Bir Nevruz’dan bir Nevruz’a

BUGÜN Öcalan’ın yeni Nevruz mesajı, Diyarbakır’daki mahşeri kalabalığa okunacak.

Haberin Devamı

Türkçesini yine Sırrı Süreyya Önder seslendirecek, Kürtçe çevirisini de Pervin Buldan yapacak.
İki Nevruz arasında sabotajlar, provokasyonlar, inişler ve çıkışlar gördü çözüm süreci.
Ne değişti?
Süreçte hangi gelgitlerin yaşandığı, Öcalan’ın BDP ve Kandil’e nasıl bir gelecek perspektifi verdiği hitabın içeriğine yansıyacak.
Ama “Silahları hemen bırakmayın, bir daha düşünün” diyenlerin bu sefer hangi yöntem ve argümanlara başvuracağı, öyle bir çırpıda kestirilemeyecek.
Onların fikirleri de, emelleri de karanlıkta kalmaya devam edecek.
* * *
Geçen Nevruz öncesinde “Aman ha, delirdiniz mi siz, silahı milahı bırakmayın elinizden, Türkiye’den sakın çekilmeyin” diyorlardı.
Bu Nevruz öncesinde ise “Hadi ama, sokağa dökülmek için daha neyi bekliyorsunuz” çığırtkanlığına abanıyorlar.
Öcalan’ın, barışsever suretine bürünüp demokrat diye görünen bu yeminli savaşkanlara söyleyecekleri olacaktır muhakkak.
Kürtlerin sırtından kendi ideolojik savaşlarını yürütmeye heveslenmiş kışkırtıcılara yabancı değil ne de olsa.
“Silah, Kürtlerin tek pazarlık gücü. Ya karşılığında hiçbir şey verilmeden ellerinden alınırsa” gibi parlak tezleri daha evvel kaale almadı, ‘Büyük barıştan korkanlar’a kulak asmadı.
“Demokrasisiz de barış olur ama Kürtlerin istediği gerçekten bu mu?” diye uyaran hassasiyet derecesi pek yüksek demokratlara dönüp de bakmadı.
Şeytanın avukatlığına soyunan akıldanelere, geçen Nevruz’da itibar etmedi Öcalan.
Sokak olaylarına omuz vermeye çağırıyorlar şimdi, süreci durdurmaya, mümkünse silahlara geri sarılmaya.
İtibar edecek mi dersiniz?
Güya demokrasi mücadelesi adına yapılıyor bu cinnet koçluğu.
Siyaset için barış feda edilebilir, insan hayatı feda edilebilir yani...
Dün hakkını meşru siyaset içinde arayamadığı için dağa çıkanlar, bugün niye inip de mücadeleye sivil siyasetle devam etsin?
“İnmeyin” diyecekler, bunu diyebildikleri için su katılmamış gerçek demokrat olacaklar... Diş kirası yerine de “Silahlar sussun, insanlar konuşsun”u şiar edinenlere burun kıvıracak, demokratlık seviyelerini beğenmeyecekler... İmralı’dan madalya mı bekleyecekler bir de?
* * *
Dağdakiler bıraksa bıraksa silahı bırakacak sonuçta, mücadeleyi değil.
İsyanı başlatan adam, yolun bittiğini, silahlı mücadeleyle gidilecek bir yer kalmadığını söyleyeli bir yıl oldu.
“Gerillacılığın devri geçti, silahlı mücadelenin miadı doldu” anonsuyla bir dönemi paydos etti, başka bir dönem açtı.
Bugün, Diyarbakır’daki ‘Nevruz Meydanı’nda yeni bir çağrısı yankılanacak.
Kuvvetle muhtemel, çözüm için irade beyanını tazeleyecek.
Demokrasi adına üzülüp kahrolacak yine bazıları.
Üzülüp kahroldukları için de onlar ‘çok duyarlı demokrat’, ‘en hisli barış insanı’ olacak... “Silahlar ebediyen sussun” diyen ‘antidemokratlar’sa gene ruhsuz, gene kalpsiz, gene barış ve özgürlük karşıtı ha!

Yazarın Tüm Yazıları