Paylaş
Her dalda biat kültürü, vücudumuzu sarmış.
Yıllardır neler görmekteyiz.
-İşaret bekleyenler.
-İcazet arayanlar.
- Daima yukarıdan medet umanlar.
-Kurtar bizi diye bağıranlar.
Daha olmadı ordu göreve diye yılışanlar, neler neler.
***
İlle de bir şefimiz olsun. İlle de başımızda bir şeyh, bir ağa bulunsun.
Tapmak istediğimiz bir adam şart .
Yoktan var edilse bile, bize mutlaka bir efsane lazım.
İmparator, en sevdiğimiz lâkap.
Anlaşılır gibi değil.
Esaretten nefret eden bir millet, nasıl oldu da bu kadar teslimiyetçi bir hastalığa yakalandı.
Nedir bu zavallılık?
-“Giden ağam, gelen paşam.”
Elbette.
Yeter ki tepede bir put olsun.
***
Diğer taraftan da vesayete hayır kabadayılığı hiç eksik değil.
İnanmayın.
İrademize ipotek koyacak olan Reis eğer Bizim Reis ise, varlığımız ona armağan olsun.
Bu azâd kabul etmez kölelik ruhumuzu sarmış. Reis “azad’ettim, sen git” dese “hayır gitmem, ille de kölen olarak kalacağım.”
.........
Sosyologların incelemesi gereken bir yapı bu.
Öyle ya.
Kör ölünce neden badem gözlü olsun, kel ölünce neden sırma saçlı olsun?
Deli miyiz biz?
Paylaş