Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir!

TABLO net bir biçimde ortaya çıktı. Her gün 50 şehit verelim, karakollarımız basılsın, insanlarımız kaçırılsın, hiç fark etmez. Kuzey Irak’a karşı askeri bir operasyon yapmamız, oradaki PKK üslerini temizlememiz mümkün değil. Niçin?..

Çünkü ABD istemiyor. Kuzey Irak’ta kurulan ve PKK’yı ABD ile birlikte koruyan Kürt devleti doğal olarak istemiyor.

Bizim hükümet bu doğrultudaki yanıtları önceki gün aldı. Ankara’daki ABD büyükelçisi hükümetinin tavrını somut bir biçimde ortaya koydu:

"Kuzey Irak’a girmenizi hoş karşılamayız."

Bu diplomatik dilin Türkçe’ye çevirisi ise aynen şöyle:

"Girmenize izin vermeyiz. Ordunuz, ekonominiz, her şeyiniz bize bağımlı."

Adam haklı. İşin dahası da var. Böyle bir operasyon düzenlemenin maliyeti de çok yüksek. Bir kalemde trilyonlarca lira para harcamak zorunda kalırız. Devletin bütçesi ve harcamaları bize değil, IMF’ye bağlı. Kuzey Irak operasyonu için yapılacak bu harcamalara, bütçe dengesi bozuluyor diye IMF karşı çıkar. Bize verdiği desteği geri çeker.

Sonracığıma borsa düşer, döviz yükselir, fiyatlar artar.

Allah korusun, biz bu durumda ne yaparız? Kime sığınırız, kimden yardım bekleriz?

Her şey zaten bıçak sırtında.
Enflasyon, döviz, borsa, bütçe, her şey!

Bir de düşünün ki, bizim hükümet TSK’ya emir vermiş... "Girin arkadaşlar Kuzey Irak’a..."

Ve emme basma tulumba çalışmaya başlamış, bizim dövizler ve yeni Törkiş liralar savaş makinesi tarafından emilmeye başlanmış... Ve IMF anında su koyvermiş, "hop dedik" demiş! ABD resti çekmiş. AB insan haklarından, özgürlüklerden, terörist haklarından dem vurmaya başlamış.

Elin oğluna bizim şehitlerimizden, uğradığımız belalardan ne? Onlar kendi dümenine bakar, kendi çıkarını korur.

Türkiye’yi sıkıştırmışlar köşeye, ekonomisini, askeriyesini, bütçesini, iç ve dış siyasetini almışlar ellerine, hiç bırakırlar mı?

***

Allah korusun, Allah korusun! Bu işler il kongresinde nutuk atmaya, Kürt kökenli vatandaşlarımıza çağrıda bulunmaya benzemez ki!

Bay Başbakan pazar günü Ağrı il kongresinde dedi ki: "Yarın Ankara’da yapacağımız Bakanlar Kurulu toplantısı önemli kararlara gebedir." Çok doğru söyledi! Bakanlar Kurulu toplantısından "çok önemli" kararlar çıktı!

Toplantı sonrasında Adalet Bakanı tarafından yapılan açıklama müthişti!

"ABD ve Irak hükümetine çağrıda bulunuyoruz. Bu fitneyi (PKK’yı) Kuzey Irak’tan çıkarın. Yoksa uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı sonuna kadar kullanırız."

Aynı gün Ankara’daki ABD ve Irak büyükelçilikleri çağrıldı. Kulaklarına fısıldadık ve kamuoyuna açıkladık:

"Yeter ama, sabrımız taşıyor."

Yahu bu ABD kuklası Irak devletinin merhemi olsa kendi başına sürer, kendi ülkesine egemen olur. Kuzey Irak’taki Kürt devletine zaten sözü geçmediği gibi, güneyde bile geçmiyor. Orada her gün kan gövdeyi götürüyor. Siz kimden ne yardımı istiyorsunuz muhteremler?

***

Bir ülke bağımsızlığını yitirince, ulusal onurunu yabancılara çiğnetince, içeride ve dışarıda egemenliğini başkalarına devredince, vatanın milletin malını mülkünü yabancılara peşkeş çekmeye başlayınca, sonu işte budur.

O ülkeyi yönetenler sık sık görkemli isimleri olan kurul toplantıları yaparlar. Nutuk atarlar. Ahaliye çağrıda bulunurlar. Bildiri yayınlarlar. Tepki duyan milyonlarca vatandaşın ağzına bir parmak bal çalıp uyutmaya, göz boyamaya yeltenirler.

Hepsi budur! Şimdi bu süreci izliyoruz!

Sonuç sıfırdır.

Bu hadiseyi günlerdir yaşıyoruz. Hepimiz içindeyiz, rezalete, acizliğe birebir tanık oluyoruz.

O halde böyle beklemekten, yabancılardan medet ummaktan başka çaremiz yok! Onların iznine ve insafına tabiyiz. Elimiz kolumuz bağlı, kurbanlık koyun gibiyiz.

Ülkeyi yöneten aymazlar bundan sonraki şehit cenazelerinde yine nutuk atarlar, "sabrımız taştı" derler, sonra ABD ve AB kapılarında operasyon izni için bekleşirler ve her seferinde böyle nasihat alırlar.

Sorun değil! Nasılsa askerimiz çok. Daha nice şehit cenazesi kaldırırız.

Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir!
Yazarın Tüm Yazıları