MERKEZ Bankası Para Politikası Kurulu’nun (PPK) bugün yapacağı toplantı, açık söylemek gerekirse, bundan önceki aylardaki kadar merakla beklenmiyor.
Neredeyse piyasanın yüzde 100’ü, Merkez Bankası’nın bu ay faizleri değiştirmeyeceğini düşünüyor.
Geçtiğimiz aylarda Para Politikası Kurulu, piyasalarda yapılan anketlerin sonucunda çıkan "ağırlıklı beklenti"nin tersine kararlar almıştı. Ancak bu kez Merkez Bankası’nın faiz kararının piyasa beklentilerinin tersine oluşmasını, biz de beklemiyoruz.
Bizce bu karar, neredeyse bir önceki ayki toplantıdan bu yana belli olan bir karardı.
Geçen hafta yaşanan dalgalanma, piyasaları biraz tedirgin etti ama piyasalar buna rağmen Merkez Bankası’nın bir telaşa kapılmasını beklemiyor. Bizce haklılar da...
Geçen haftaki dalgalanmada Brezilya, Ekvator, Polonya, Bulgaristan, Güney Afrika gibi Türkiye ile aynı kategoride bulunan bazı gelişmekte olan ülkelerde çıkan politik çatışma ve kargaşaların büyük etkisi oldu. Aslında bu gelişmelerle ABD’de ekonomik gidişat hakkında kafaların iyice karışması biraraya gelince, telaş dalgası yaygınlaştı.
Ama TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun dediği gibi; sanki askeri darbe Tayland’da değil de Türkiye’de oldu. Bizim piyasalar bu siyasi çalkantılara sahne olan ülkelerden bile daha fazla olumsuz etkilendi. Bu, neredeyse bizim kaderimiz oldu, başka yerde ne olursa olsun, biz daha fazla etkileniyoruz.
Hisarcıklıoğlu, bunun en büyük nedeni olarak yüksek cari açığı gösteriyor ki, bizce de haklı.
Artık "finans ediliyor nasıl olsa" deyip, bu işi boş vermekten vazgeçmek gerekiyor.
Ancak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun kısa vade için alacağı kararda bu durum şimdilik etkili olmayacak. Merkez Bankası anketlerinden, beklentilerde küçük de olsa iyileşme çıkıyor, tüketim eğiliminin azaldığı görülüyor. Buna ek olarak, yaşanan dalganın etkisi ve süresi konusunda da doğal olarak işin netleşmesini bekleyecektir.
İşte bu ortamda Merkez Bankası bu kez faizleri değiştirmeyecektir diye tahmin ediyoruz.
Ama, Para Politikası Kurulu’nun açıklamasında yeralacak ibareler, önümüzdeki döneme ilişkin olarak önemli olacak ve daha çok Kurul’un açıklama metnindeki satırların anlamı okunmaya çalışacak. Buradaki beklentimiz ise temkinli tutumun devam etmesi, beklentilerdeki eğiliminin çok sıkı takip edilmeye devam edileceği ve gerekirse faiz artırım kararı almaktan çekinilmeyeceğinin vurgulanması. Yani açıklamanın ileriye dönük olarak mesaj ağırlığı fazla iyimser olmayacak, bizce nötr tutulmaya çalışılacak.
DALGALAR TAHRİBAT YAPIYOR
Yaşanan son dalga, belki kısa vadede faizlerin yeniden artmasına neden olmayacak ama bu, yaşanan dalgaların zarar vermediği anlamına gelmiyor. Dalgaların en büyük zararı uzun dönemli beklentilere oluyor. Dalgaların sıklaşması sonucu, şimdilik, enflasyon beklentileri belki "Merkez Bankası gerekli kararları alır" diye çok fazla bozulmayacaktır ama faiz beklentilerinin etkileneceği açık. Zaten gördüğümüz kadarıyla beklenti anketlerinde enflasyon beklentisi düşerken, faiz beklentisi düşmüyor. Yani dalgalar ardarda geldikçe faiz beklentileri daha da yukarı gidecektir.
Bankacılarla konuştuğunuzda da dalgaların yüksek reel faizi giderek kalıcı hale getirdiğini, özellikle önümüzdeki yıla ilişkin belirsizlikleri artırdığını söylüyorlar.
Yani risk primi arttığı için faizleri düşürmek mümkün olmuyor.
Bu hafta Hazine’nin yüklü geri ödemesi var ve belki Para Politikası Kurulu’nun vereceği faiz kararından daha çok Hazine’nin bu hafta yapacağı ihalelerde oluşacak faiz oranı merak konusu oluyor. Hazine’nin kasasında epey para var ama yine gelecek teklif miktar ve oranları önemli bir gösterge olacak.
Bunun da ötesinde önümüzdeki yılın bütçesinde yüksek faiz oranları yeniden sorun olacak ve başta yatırımlar olmak üzere, birçok harcamanın kısılmasına neden olabilir.
IMF iki hafta sonra Ankara’da olacak ve dalgaların, faiz dahil, etkisi masaya yatırılacak.