Paylaş
İsviçreli bilim adamları Basel Üniversitesi’nde bir grup gönüllü üzerinde özellikle “ay uykuyu etkiliyor mu?” sorusuna cevap aramışlar. Araştırmanın detaylarına çok fazla girmek istemiyorum. Elde edilen sonuçlar şunlar: Araştırmacılar ayın evreleri sırasında uyku durumunda değişiklik olduğunu bulmuşlar. Özellikle de dolunay zamanlarında uyku bölünmelerine daha sık rastlanmış. Ayrıca dolunayın başka etkileri de olabileceği anlaşılmış.
Mesela dolunay zamanı uykuya dalmada gecikmeler olduğu görülmüş. Dolunay geçtikten sonra eski uyku düzeni tekrar geri gelmiş. Dolunayda yavaş-dalga uykusunda -ki uykunun en derin evresidir- yüzde 30 azalma saptanmış. Anlaşılan dolunay uykunun derinliğini de olumsuz yönde etkiliyor.
Dolunay öncesi ve sonrası günlerde melatonin seviyesinde de azalmalar gözlenmiş. Bilindiği üzere melatonin uyku düzeyi, düzeni ve kalitesini derinden etkileyen bir hormon, azalması oldukça önemli bir bulgu. Zaten araştırmacılar da dolunayda genel uyku süresinde ortalama 20 dakikalık bir kısalma olduğunu saptamışlar.
Önemli bir bulgu da şu: Araştırmaya katılan katılımcıların tamamı en keyifsiz, en huzursuz uykularını dolunaya denk gelen gecelerde yaşadıklarını söylemişler.
Anlaşılan ünlü yazarımız rahmetli Necati Cumali’nin öykü kitabının ismi son derece doğru: Ay Büyürken Uyuyamam.
Hızlı kilo kaybı neden yanlış?
Hızlı kilo kaybı, özellikle 800 ve daha az günlük kalori kazanımının eşlik ettiği diyetlerle sağlanan kilo kayıpları kas erimesine yol açtıklarından -yani yağ yerine kas kaybettirdiklerinden- safra kesesi taşı, saç dökülmesi, kansızlık gibi sorunları tetiklediklerinden ve bağışıklık sistemini zayıf düşürdüklerinden kesinlikle tavsiye edilmiyor. Hangi yaşta olursanız olun, adına “şok diyet/açlık diyeti” gibi isimler eklenen diyetlerden uzak durun.
Yemekten sonra neden yorgun düşeriz
Yemek sonrası yorgunluk halinin farklı nedenleri var. Eğer hızlı yerseniz ve sofradan mideniz tıka basa dolu kalkarsanız yediğiniz her yemek sizi yoracaktır.
Karbonhidratlardan ağır yemeklerin, özellikle un, nişasta, şeker yüklü tabakların da -pilavın, makarnanın, ekmeğin, pastanın- yorduğu kesindir. Eğer yemek sonrası yorgunluk bir sorun haline geldiyse, hele bir de göbekli, fazla kilolu biriyseniz en kısa zamanda bir açlık şekeri ve insülini ölçtürmeli, insülin direncinizin olup olmadığını öğrenmeli, yetmedi aynı anda Hemoglobin a1c değerlerinizin ne olduğunu öğrenmelisiniz.
İnsülin fazlalığının/insülin direncine ve “gizli şeker”e bağlı yemek sonrası hipoglisemi ataklarının yani reaktif hipoglisemi nöbetlerinin en önemli belirtisi yemek sonrası yorgunluktur. Buna konsantre olmada zorlanma, uyku hali, kafa karışıklığı, terleme, çarpıntı gibi belirtiler de eşlik ediyorsa testleri biran önce yaptırmanızda fayda var demektir.
Önemli bir nokta da şu: Öğün atlayanlarda, özellikle kahvaltı yapmayanlarda öğle ve akşam yemeklerinden sonra yorgunluk sorunu daha da belirginleşiyor aklınızda olsun.
Açlığı baskılayan beş tavsiye
1 Badem: Badem yağ ve lif içeriğinin yapısı nedeniyle tok tutmada en maharetli atıştırmalıklardan biridir. 10-15 badem sizi bir sonraki öğünde masaya filler gibi aç oturmaktan alıkoyar. Bademlerin tuzlu ve kavrulmuş olmamasına dikkat edin.
2 Yeşil çay: İçindeki yoğun kateşin yapılanması nedeniyle iştahı baskılayan bir içecektir.
3 Kahve: Yemekten bir saat kadar önce içeceğiniz bir bardak kahve de toplam gıda tüketiminizi azaltır. Çünkü kafein iştahı baskılıyor.
4 Yağlı balıklar: Her türlü yağlı balığın sadece omega-3 kazandırmakla kalmayıp leptin hormonunu uyararak açlığı da baskıladığı biliniyor.
5 Avokado: Zengin yağ ve lif içeriği nedeniyle önemli ve farklı bir meyve. Yarım avokado mükemmel bir iştah baskılayıcısı olabilir.
Tarçına hâlâ başlamadınız mı?
Tarçının sağlık faydalarına ilişkin araştırma sonuçlarına her hafta yenileri ekleniyor. Tarçın güçlü bir kan şekeri dengeleyicisi. Etkili bir trigliserid ve kolesterol savaşçısı. Son derece aktif bir antioksidan, mükemmel bir iltihap giderici ve baskılayıcı. Tip 2 diyabetli altmış hastaya kırk gün boyunca 1,5 çay kaşığı toz tarçın verilmiş, açlık şekeri, trigliseridleri ve kolesterol değerlerinde dikkate değer bir düşme olduğu gözlenmiş.
Bitki uzmanları tarçının bu etkisini güçlendirmek istiyorsanız sofralarınıza daha çok karanfil, zerdeçal ve defneyaprağı da eklemenizi tavsiye ediyorlar.
Paylaş