Paylaş
1.5 milyon civarında engelli vatandaşımız olduğu söyleniyor. Onların yakınlarını da hesaba katarsanız 20 milyon civarında insan dolaylı olarak etkileniyor. Ama buna rağmen zihinsel engelli insanlar damgalanıyor, ayrımcılığa maruz kalıyor, sosyal hayatın ve çalışma hayatının içinde kabul göremiyor.
Bunun için devlet üzerine düşeni yapıyor mu?
Hayır.
Bedensel engelli vatandaşlara sokakta hayatı kolaylaştıracak düzenlemeler için belediyelere baskı yapmayan, engelli bir vatandaşa teknolojik tekerlekli sandalyeyi şov amaçlı kurdele kesip veren bir devletin üzerine düşeni yaptığını söyleyemeyiz.
****
Zihinsel engelli bireyler toplumsal hayattan dışlanmış halde yaşıyorlar. Devlet bunu değiştirmek için kapsamlı kampanyalar yapıyor mu, politikalar geliştiriyor mu?
Hayır.
Türkiye’nin iktisadi yapısı engellileri de içerecek şekilde düzenlenmemiş. İşverenler önyargılarından dolayı engellileri çalıştırma konusunda hevesli değil. Üstelik bazı işlerin engelliler tarafından diğer insanlara kıyasla daha iyi yapıldığı kanıtlanmasına rağmen.
50 kişinin üzerinde insan çalıştıran işyerlerinin yüzde 3 oranında engelli çalışan kotası var. Ama işyerleri genelde durumu çok belli olmayan fiziksel engellileri çalıştırmayı seçiyor. Zihinsel engelliler bu kotadan pek yararlanamıyor. Sonuçta ne para kazanabiliyor ne de iş hayatına dahil ediliyorlar.
Türkiye’de engellileri gözeten sistemli bir iş analizi ve meslek çalışması da yapılmış değil. Oysa iş piyasasının gereksinimleri doğrultusunda engellileri de eğitmek ve iş hayatına hazırlamak gerekir.
****
Zihinsel engelli bireylere eğitim konusunda devlet yardımcı oluyor mu?
Hayır. Merkezi sınav siteminde zihinsel engellilere yönelik pozitif ayrımcılık uygulamaları yok, meslek eğitimleri yok; haliyle bu bireyler sitemin dışına itiliyorlar.
Yani devlet bu insanlara “Otur evinde, insan içine çıkma” diyor.
Oysa herkes gibi engelli bireylerin de toplumla bütünleşebilmeleri için bir işe sahip olmaları büyük önem taşıyor.
Tablo genel olarak olumsuz ama tek tük umut veren şeyler de olmuyor değil. Mesela 2005’te çıkarılan Özürlüler Kanunu Türkiye’deki engellilerin sosyal haklardan ve hizmetlerden yararlanma kapsamını genişletti. 2008’de yürürlüğe giren istihdam paketi, çalıştırılan her engellinin asgari ücret üzerinden hesaplanan işveren SGK payını hazinenin ödemesini düzenledi.
****
Devletin daha yapacağı çok şey var ama özel sektörün de katkısı şart.
Bakın mesela, Koç Holding’in “Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” projesine Koç Üniversitesi Mobil Down Cafe ile destek veriyor.
Zihinsel engelli gençlerin toplumla buluşarak istihdam edilmesi sağlanırken üniversitelilerin de engellilikle ilgili farkındalığının artmasını hedefleyen proje için üniversite Rumeli Feneri kampüsünün kapılarını açtı.
6 ay boyunca kampüste hizmet verecek Mobil Down Cafe’de her gün ikisi olmak üzere dönüşümlü olarak yedi zihinsel engelli genç, gönüllü bir annenin yardımıyla çalışıyor.
Bu tarz uygulamalar zihinsel engelli gençlerin ev yaşantısına olumlu şekilde yansıyor, iletişim ve bağımsız iş yapabilme becerilerini geliştiriyor.
Onlarla iletişime girenler ise zihinsel engelli bireylere karşı duyarlılık kazanıyorlar ve önyargıları kırılıyor. Bu tür örneklerin çoğalması dileğiyle...
Paylaş