Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Papirüsten yapılma tekne Ra ile okyanusu aşmaya davetlisiniz

"Ne okumalı?" Bu soru, ülkemizde çok farklı amaçlar için sorulur. Kimisi bunu seyahat öncesinde, kimisi yaz tatilinin başında veya ÖSS sonrasında sorar.

Örneğin, "Yolculuğa çıkarken ne okumalı?" veya "Gemiye binince ne okunur?" gibi sorularla, doğru duanın adı öğrenilmek istenir. Gençler ise özellikle ÖSS sonrası en uygun mesleği seçebilmek için bunu sorar. Daha az sayıda insan ise bu soruyla okunacak bir kitap tavsiye edilmesini ister. Bana göre, "Bu yaz ne okumalı?" sorusuna verilebilecek en iyi yanıtlardan biri, "Sizi bambaşka bir dünyayla tanıştıracak, heyecanlı ve gerçek bir serüven için Ra’nın Araştırma Seferleri"dir. Bu gün için, Thor Heyerdahl gibi, kamıştan yapılmış bir salla okyanusları aşmaya kalkışmak da çok büyük bir serüvendir. 20. yüzyılın en ünlü gezgin ve bilim insanlarından biri olan Heyerdahl (1914-2003), eserleri tüm dünyada yankı yapmış ve birçok kişiye ilham vermiş sıradışı biridir. 1914 yılında Larvik Norveç’te doğmuş olan Heyerdahl’ın serüveni, burada küçük bir müzenin müdiresi olan annesinin ona hasta yatağında okuması için verdiği antropoloji kitaplarıyla başlar.

Antropolog Heyerdahl, ilk görevine 22 yaşında, Markiz Adaları’nda başladı. Dünyanın bir ucunda yer alan bu adalarda eşiyle birbirlerine sordukları sorular şunlardı: Nasıl oluyor da Latin Amerika kökenli olan tatlı patates ve ananas gibi bitkiler, Polinezya’da yetişebiliyor? Bu bitkiler buraya ne zaman ve nasıl getirildi? Bir yıl sonra Heyerdahl kararını verdi: Ona göre, Polinezya halklarıyla Latin Amerika halkları arasında tarih öncesine dayalı bir ilişki vardı. Birçok kişiye göre, Peru yerlilerinin tahtadan yapılmış salları böyle uzun bir yolculuğa dayanamazdı.

Heyerdahl bunun aksini ispatlamak için ilk serüvenine çıktı. Kon-Tiki adındaki küçük salıyla, tamamen ilkel koşullarda (sadece yelken ve dümen kullanarak) 101 günde Pasifik Okyanusu’nu geçmeyi başardı. Bu olay, onu dünyaca ünlü yaptı. Böylece, "Kon-Tiki Seferi", Türkçe dahil olmak üzere 67 dile çevrilip 20 milyon adet satıldı ve filmi 1951’de en iyi belgesel olarak Oscar kazandı.

12 TON PAPİRÜSTEN TEKNE

Bu eser Türkiye’de de büyük hayranlık yaratıp iz bıraktı. Örneğin, Dünya Yayıncılık’tan çıkan "Hayallerimin Peşine Düşünce" adlı gezi anılarının yazarı Tülay Filiz (http://dukkan.dharma.com.tr/V1/Pg/WriterBook/Number/6567), "Kon Tiki’yi okuduğumda kaç yaşımdaydım hatırlamıyorum ama Norveçli antropolog Thor Heyerdahl’ın geçmişin gizlerini çözmeye yönelik Polinezya yolculuğu bende derin izler bıraktı. Bir antropolog olup eski medeniyetlere, bilinmeyenlere yolculuk yapmak hayatımın en büyük ideali haline geldi" diyor. Benzer şekilde, usta denizci Sadun Boro’nun "Pupa Yelken" adlı kitabından etkilenen Osman Atasoy, dünyayı dolaşan ikinci Türk denizci oldu ve anılarını "Uzaklar-Atasoylar’ın Dünya Seyahati" adlı kitapta topladı.

Sonuç olarak Heyerdahl, Pasifik’teki ada insanlarının Peru’dan gittiklerini kanıtlamak için, "Kon-Tiki" adlı minicik bir sandalla kocaman okyanusu geçmeyi başarmıştı. Kendini insanlık tarihinin 2-3 milyon yıllık serüvenini anlamaya adamış olan Heyerdahl, bu başarıyla yetinmedi. Bu sefer, Mısırlıların Amerika’ya göçtüklerini kanıtlamak için Akdeniz’den Ra adlı bir saz sandalla yola çıkıp Amerika kıtasına ulaşmaya çalıştı. O zamanlar Mısır Papirüs Enstitüsü, bu bitkinin liflerinden üretilmiş teknelerin uzun yolculuklara dayanamayacağını ileri sürüyordu. Thor Heyerdahl ise öyle düşünmüyordu.

Sonunda, ilk çağlarda Mısır’da kullanılan papirüs teknelerin bir benzerini inşa etmeye karar verdi. Bunun için, 1969 yılında 12 ton papirüs satın aldı ve teknelerini hálá eski tekniklerle inşa eden yerlileri görevlendirdi. Eski Mısır güneş tanrısı Ra’nın adını verdiği ve yelkenine de kırmızı bir güneş resmi koyduğu 15 metrelik tekne, Etiyopya’dan parça parça Mısır’a taşınıp bir araya getirildi. Heyerdahl’ın hedefi, Fas’ın Safi kentinden yola çıkarak Atlas Okyanusu’nu aşmak ve Güney Amerika’daki Barbados kıyılarına ulaşmaktı.

Ancak, 55 günlük bir yolculuktan sonra Ra I, Antiller’de bir fırtınaya yakalanınca sefer yarıda kaldı. Heyerdahl’ın pes etmedi. Bir yıl sonra, hayalleri ve her biri farklı milletten (ve de çok farklı karakterlerde) yedi arkadaşıyla yine papirüsten yaptığı ve Ra II adını verdiği yeni fakat daha küçük bir tekneyle sefere çıktı. 57 gün süren beş bin kilometrelik bir deniz yolculuğundan sonra Barbados kıyılarına ulaştılar. Böylece, eski Mısır’ın papirüs tekneleriyle Amerika kıtasına ulaşılabileceğini tüm dünyaya kanıtlamış oldular!

TÜRKÇE’YE ÇEVRİLDİ

Hayatı boyunca kesin olarak bilinen şeylere, dogmatik teorilere ve bilim adına söylenmiş sıradanlıklara karşı savaşan Heyerdahl, "Özgür düşünceye açık bir beynin, bakmak ve görmek arasındaki ayrımı fark etmeyi başarırsa, gezegenimizin sırlarını rahatlıkla keşfedebileceğine inanıyorum" diyordu. Bu düşünceyle yaptığı sıradışı Ra seferlerinin serüvenini de 1970 yılında yayınladı. Yıllar sonra Kaptan Oktay Sönmez’in 77 yabancı dile çevrilmiş olan bu eseri Türkçeye kazındırması hiç kolay olmadı. Yazarın mirasçısı durumundaki kurum ve kişilerden çeviri hakkını almak için çok uğraşması gerekti. Bu gün artık Oslo’daki Kon-Tiki Müzesi’nde sergilenen Ra I ve Ra II gemileriyle birlikte "The Ra Expeditions" adlı kitabın, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) tarafından çevrilip az sayıda basılan, "Ra’nın Araştırma Seferleri" adlı Türkçe kopyasını da görebilirsiniz.

Sizler de kendinizin veya sevdiklerinizin hayata bakışını değiştirmek ve Ra’nın mürettebatıyla birlikte okyanusların gizemli dalgaları arasında dünyayı dolaşmak için roman kurgusunda akıcı bir dille yazılmış olan bu kitabı okumalı veya okutmalısınız. Kitabı TÜDAV’dan (Tel:+90 216 4240772, Faks:+90 216 4240771 veya tudav@superonline.com) edinebilirsiniz. Kitap okumak isteyen herkese tavsiye ederim...
Yazarın Tüm Yazıları