İzmir neyin kalesi

DÜN Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki’yi aradım.Konu, İzmir’le ilgili açıklamasıydı.

Direkt söze girdim.

"İzmir ne zamandan beri solun kalesi oluyor?"

* * *

1954 yılından beri genel seçimlerde alınan sonuçları kendisine anlattım.

1954 seçimleri: Demokrat Parti yüzde 61, CHP yüzde 38.

1957 seçimleri: DP yüzde 54, CHP yüzde 41.

Hadi o, DP dönemiydi.

Gelelim 27 Mayıs İhtilali’nin hemen ertesine.

Yani Demokrat Parti’nin siyasetten silindiği dönemin seçimlerine.

1961 seçimleri: Adalet Partisi yüzde 55, CHP yüzde 39.

1969 seçimleri: AP yüzde 62, CHP yüzde 29.

CHP sadece 1973 ve 77 seçimlerinde sağ partilerin önüne geçebiliyor.

Yani Ecevit’in "Karaoğlan" efsanesini yarattığı iki seçimde.

O iki seçimde zaten sadece İzmir değil, neredeyse bütün Türkiye CHP’ye yönelmişti.

CHP sadece 1977 yılında yüzde 50’nin üzerine çıkabilmiştir.

1983 seçiminde Halkçı Parti ile ANAP başa baştır.

Ama Sunalp’ın sağ eğilimli MDP’sini de ANAP’a eklerseniz, yüzde 65’e yakın sağ oy ediyor.

90’lı yıllara gelelim.

1991 seçimi: DYP yüzde 27, ANAP yüzde 25, SHP yüzde 24, DSP yüzde 15, RP yüzde 5.

Sol partilerin toplam oyu yüzde 39’da kalmış.

1995 seçimi: DSP yüzde 24, DYP yüzde 23, ANAP yüzde 18, CHP yüzde 13, RP yüzde 8.

İki sol partinin oyu yüzde 37 civarında.

1999 seçimi: DSP yüzde 40, ANAP yüzde 15, CHP yüzde 9, FP yüzde 4.

Ecevit’in siyasi hayatında ikinci patlamayı yaptığı yıl, sol oylar yine yüzde 50’nin üzerine çıkamamış.

* * *

Ve 2002 seçimi: CHP yüzde 29, AKP yüzde 17, DYP yüzde 9, GP yüzde 17, ANAP yüzde 4, DSP yüzde 1.

Sol oylar daha da azalmış ve yüzde 30’a inmiş.

Evet tablo bu.

Şimdi bu tabloya bakıp "İzmir solun kalesi" diyebilir misiniz?

İzmir tarihsel olarak "Liberal sağın" kalesidir.

Adnan Menderes hareketinin, arkasından Demirel hareketinin en güçlü biçimde doğduğu yerdir.

Anlayacağınız Akif Beki’nin, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın "Hani İzmir için söylenen bir söz var ya, onu değiştireceğiz" sözlerini düzeltmek için bulduğu gerekçe ya biraz aceleye gelmiş, ya da o sözleri düzeltebilecek başka bir gerekçe bulamadıkları için bunu söylemişler.

* * *

Dün İzmir’le ilgili bütün tepki yazılarını tek tek okudum.

Sadece İzmir kökenli yazarlar tepki vermiyor.

Aralarında Bekir Coşkun gibi Şanlıurfalıların da bulunduğu pek çok yazar ve siyasetçi aynı tepkiyi veriyor.

Başbakan adına yapılan düzeltme belli ki kimseyi ikna edememiş.

Bence bunun yerine hiç kıvırtmadan özür dilenseydi çok daha inandırıcı olunabilirdi.

Anlaşılıyor ki, Refah Partisi kökeninden gelen siyasetçilerin İzmir’le ilgili bir sorunu var.

İzmir’in "liberal sağın kalesi" olduğunu bal gibi bildiklerine göre takıntıları nedir?

Acaba asıl söylemek istedikleri "İzmir solun değil, laikliğin kalesidir" cümlesi mi?

Çünkü dinci kökenden gelen partiler bu şehirde hiçbir zaman büyük oy oranlarına ulaşamamış.

Orayı "kale" olarak tarif ettiklerine göre, demek ki arkasından "fetih" gelecek.

* * *

Son olarak, sadece AKP’lilere değil, hepimize şunu sormak istiyorum.

Çoğumuzun kafasında hálá küfür anlamına gelen bir "gavur" kavramı var.

Dinci kökenliler "gavur"u, yani "bizden olmayanı", Hıristiyan’ı, Yahudi’yi "gavur" olarak görmeye devam ediyor, ama bizler de "gavur" kelimesinin ifade ettiği her şeyi "hakaret" olarak kabul etmekten vazgeçemiyoruz.

Bunun üzerinde de düşünmek lazım...
Yazarın Tüm Yazıları