Yeni bir Gezi olur mu?

OLMAZ kardeşim, olmaz...

Haberin Devamı

Rahatlayın biraz.

*

Önce şunu görün:
Gezi Parkı’na o binayı dikeceğiz diye tutturmasaydınız.
Şafak vakti parkta umutsuzca bekleşen insanlara saldırmasaydınız.
Ertesi gün daha da orantısız bir şekilde saldırmasaydınız.
“Karar verdik, olacak” diye zıtlaşmasaydınız.
Toplumun bir bölümünün duyarlılıklarını hiçe saymasaydınız.
Gerginlik politikalarına abanmasaydınız.
“Gezi” diye bir olay olmayacaktı.

*

Yanlış okudunuz Gezi’yi.
Anlamadınız.
Ya da anlamak istemediniz.

*

Sorumluluğu kendinizde aramak yerine...
Kendi hatalarınızı, kusurlarınızı, kışkırtıcılığınızı görmek yerine...
“Her şeyi dış mihraklar yaptı” diyerek...
İşin kolayına kaçtınız.

*

Oysa yalın gerçek şuydu:
Siz o hataları yapmasaydınız...
Dünyanın en namlı dış mihrakları, ellerinden gelen kışkırtıcılığı yapsalar da on kişiyi bile sokağa çıkaramazlardı.

*

Size sesleniyorum:
“Yeni bir Gezi olacak” diye ortalığı velveleye vermekten vazgeçin.
Eğer zıtlaşma yerine uzlaşmayı, sertleşme yerine yumuşamayı, dik durma yerine dikleşmeyi, aşağılama yerine anlamayı, meydan okuma yerine çözüm üretmeyi, “Sıkıysa yap bakalım” diyerek tahrik etmek yerine “Gel arkadaş anlaşalım” demeyi tercih ederseniz...
Yeryüzünün tüm dış mihrakları, bütün işlerini güçlerini bırakıp “yeni bir Gezi” ortaya çıkarmak için var güçleriyle çabalasalar bile...
Ancak avuçlarını yalarlar.

*

Yeni bir Gezi’nin önüne geçmek çok zor bir şey değil.
Yapacağınız şey gayet basit:
“Yeni bir Gezi olacak” diye paranoyaklaşmak yerine “Yeni bir Gezi olmasın” diye ekstra kışkırtıcılık yapmamak.
Bu kadar.

*

Tabii eğer asıl maksadınız...
Tıpkı 70’lerin Adalet Partilileri gibi “Bu kış komünizm kesin gelecek, bunu engellemeliyiz” diyerek hayali öcü masalları uydurup özgürlükleri boğmak değilse.

Haberin Devamı


Muhafazakârları bekleyen tehlike

İNŞAATTA iyiler.
İyi kampanya yapıyorlar.
Oy almakta mahirler.
Teşkilatçılıkları âlâ...
İhale mihale işleri falan tamam.
Site yapmaca, bina kondurmaca, arazi kapmaca güzel.
Vakıf kurmasını biliyorlar.
Miting yapmasını çok iyi biliyorlar.

*

Amma velakin...
Medyada felaketler, sanatta yok gibiler, kitap yayıncılığında geriledikçe gerilediler, estetikte hamle yapamıyorlar, en iddialı oldukları edebiyat ve şiir alanında bile bunalımdalar, fikir alanında çıkış yapamıyorlar.

*

İşte bakın:
Edebiyat tarihlerinin efsanevi isimlerinin anlatıldığı “Yedi Güzel Adam”, TRT’de izlenmemiş.
İzlenen yine Acun olmuş,
Oysa bir rivayete göre yüzde 45, bir rivayete göre yüzde 43 almışlardı.

Haberin Devamı


Taksim inadı

İNAT ediyorlarmış.
“İlle de Taksim” diye tutturuyorlarmış.
Taksim’de yapmasalar ne olurmuş.

*

İyi de birader...
Sen de inat etmiyor musun?
Sen de “ille de Taksim’de olmayacak” diye tutturmuyor musun?
“Taksim’de yapsalar ne olur” sorusunu cevapsız bırakmıyor musun?

*

Hadi onlarınki inat da...
Seninki ne?

Yeni bir Gezi olur mu

2010 yılı... AK Parti, 1 Mayıs’ı tatil yapıp Taksim Meydanı’nı da 1 Mayıs kutlamasına açmıştı. Bunun haklı gururunu yaşayan AK Parti, gururunu bu pankartla cümle âleme duyurmuştu. İnsan sormadan edemiyor: Madem “İlle de Taksim” diye tutturmak anlamsızdır. Siz neden Taksim’i 1 Mayıs’a açmakla övünmüştünüz ki?


Güncelleşmiş yeni liste: Başbakan adayları

Haberin Devamı

MEHMET ALİ ŞAHİN: Ben Mehmet Ali Şahin’e bire on verecek durumdayım.
NUMAN KURTULMUŞ: Kadıköy Bostancı arasında çalışan bir dolmuş şoförü “Ben Numan Kurtulmuş diyorum abi” dedi. “At fav’a bekle” diye cevap verdim.
BEŞİR ATALAY: Geçen listede ismi yoktu. Son birkaç gündür onun ismini daha fazla işitir oldum.
ALİ BABACAN: Bazıları ısrarla onun ismini zikrediyor ama bana göre yeni dönemde siyaseti bırakır.
AHMET DAVUTOĞLU: Kendisi için çalışanlar var... İsmini gündemde tutmak istiyorlar.
BEKİR BOZDAĞ: Bir arkadaşım “Ya Bekir Bozdağ olur ya da Bekir Bozdağ gibi biri” dedi. Attım fav’a, bekliyorum.


Başbakan’ın Ermeni taziyesi

BAŞBAKAN’ın “Ermeni açıklaması”nı üç nedenle destekliyor ve alkışlıyorum:
BİR: Yüzyıllık insani bakıştan uzak tutumun ve tarihi inadın terk edilmesi.
İKİ: Geç kalınmasına rağmen ezberlerin tekrarından vazgeçilip yeni bir şey denmesi.
ÜÇ: Dünyada yalnız kalmamayı gözeten ve değerlendiren bir yaklaşıma geçilmesi...

*

Ben açıklamada en çok “zamanın ruhu” bölümünü sevdim.
Şöyle deniyor o bölümde:
“Zamanın ruhu anlaşmazlıklara rağmen konuşabilmeyi, karşıdakini dinleyerek anlamaya çalışmayı, uzlaşı yolları arayışlarını değerlendirmeyi, nefreti ayıplayıp saygı ve hoşgörüyü yüceltmeyi gerektirmektedir.”

*

Keşke Başbakan, Türkiye içindeki sorunların çözümünde de bu yaklaşımı rehber edinse.

Haberin Devamı


CHP’li Binnaz Toprak AK Parti’yi övdü mü?

CHP’li Binnaz Toprak seçim sonuçlarına dair bir analiz yaptı.
“Bizim eksiklerimiz şunlar, adamların fazlalıkları şunlar” anlamında bir analiz.

*

Tepkiyi de aldı tabii...
“Vay efendim sen nasıl rakibinin fazlalıklarından, kendi partinin de eksiklerinden söz edersin” diye saldırılıyor Binnaz Toprak’a...

*

Rakip partinin fazlalıklarını, kendi partinin eksikliklerini saptamanın önü bu şekilde kesilirse...
CHP’nin bir sonraki seçimlerde başarı şansı sıfırın altında olur.
Benden söylemesi.

Yazarın Tüm Yazıları