ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin dün yaptığı açıklamaya göre, "Her ülke gibi Türkiye’nin de kendini ve halkını savunma hakkı ve sorumluluğu var"mış.
Bayağı büyük bir lütufta (!) bulunmuşlar ve eşsiz bir anlayış (!) sergilemişler. Oysa biz "kendini savunma hakkı"nın sadece ABD’ye ve İsrail’e ait olduğunu sanıyorduk.
Daha doğrusu uluslararası hukukun her gün yeni bir ilkesini çiğneyen Başkan George Bush’un yıllardır izlediği politikalara bakınca, "ABD ve İsrail’den başka hiçbir ülkenin kendini savunma hakkı olmadığı" sonucunun çıktığını görüyorduk.
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne ne kadar teşekkür (!) etsek azdır.
Aynı büyükelçiliğin açıklamasında ayrıca;
"Ülkelerimiz PKK ve karşı karşıya olduğumuz diğer güvenlik tehditleriyle birlikte mücadele ederken, Türkiye ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükümetiyle yakın işbirliğimizi devam ettirme isteğindeyiz" dendiği bildiriliyor.
Anlaşılan sadece Başbakan Tayyip Erdoğan’ın değil genel kamuoyunun da sabrının taştığı izlenimini edinmiş olmalılar. O nedenle olacak ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack da, "terör örgütü PKK ile mücadelede, Irak’taki çokuluslu güçler, Irak hükümeti ve Türk hükümetinin bir araya gelerek istihbarat paylaşmasını" desteklediklerini söylemiş.
Ankara’daki büyükelçiliğin sözünü ettiği "yakın işbirliği" ile sözcünün değindiği "istihbarat paylaşması" eğer aynı şeyler ise... Bunun pratikte hiçbir anlam taşımadığı ortada olduğu için sorun var...
Bunlar düpedüz bizimle dalga geçiyorlar da galiba bizim yetkililer anlamazdan geliyor. Ya da sevgili "yetkili"lerimiz, kendi onurlarındaki aşınmanın ulusça hepimiz için geçerli olduğunu sanıyor. Gereken yanıtı ihtimal o yüzden vermiyorlar.
Nitekim sözcü, dalga geçmesine devam etmiş. Örneğin, "PKK’nın terörist bir örgüt olduğu konusunda daima açık konuştuklarını" söylemiş. Ardından, "PKK’yı öyle görüyoruz. Bu terör saldırılarında Türk askerlerinin hayatını kaybetmesini endişe verici olarak görüyoruz" demiş.
Peki "Terörist bir örgüt" dediğiniz PKK’nın Kuzey Irak’taki yerini de bildiğinize göre, bu teröristleri engelleyecek ne yaptınız? "Terörle mücadele herkesin insanlık görevidir" diyen siz değil miydiniz? Örneğin, PKK’ya giden bir tek silahı veya bir tek mermiyi engellediniz mi? PKK’ya gönderilen veya onun tedarik ettiği bir çuval erzaka el koydunuz mu? Kuzey Irak’taki egemen güç siz değilseniz kimdir? Orada siz egemen değilseniz Türkiye’nin kendisini savunma hakkını kullanmasına karşı çıkmanızın mantığı nedir? Söyleyebilir misiniz?
Lafı neden uzatıyoruz ki?
Yaşadıklarımız onların işine gelince ABD’nin "stratejik ortağı" olduğumuzu, ama sıra bizim ABD’den destek istememize gelince bin dereden su getirip -deyim yerindeyse- "çamura yattıklarını" göstermiyor mu?
İşin tuhafı sonra da anket düzenleyip "Türkler artık bizi neden sevmiyor?" diye sebep arıyorlar. Sebep ortada...