Paylaş
Bir çocuk daha...
Biri, bize göre, Türkiye’nin o tarafında, öteki bu tarafında.
Önceleri ara sıra geliyorlardı, şimdi her gün geliyorlar.
Dün biri, bugün bir başka biri...
Gözümüzün önünden kayboluyorlar ve bir daha hiç geri gelmiyorlar.
* * *
Arsızca alıştık, hayâsızca kanıksadık.
Gün geçmiyor ki, bir yuvaya kaybolmuş çocuk ateşi düşmesin...
Önümüze “Çocuk kayboldu” haberi düşünce, biliyoruz ki, ertesi gün o çocuğun soğumuş bedeni bulunacak.
Biliyoruz ki, o minicik bedenin üzerinde, hiçbir vicdanının taşıyamayacağı kadar derin işkence izleri göreceğiz...
* * *
Eminiz ki, o işkence izlerinin arkasında, hiçbir ahlakın, hiçbir vicdanın, hiçbir insanlığın kaldıramayacağı iğrenç bir tecavüzün lekeleri olacak...
Her günümüz bir kırmızı çocuk pazartesisine dönüşecek, orada bir yavru, burada minnacık bir evlat...
Sanki kahpe bir kader onları çağırıyormuş gibi meçhul bir istikamete doğru yürüyecek...
Ve bir daha hiç geri gelmeyecek...
* * *
Ve Allah’ın en kahrolası kaderi, en kahredici alın yazısı gibi...
Üzerimize yapışmış o utanç yüzünden hiçbirimiz sormaya bile cesaret edemeyeceğiz...
Kardeşim bu nasıl bir ülkedir, nasıl böbürlenmesi batasıca bir muhafazakâr ahlak ülkesidir ki...
Bin kilometre ötede öldürülen çocukları için ağlarken, kendi çocuğunun tecavüzle, bıçakla paramparça edilmiş, kapkara ellerle boğulmuş, mide bulandıran pis bir şehvetle arsa kenarına fırlatılmış o küçücük bedenlerle ilgili tek soru sormaz...
* * *
Sormayız...
Bir Ortadoğu isitibdadının ipe göndermeye kalktığı Müslüman kardeşin hakkını yerde komayız da, yerdeki o minnacık bedenin hakkını tenha bir arsanının kenarında, bir çöplükte, bir kuyu dibinde kendi kaderine bırakır, tiksinti verici bir alakasızlıkla yürür gideriz.
* * *
Kimimiz korkusundan, kimimiz işimize gelmediği için...
Kimimiz ise bize, bana neciliğimizden, “Benim çocuğuma dokunmayan tecavüzcü bin yaşasıncılığımızdan...”
Sormuyoruz, soramıyoruz...
* * *
Ey emniyetin derebeyleri, istihbaratın, güvenliğin Çakırcalı efeleri...
Ey siz o ilgisiz, umarsız siyasetçi...
Ey sen, ben, o, hepimiz...
Bilin ki, bilelim ki...
* * *
Ey, siyasetin, faili meçhul deyince mangalda kül, denizde su bırakmayan kalantoru...
Faili meçhul kalmış bu minnacık meçhul maktulün iki eli iki dünyada yakanızda olacak.
Bu çocuk cinayetlerinin vebali ağır olacak...
Sormadığınız, soramadığımız o sorunun hesabını tarih bu dönemden soracak...
* * *
Ve verecek tek kelime cevabınız olmadığı için, sizin hakkınızdaki cevabı da tarih verecek...
Paylaş