Suçlu sadece şoförler mi?

Kentin en büyük ana arterlerinden İstanbul Yolu’nda katliam gibi bir kaza yaşandı.

Haberin Devamı

‘Katliam gibi’ klişesini kullanmaktan hoşlanmasam da yaşanan kazayı tam olarak anlatıyor. Düşünsenize durakta otobüs bekliyorsunuz ya da otobüsle yolculuk ediyorsunuz ve bir anda her şey kararıyor, ölüyorsunuz.
Ne olduğunu anlamadan, sona eriyor yaşamınız.
Geride kalanlar, hayaller, umutlar...
Bir otobüs, bir midibüse arkadan çarpıyor diye oluyor bunların hepsi.
Dört iddia var.
EGO şoförü uyudu, yarış yapıyorlardı, yolcu kapmaya çalışıyorlardı, otobüs son anda durağa yönelip hızını ayarlayamayınca olanlar oldu.
Elbette kader, tabi ki kısmet.
Sadece kazaya karışan araçların şoförlerinden birini suçlayıp bu olayı unutup gideceğiz büyük ihtimalle. Ta ki yenisi/yenileri yaşanana kadar. Sonra yeniden ‘tek suçlu’ ilan edip normale döneceğiz.
Genel düzensizliği, saygısızlığımızı, kural tanımazlığımızı, bencilliğimizi ve lüzumsuz aceleciliğimizi sorgulamadan.

* * *

Haberin Devamı

Günlük hayatta sık sık ettiğimiz sohbetlerden değil midir, toplu taşıma araçlarının trafikteki tehlikesi.
Hatta pek çoğumuzun taksi yolculuğunda şoförler kendi meslektaşlarından ve toplu taşıma araçlarını kullananlardan şikayetçi değil midir?
Allah aşkına söyler misiniz, dünyada gelişmiş kaç ülkede durağı olmayan toplu taşıma aracı vardır?
Son anda yolcu alacağım derken trafik keşmekeşi yaratan şoförler, 2 yolcu fazla alayım derken hem araç içindekileri hem de dışındakileri tehlikeye atanlar...
Örnekleri arttırmak mümkün.
Yazdıklarıma alınan şoförler olabilir. Eleştirilerim ‘ölümcül’ hataları yapanlara. Yoksa gecesini gündüzüne katan çok sayıda yol emekçisine haksızlık etmek değil niyetim.
Çözümü hatalıları bulup ayıklamak da değil. Hatanın olacağı ortamı yok etmek, aktörleri eğitmek.
‘Aracım büyük onlar bana dikkat etsin’ anlayışının yerini, ‘Taşıdığım yolcunun canı bana emanet’ ya da ‘Diğer araçlara saygılı olmak bir tercih değil, zorunluluk’ mantığı almalı.
Yoksa pisi pisine canlar gitmeye devam edecek.

* * *

Önceki günkü kazada ölen üç kişiden biri olan üniversiteli Emin Ahmet Taşlıca’nın hikayesini dün okuduk, aynı gün cenazesini kaldırdık.
Türkiye’nin en önemli beyinlerinden biri olmaya adaydı. Elektrik Elektronik Mühendisliği okuyordu, bir buçuk ay sonra mezun olacaktı.
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Alıcılar’ı da aynı ‘kaza’da kaybedip, toprağa verdik. Ne olduğunu anlamadan, göçüp gittiler aramızdan.
Bu olayın sorumluluğunu sizce sadece araçları kullananlara mı yüklemeliyiz?

Haberin Devamı

BEŞ ŞİKAYETTEN SONRA İŞ AKTİNE SON

‘Suçlu sadece şoförler mi?’ sorusunu şehir içi ulaşımın da bağlı bulunduğu Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e sordum. Tam da kazayla ilgili değerlendirme toplantısının ortasında telefonla konuştuğum Gökçek şu bilgileri verdi:
“İstabul Yolu’ndaki kaza doğrudan doğruya kişinin hatasından kaynaklı. Şoför hataları konusunda bir noktada bizim de yaptırımlarımız sınırlı oluyor. Hatalarından dolayı şoförün iş aktine son veriyorsunuz. Sonrasında mahkemeye giderek büyük tazminatlar alarak geri dönüyor. Verdiğimiz ceza caydırıcı olmuyor. Bu konuda mahkemelerin tavrı bizim vereceğimiz cezalardan önemli. Dünkü kazanın ardından bir hukuki zemine oturtarak yeni düzenleme yapmaya çalışacağız. Vatandaşların şikayetleri için bir e-posta oluşturuyoruz. Şikayet e-postaları hem bize hem de EGO’ya ulaşacak. Bir personelden beşin üzerinde şikayet gelirse iş aktine son vereceğiz. Tabi bu şikayet sahiplerinin ismi ve adresi olmalı. Somut olay ve somut şikayete işlem yapacağız. Günlük sürat kontrolleri de olacak. Bu önlemlerin ardından yapılan idari işlemlere mahkemenin bakışı nasıl olacak birlikte göreceğiz.”

Yazarın Tüm Yazıları