Paylaş
Bilakis bu yazı, başlıktakine benzer yargılara neden itiraz ettiğime dairdir.
Anayasa Mahkemesi’nin Twitter kararını, Başkan Kılıç’ın şahsi ikbal hesaplarına bağlayanlar var.
Güya yıldızını parlatmak, adını duymayanlara da duyurmak, muhalif toplum kesimlerinde sempati toplamak çabası içindeymiş.
Hayır, Haşim Kılıç’tan bir Ahmet Necdet Sezer çıkmaz, tanımamışsınız...
Neresinden alırsanız alın, mahkeme tasarrufunu başkana mal etmek, siyasi bir hamle gibi yorumlamak, dahası Kılıç’ın cumhurbaşkanlığı adaylığına göz kırptığına hamletmek mahkemeye de başkanına da haksızlıktır.
Ne kumaş o kumaş, ne de Haşim Kılıç makam, mevki uğruna ucuz ayak oyunlarına girecek bir muhteris...
Bütün kariyeri bunun ispatına harcanmışken, her şeyi bir kalemde siler mi?
* * *
Bir kere daha hayır. Anayasa Mahkemesi’nin Twitter kararı, Başkan Kılıç’ın kampanya startı gibi sunulamaz.
Sebep isterseniz çok, gelin tek tek sayalım.
Birincisi, karar mahkeme heyetine ait, başkanın şahsına değil.
İkincisi, yeni bir Ahmet Necdet Sezer vakası diyorsanız, Sezer’in yıldızı, 28 Şubat’a karşı manifesto gibi bir konuşmayla parlamıştı. Tansu Çiller’den Recai Kutan’a muhalefetin de gönlünü özgürlükçü görünerek çeldi.
Fakat gidiş o gidiş, seçildikten sonra bir daha özgürlükçü yanından haber alınamadı. Çankaya’nın kapılarını başörtülü eşlere kapatmaya dek götürdü yasakçılığı.
Haşim Kılıç ise kaç yılın özgürlükçüsü, bir konuşmanın, bir kararın değil.
Üçüncüsü, Ankara dengelerini bilir Haşim Bey. Tayyip Erdoğan dururken, Abdullah Gül dururken başkasına sıra gelmeyeceğini bilecek kadar kavrayış sahibidir.
Dördüncüsü, yok derseniz ki Sezer de aradan sıyrılmamış mıydı? AnaSol-M koalisyon liderleri Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz kendi tercihleri üzerinde ittifak sağlayamayınca talih ona gülmemiş miydi? Meclis’teki 5 partinin ortak adayı olacağını söyleseniz kim inanırdı?...
Derler ki, Erdoğan veya Gül’ün aday olmadığı bir senaryoda ortalık talipten geçilmez, eski Meclis Başkanı Arınç ne güne duruyor, ya mevcut başkan Cemil Çiçek?
Erdoğan ve Gül dışında bir isme şans doğarsa ‘Biz de varız’ demeyecekler mi?
Beşincisi, hem şartlar da aynı şartlar değil. Sezer’i Meclis seçmişti, iktidarı muhalefetiyle 5 parti üzerinde uzlaştığı halde 3. turda güç bela seçilebildi.
Nerede kaldı, yüksek bürokrasinin dar koridorlarından gelip geniş halk yığınları tarafından seçilebilmek!
* * *
Hepsi bir yana, toplam seçmenin yarısından bir fazlasının oyunu, siyaset dışından bir isim nasıl alacak?
20 milyondan fazla insanı ikna edip yan yana getirmek her namzetin harcı mıdır?
Haşim Kılıç’a sorsanız, bu gerekçelere bir o kadar da kendi ekler. Kaçın kurrası, dünkü heveskâr mı sandınız?
Paylaş