Paylaş
GÜNAYDINLAR olsun; mahpushanelerdeki gazeteci sayısı bir bir eksilmiş, Ahmet Şık’lar, Nedim Şener’ler, Soner Yalçın’lar, Mustafa Balbay’lar, Tuncay Özkan’lar dışarı çıkmış, basılmamış kitabı yargılayan paralel kumpas deşifre olmuş, KCK basın davasında tahliyeler nihayet başlamış, kalemle silahı ayırt etme lüzumuna sonunda uyanmış iktidar ama Freedom House, Türkiye’nin basın özgürlüğü notunu bir derece daha kırıp küme düşürmeyi ancak bütün bu iyileşmelerden sonra aklediyor.
Durumumuz daha kötüyken notumuz daha iyiydi, yukarıdaki isimlerin hepsi içerdeyken bile ‘kısmen özgür’ sayılıyorduk düşünün... Mesele basın özgürlüğü değilmiş yani, yoksa siz daha anlamadınız mı?
* * *
Hale bakın; ‘Şimdiye kadar nerelerdeydin ey Freedom House’ diye soran muhalif yok.
Türkiye’nin, ‘kısmen özgür’ler liginden ‘özgür olmayan ülkeler’ ligine düşürülmesine çılgınlar gibi sevinecek muhalif bir medyası var oysa. Sesleri de hayli gür çıkıyor, sevinçten dört köşeler.
Freedom House ta Washington’dan ses veriyor ‘Özgür değilsiniz’ nidasıyla; onlar da köşelerinden, manşetlerinden, ekranlarından avaz avaz eşlik ediyor ‘Yaşasın, özgür değiliz’ çığlıklarıyla. Bir de özgür olsalar neler çığıracaklar...
Sözcü’sü, Zaman’ı, Bugün’ü, Birgün’ü, Yeni Çağ’ı, Ortadoğu’su, Cumhuriyet’i, Evrensel’i, Sol’u, Aydınlık’ı, Taraf’ı, Yurt’u, STV’si, Kanaltürk’ü, Bugün TV’si, Ulusal Kanal’ı, Halk TV’si, Başkent’i, Mehtap’ı, Fox’u, Artı 1 TV’si ve daha sayamadığım diğer kökten muhalifleri Amerikan medyası sanırsınız, hiç üstlerine alınmadılar.
“Türkiye’de özgür basın yoksa biz neyin nesiyiz, nasıl hiçe sayarsınız varlığımızı, hangi şaşkın bize zincir vuracakmış gösterin hele, iktidarlar vız gelir tırıs gider bize arkadaş, ne korkudan sözümüzü esirgeriz ne de baskı ve sansür tanırız, feriştahına eyvallahımız olmaz... Ekvadorlu garibanlarla karıştırmayasınız, sinik Kuveytlilerden, tırsık Zambialılardan, ezik Tanzanyalı meslektaşlarımızdan bile geri olduğumuz konusunda bir yanlışınız olmasın, kalemimizi sattığımız nerede görülmüş, kendinize gelin bre gafiller” demediler.
Bunlar ki işi gücü bırakmış sabah akşam Tayyip Erdoğan’a saydırıyorlar. Hakaret, aşağılama, kafa tutma gırla gidiyor mecralarında. ‘Benim’ diyen özgür basın yanlarına yaklaşamaz. Değil Amerika, dünyada misli yok böyle külhani gazeteciliğin.
Kendince ortadan giden, bir nalına bir mıhına vuran, iktidar sahiplerine iki çakıp bir sıvazlayan dengeci gazete, site ve TV’ler de cabası.
* * *
‘Özgür değilsiniz’ nakaratına günlerdir, “Vur vur inlesin, Tayyip Erdoğan dinlesin” diye çığlık çığlığa tempo tutan gazeteci türü, bizim topraklarda yaşıyor.
Caka satmaya gelince özgür ve bağımsız olmakla övünenler, afur tafur esip savuranlar suspus. Hesapta hiçbir güç susturamazdı onları...
Freedom House’un bir sözü, ‘özgür gazete, bağımsız televizyon’ tafralarının uçup gaz bulutlarına karışmasına yetti de arttı bile.
Demek ki neymiş, o kadar da özgür değilmiş bizim aslan parçaları.
Paylaş