Hemen her gün Aksaray’daki kebapçıda arkadaşlarıyla birlikte yemek yemektedir esmer genç kız. Karaman’ın Ayrancı ilçesinde nakliyecilik yapan Ferit Bey’in 10 evladından biridir. Konya Ereğli Cumhuriyet Lisesi mezunu olup, İstanbul Hukuk’ta okumaktadır.
Kebapçı dükkanının sahiplerinden, İstanbullu sempatik muhasebecinin dikkatini çeker esmer kız. Bir vesileyle tanışırlar, arkadaş olurlar ve yüreklerine ilk aşk ateşi düşer. Sempatik muhasebeci kısa dönem askere gider, gelir, bakar ki esmer kız yine oradadır. Arkadaşlık aşka dönüşmüştür artık. Sonunda Vezneciler Kız Öğrenci Yurdu’nda kalan 1965 Karaman Ayrancı doğumlu esmer kızla Vezneciler’de bürosu olan sempatik muhasebeci dünya evine girerler.
Esmer kızın adı Nimet’tir, muhasebecininki ise Birol Çubukçu...
Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Sarıyer tepelerinde, mütevazı bir sitenin mütevazı bir apartman dairesinde oturuyor. Sevgili eşi Birol ile lise son sınıf öğrencisi biricik oğlu Çağrı ile. Bu bakanın evinde hizmetçiler, aşçılar, şoförler yok. Nimet Hanım’ın en büyük yardımcısının sempatik eşi Birol Bey olduğu apaçık ortada. Biz bakan hanımla konuşurken, kaşla göz arasında Sarıyer’den aldığı börek ve kazandibini kendi elleriyle servis etti. Kendi elleriyle demlediği çaylar da cabası; şu hamaratlığa bakar mısınız? İşte, Türkiye’nin ‘anne’ olan ilk Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu... İşte bugüne kadar kimselerin yüzünü görmediği eşi Birol Çubukçu...
Gittiğiniz yuvalarda çocuklar size neler anlatıyorlar? Eli boş gidiyormuşsunuz duyduğuma göre.
- Bugüne kadar 25 ilde 150’ye yakın kuruluşumuza ani baskınlar yaptım. Bunların hiçbirinde yanımda basın mensuplarını almadım, kimsenin haberi olmadı. Gittiğim yerlerde sürekli çocukların vücutlarını kontrol ediyorum, sohbet ediyorum, masal anlatıyorum. Karşılıklı güven oluştuktan sonra kurumla ilgili bilgiler alıyorum onlardan. Ziyaret ettiğim kurumların hepsinde şu anda en az 4’er muhbirim var. Bana mektup yazıyorlar, telefon açıyorlar, bilgi veriyorlar. Geçen gece biri aradı, battaniye vermemişler, çok üşüyormuş. Ertesi sabah gün ışırken gittim oraya, gerçekten battaniyesi yoktu çocuğun. Ben yurtlara, her birine eşit verilen standart hediyelerle gitmekten özellikle kaçınıyorum. Gidiyorum onlarla tanışıp, becerilerini, zevklerini, hobilerini öğrenip adıyla birlikte not ediyorum. Sonra hepsine ayrı hediyeler gönderiyorum. Önceleri bana ‘Bakan anne’ diyorlardı ama, şimdi direkt ‘Nimet Abla’ diyorlar.
ATEŞLi BEBEKLER YERDE YATIYORDU
- Geçenlerde bir gece Anadolu’daki yurtlarımızdan birine yine habersizce gittim. Kapıdaki görevli kim olduğumu sordu, ‘Devlet bakanıyım, çocukları ziyarete geldim’ dedim, panik oldu. İçeri girdim, gördüm ki nöbetçiler ortalıkta yok. Bebeklerin olduğu bölüme girdim, 40’u aşkın bebek bezleriyle yerlerde. Hepsi kızamık olmuş, yüksek ateş içindeler, başlarında sadece 2 görevli. Yarım saat içinde orada olmaması gerekenler dahil herkes geldi. Çocukların kızamık aşılarının zamanında yapılıp yapılmadığını sordum. Çünkü aşıları takip eden hemşirelerimiz var. Kimsenin görevi sabit değil, işini yapmayanı anında alıyorum.
Bu makamda görev yapmış eski siyasetçilerin beni eleştirmeye hiç hakları yok. Bu kurumda 3042 personelin hizmet içi eğitimi ilk defa benim dönemimde verildi. Bu kurum hizmet içi eğitimin ne anlama geldiğini dahi bilmiyor. Şimdilerde yurt idarecilerimizin en büyük şikayeti anormal ziyaretçi akını. Hayrın da bir sınırı var; 0-1 yaş grubu bebeklerin ziyareti çok sağlıklı değil. Gelende bulaşıcı hastalık olabilir, kendi bebeğim için hangi hassasiyeti gösteriyorsam, o çocuklar için de aynısını hissederim. Bunu yapınca, bu seferde kapıları kapatıp, çocukları göstermediğimiz yolunda eleştiriler yapıldı.
Muhafazakár feministim
- Kadınla erkeğin eşit haklara, eşit fırsatlara sahip olması anlamında feministim. Ben kadın haklarını, muhafazakár, demokrat, kendi felsefemiz doğrultusunda bir çerçeveye oturtuyorum. Hem yasal anlamda eşitlik, hem de toplumsal statülerinin güçlendirilmesi ve cinsler arasındaki eşitliğin tam ve gerçekçi ölçülerde sağlanması için mücadele ediyorum. Cinsler arasında barışı bozacak bir felsefenin içinde değilim.
Yetiştirme yurdundan yetişen DSP milletvekili
Kurum ile ilgili elinizde hiçbir anket var mı, yoksa göz kararı, el yordamıyla mı yürüyor işler?
- Olur mu, son bir anket yaptırdım, ne yazık ki, kurumdan yetişen çocuklara toplumun bakış açısının kötü olduğu ortaya çıktı. Buralardan yetişenlerin çoğu, mesleklerinde çok iyi yere gelseler bile, yurt çocuğu olduğunu söylemiyor. 22 Kasım’da bu kurumlarımızı tanıtacak bir kampanya başlatıyoruz. Öğrendim ki, geçen dönem DSP İstanbul Milletvekili Mustafa Düz de yurt çocuğu. Kendisiyle görüştüm, tanıtım filmlerinde, ilanlarda yer almayı gururla kabul etti. Son üniversite sınavlarını kazanan öğrencilerimize Ankara’da bir yemek verdim. Biliyor musunuz ki, yetiştirme yurtlarından üniversiteye girme oranı yüzde 39, Türkiye ortalaması ise yüzde 10. Önümüzdeki aylarda bütün çocuklarımızla ilgili bir network ağı kurup, onların gelecekteki yaşamlarını da izleyecek bir sistem oluşturacağım. İlerde ne oldular, ne yapıyorlar, bize ihtiyaçları var mı, gibilerinden.