Paylaş
Panikle hareket ettiğine, yediği darbelerden sonra ne yapacağını şaşırdığına, bu yüzden asabileştiğine dair yorumlar yaptılar.
Söylenenler isabetli olsaydı, sahiden de gidiciliğine delalet ederdi.
Fakat ya değilse, ya bir yere gittiği yoksa, bu sinir harbini 30 Mart’tan sonra kim, daha ne kadar kaldırabilecek?
* * *
Vakıa, Tayyip Erdoğan’ı milletin gözünde sıfırlamak için siyaset tarihine geçecek bir seçim kampanyası icra edildi.
Seçim kampanyası değil, topyekûn bir itibarsızlaştırma harekâtıydı; psikolojik harp taktikleriyle yıldırma, sindirme ve tüketme harekâtı...
Kasetler geldi tapeler gitti, ne özeli ne geneli kaldı, kumpaslar ve tertipler havada uçuştu, hiç benzemezler el ele verdi, iktidar türlü tezviratla çileden çıkarılıp hataya zorlandı, hatalar da yaptı, elini zora sokan tepkiler de gösterdi...
Ama ne fayda, kimin gidip kimin kalacağına sandıkta karar verilecekse Erdoğan bir yere gidecek gibi durmuyor. Hatta yeri daha da sağlamlaştı, mevcut oylarını garantiye aldı, üstüne ne koyacağı ise yaratılan reaksiyonun derecesine bağlı.
Bir aksülamel, bir ters tepme durumu anketlerin ve meydanların nabız atışlarından hissediliyor.
Ha, nereye kadar götürecek bu tepkiyi seçmen, analizler muhtelif...
Yalnız, arkasındaki halk desteğini eritmekten umut kesildi, AK Parti’nin oyları fazla artmasın yeter, öpüp başına koyacak muhalefet.
* * *
AK Parti ve Tayyip Erdoğan bir yere gitmiyor da muhalefet un ufak olup toza, dumana mı karışıyor, hayır!...
AK Parti oy patlaması da yaşasa CHP, MHP ve BDP için hayat durmayacak, onlar da bir yere kaybolmuyor.
Belki bir dönem daha yerlerinde saydıracak onları seçmen, ancak oldukları noktadan daha uzak bir yere göndermeyecek.
Meclis’teki her üç muhalefet partisi de mevzilerini koruyacağa benziyor.
Göstergelere bakılırsa siyasetin mevcut dengelerini altüst etme projesi çöktü.
Güç dengesi bozulmayacak.
Manası şudur, AK Parti’nin sandığa çakılması için her yolu mübah görenler, seçimi kazanamayacak.
Asıl kaybedenler ise siyasete müdahale için kanuni yetkiyi kötüye kullanma yöntemleri ve iktidarı yıkma hırsıyla buna çanak tutma politikası olacak.
Sandık dışı iktidar mücadelesinin bütün kirli araçları, sandıkta açık ara kaybedecek.
Ardından yeni bir sayfa açılabilecek mi peki?
* * *
2002’den bu yana AK Parti’ye karşı denenmedik yol bırakılmadı, bel üstünden girildi bel altından çıkıldı...
AK Parti de karşıtlarını ezmek için elinden geleni ardına koymadı Allah için...
Son bir şey kaldı, iki tarafın da bihakkın denemediği bir şey; bir arada var olmanın demokratik imkânları üzerine kafa patlatmak!
30 Mart’tan sonra kimse pasaportunu koltuğunun altına sıkıştırıp bir yerlere uzamayacağına göre rahatlayın, sinirleri gevşetin biraz.
Paylaş