Paylaş
Peki ya her biri bir diğerinden muhteşem bu A, B ve C planlarının hiçbiri tutmazsa ne olacak? Evdeki hesap sandıkta şaştı diyelim, o zaman ne?
Sormak için cidden saf olmalısınız. Bütün ayrıntılar milimi milimine düşünülmüşken en kötü durum senaryosu atlanacak değil ya...
Onun da cevabı var elbet, anında D planı devreye girecek:
“40’ın üstündeki her bir puan bu halkın nasıl çürüdüğünün, bozulduğunun, yozlaştığının kanıtı... Batsın bu dünya, batsın sizin demokrasiniz” mahiyetinde standart mızıkçılık örnekleri sergilenecek.
Başarısı denenmiş bütün kullanışlı ifade kalıpları baskıya verildi bile, kötü gün akçesi olarak dilden dile yayılıyorlar şimdiden.
“Bunu saymadık, bir dahaki sandık İsviçre Alpleri’nde kurulsun, Davos’un çobanları bizimkilerin yerine oy kullansın” denemeyeceğine göre oturup diz dövülecek, tek günahı İskandinavya’da doğmamak olanların makus talihine okkalı selamlar çakılacak yine.
***
Ne olacak yani, AK Parti yüzde 35 alsa ne olacak, yüzde 45 alsa ne?
Perşembenin gelişi çarşambadan belli.
Gelecek senaryolarını kendi performansları üzerine değil de AK Parti oylarındaki düşüş veya yükseliş olasılıkları üzerine kuranlardan başka ne beklenir?
Hesabını kitabını AK Parti’ye endekslemiş, ayağı sürçsün de tökezlesin diye bekleşenler kaç oy alacak, ondan tek kelime bahsedilmiyor.
Kaç seçimdir ne oluyorsa aynısı olacak...
Rakibinin kara, kendinin ak olduğuna çoğunluğu ikna edemeyenler, tek çare yine dönüp halka kara çalacak.
Garp cephesinde değişen bir şey yok, oradan bakınca her yer şark, herkes oyunu bir çuval kömürle bir kutu makarnaya satan tamahkâr köylü kurnazı.
***
Sandıktan ne çıkacağı bugünden ayan olmuş gibi yamalı bohçalar hazırlanıyor; eski püskü mazeretler, bayat mayat bahaneler sarf malzemesi olarak istif ediliyor oraya, ihtiyaca binaen gider yapılacak.
‘Birikim’ sahiplerinin katkı amaçlı ‘yenimsi buluş’ları da inkâr edilemez. Biri, şöyle yazıyor: “AKP’nin 30 Mart’taki oy oranının % 33’ü geçen her miktarının bu toplumun genel kalite notundan misliyle düşülmesi gerekecektir...”
Toplumun yüzde 33’e kadarı, ‘hırsız’ ve ‘diktatör’ yaygaralarını iplemeyip kafasına göre oy verebilir demek. Anadolu dağlarındaki çobanlar sayıldı da genel seçmen içindeki oranları yüzde 33 olarak mı bulundu ki?
Neyse, sorun yüzde 33’ün üstüne konacak her bir puanda. Tefessüh, alçalma, kalitesizleşme ondan sonra başlıyormuş, ‘bilimsel’ ve de çok ‘entelektüel’ bir buluş...
Desenize, şapkadan ‘tavşan’ çıkmayınca sandıktan ‘koyun sürüsü’ edebiyatı çıkarılacak gene. Yakışır!
Paylaş