biraz böyleydim. Hal böyle olunca, geriye bakıp iktisadi öngörülerimde nerelerde yanıldığımı saptamak bir bakıma bana fazlaca bir rahatsızlık vermiyor. Hatta şöyle düşünüyorum. Eğer ben çok etkili bir kişi olsaydım ve önerilerim, ilgililer tarafından aynen uygulansaydı, akıl verdiğim kişi ve kurumların elde ettiği tüm iyi sonuçlardan bana da büyücek bir şeref payı çıkacaktı. Burası güzel. Ama o takdirde, iyilerin yanında başa gelen tüm kötülüklerden de sorumlu tutulmam gerekirdi. Öyleyse, dediklerimin dinlenmemiş olması, benim yanılmış olduğum bir ortamda, aslında benim için bir şans.
* * *
Ben Türk ekonomisinin ayda 3 milyar dolar cari açık vererek yoluna devam edebileceğine hiç ihtimal vermemiştim. Yanıldım. Hem de ciddi şekilde yanıldım. Hakeza, seçilmiş bir hükümetin, bu kadar uzun süre, bu kadar yüksek reel faiz vererek, IMF’nin istediği "Faiz Dışı Fazlayı" tutturabileceğine siyaseten ihtimal vermiyordum. Burada da yanıldım. Bu yüzden izlenen "yüksek faiz-düşük kur" ya da "örtülü kur çıpası" ile enflasyonu dizginleme politikasının, ilk yıllarda başarılı sonuçlar vermesine rağmen, en geç dördüncü yılın sonunda bir yol kazasına uğrayacağını düşünüyordum. Yanıldım. Şimdi ise bu modelin pratik olarak sonsuza kadar devam edeceğine inanmaya başladım. İnşallah bu kez yanılmam.
* * *
Öngörülerin tutmamasının, bilimsel bir açıklaması olması gerekir. Öngörüler, belli varsayımlara dayanan modellerle saptanır. Eğer öngörü gerçekleşmemişse,
1.Varsayımlarda hata vardır,
2.Modellemede hata vardır,
3.Her ikisinde de hata vardır,
4.İkisinde de hata yoktur, zamanlamasında hata vardır.
Öngörüsü tutmayan hemen herkes, modelleme hatası yaptığını kolay kolay kabul etmez. Daha ziyade varsayımlarda hatalı olduğunu söyler. En kolayı da 4. maddeye uygun konuşmaktır. Yani varsayımlarla veya modellemeyle ilgili bir yanlış yoktur, ákibet sadece gecikmiştir.
* * *
Varsayımlarda yaptığım en büyük hata, döviz bolluğunu sürmez sanmamdır. Dünyadaki döviz bolluğunun kaynağı, halen toplamda 6.5 trilyon doları geçen ABD’nin cari işlem açıklarıdır. Bu açık böyle gitmez sandım. Dolayısıyla nakit servetten kaçanların, Türkiye’deki varlık fiyatlarını bu kadar yükselteceğini düşünemedim. Türkiye’de máli-iktisadi krizlerin hepsi, 150 yıldır inatla uygulanan "düşük kur" politikasının, döviz akışında kesinti yaratmasından çıkmıştır. Bu sefer de öyle olur sandım, meğer öyle olmayacakmış. İyi ki yanıldım.