Aşkın en güzel ifadesi

3dk okuma

PUCCINI’nin "Omio babino cara"sını ne zaman dinlesem, kadınları düşünürüm.

Daha doğrusu farklı kadınları.

Farkını koymuş kadınları.

Dün yine Puccini dinlerken, işte böyle müthiş bir kadının hayatını düşündüm.

* * *

Hikáyeye en sonundan başlayacağım.

Çünkü benim için hikáye orada, o gece başlıyor.

Yani, her şeyin bittiği, her şeyin yeniden başladığı o gece.

Miladi takvimle 678 yılının Ramazan ayının sonlarında bir gece, Medine’nin "Cennetül Baki" mezarlığında bir cenaze töreni vardı.

Tam tarihiyle Muaviye saltanatının sona ermesinden iki yıl önceydi.

Cenaze namazını dönemin Medine Valisi Ebu Hureyre kıldırıyordu.

Mezarlıkta kadın-erkek büyük bir kalabalık vardı.

O gece, İslam tarihinin en önemli kadın simalarından biri toprağa veriliyordu.

Hazreti Ayşe...

Yani Hazreti Muhammed’in karısı...

Sağlığında, hakkında bunca kötü dedikodu çıkarılan bir kadın nasıl olur da gece yarısı bunca insanı Medine’nin bir mezarlığında bir araya getirebilmişti?

Sadece Hazreti Muhammed’in karısı olması dolayısıyla mı?

Yoksa başka bazı meziyetleri nedeniyle de mi?..

* * *

Bir erkek, hayatındaki en önemli kadını hangi cümleyle, hangi ifadeyle anlatabilir?

"Seni seviyorum" diyerek mi?

Çok basit, hatta yalana çok elverişli bir cümle.

Çiğnene çiğnene paspas olmuş.

Samimi ve derin aşkı anlatamayacak kadar sıradanlaşmış.

Her erkek, samimiyetine, tıynetine, aşkının ve arzusunun büyüklüğüne uygun bir cümleyi tahayyül edebilir.

Bugüne kadar çok sevgi ifadesi okudum.

Ama hiçbiri beni Hazreti Muhammed’inki kadar etkilemedi.

* * *

Birçok dini kitaba göre, Hazreti Ayşe, Hazreti Muhammed’in en sevdiği kadındı.

İkisi arasındaki ilişki, Hazreti Muhammed’in insani tarafını en kuvvetli anlatan anekdotlarla dolu.

Kıskançlık, tutku, cilve, dedikodu...

Yani insana ait her şey.

Başta Ümmü Seleme olmak üzere öteki eşleri Hazreti Muhammed’in Ayşe’ye olan bu tutkusunu kıskanmaktadır.

Kendilerine de Ayşe kadar değer verilmesini istemektedirler.

İşte böyle kolektif kıskançlık günlerinden birinde bütün öteki eşleri Ümmü Seleme’yi, bu duygularını iletmek üzere Hazreti Muhammed’e gönderirler.

Ümmü Seleme isteklerini iletir.

Hazreti Muhammed sessizce dinler.

Ümmü Seleme bir kere daha tekrarlar.

Yine cevap alamaz.

Üçüncü defa aynı duygularında ısrar edince Hazreti Muhammed yerinden doğrulur ve şunu söyler:

"Beni Ayşe ile ilgili konularda üzme. Çünkü, ondan başka hiçbir kadının yatağında bana vahiy gelmemiştir."

* * *

Eğer bir erkek, bir kadına gerçekten tutkunsa ve bu erkek bir peygamberse, o tutku daha kuvvetli şekilde nasıl ifade edilebilir?

Ümmü Seleme bu iki cümleyi dinleyince, "Seni üzdüğüm için Allah’a tövbe ediyorum ya Resulullah" der ve çekilir.

Bir kadının başka bir kadınla mücadele edemeyeceği an varsa, herhalde işte bu andır.

Bu tutkunun doruğa çıktığı anlar sadece bu değildir.

Vahiy kaynağı olan kadın bile kıskanır.

Bakın Hazreti Ayşe, o kıskançlık duygularını nasıl anlatıyor:

"Peygamberi öyle kıskanırdım ki, bana ayırdığı günler dışında kapımı çaldığı bir gün kapıyı açmadım. Bir kez daha vurmasını bekledim. Sonra kapıyı açınca bana, ’Kapının çaldığını duymadın mı’ diye sordu. Duydum ama sıram dışındaki bir günde de bana geldiğini diğer kadınların bilmelerini arzu ettim. Bunun için kapıyı tekrar tekrar vurmanı istedim."

Kadın kadındır.

* * *

O gece Medine’deki mezarlıktaki törene katılan büyük kalabalık içinde çok sayıda kadın vardı.

Hazreti Ayşe, gece yarısı gömülmeyi vasiyet etmişti.

Vefatının ardından bir gün bir Medineliye, "Ayşe’nin yasını kimler tuttu" diye sordular.

Orada birisi şu cevabı verdi:

"Ayşe’yi anne bilenlerin hepsi..."



(*) Entellektüel ve Siyasi Bir Kişilik Olarak Hz. Aişe: M. Canan Ceylan, Ahsen Yayınları, 2002. Bu kitap hakkında çeşitli gazetelerde çok övücü yazılar okudum. Prof. Hayrettin Karaman kitabı okuyup tavsiyelerde bulunmuş. Taha Akyol övücü bir yazı yayınlamış. Vakit Gazetesi’nde 5 övücü yazı çıkmış. Bana göre de gerçekten güzel bir kitap.
Yazarın Tüm Yazıları