Bu ‘sandık korkusu’ ne olacak?

KORKU duvarlarının aşıldığına dair isyankâr yazılar okuyoruz hemen her gün, huruç çağrılarına tanık oluyoruz.

Haberin Devamı

Buyurun size aşılması gereken bir başka korku, ‘Sandık korkusu’.
Çokça mavrası yapıldı ama samimi bir şekilde şu soru, sandık fobisi olanlara sorulmadı: “Sizdeki bu korku nedendir?”
Sandıkfobikler söylemeye çalıştılar, dert yandılarsa da pek kulak asan olmadı.
Şimdi yeni bir seçime gidiyoruz, 50 milyondan fazla seçmen oy kullanacak. Ve fakat ertesi gün için memleket rahatlayacak, derin bir oh çekecek diyemiyoruz.

* * *

Benim gibi ‘Seçim ertesi sendromu’ üzerine kara kara düşünenler, kaygılarını paylaşmaya başladı. Onlardan biri de İsmet Berkan.
Dünkü yazısında “Gelecek için endişelenmeli miyiz?” sorusuna cevap arıyordu.
Onun sorusundaki ‘gelecek korkusu’ da kazındıkça altından elle tutulur hale gelmiş somut bir ‘sandık korkusu’ çıkıyor.
‘Demokrat bir insan sandıktan niye korkar?’ sorusunu geçelim. Dünde kaldı o.
Elbirliğiyle, yani iktidarıyla muhalefetiyle inşa ettiğimiz bir realite artık, bugünün müzmin realitesi ‘Sandık korkusu’.
‘Seçim ertesi sendromu’ derken kastettiğim de tam olarak budur.
‘Sandık korkusu’nu, demokrasiye inançsızlık gerekçesiyle yerden yere vurmak faydasız.
Medya ve siyaset pratiğimize bakılırsa genel eğilim bu yönde ama o safha geçildi.
Muhalif kitlelerde günün birinde, sandıkta ‘Yeni bir iktidar çoğunluğu’ oluşturma ümidi kalmazsa sandığa inanç da güven de yıkılıyor.
Sandık fobisiyle kafa bulmak yerine, bu korkunun nedenleri üzerine kafa yormak daha doğru.
Tabii eğer bu korkunun aşılması isteniyorsa.

* * *

Haberin Devamı

“İktidarınkini anladık da muhalefetin günahı ne, yine mi kabak muhalefetin başına patladı” diyecekler olacaktır.
Bu günahtan muhalefetin hissesine düşen pay şu:
İktidara alternatif oluşturmak, kitlelere sandıktan yeni bir iktidar çıkarma inanç ve umudunu vermek iktidara değil muhalefete düşer.
Yine de “Gayrimemnun kitlelerdeki sandık korkusu nasıl yenilecek?” sorusu, sadece muhalefeti bağlamaz.
Bu hususta iktidara da düşen ciddi sorumluluklar var.
Sandıkta yeni bir iktidar çoğunluğu oluşturamasalar bile yenilgiye uğramadıkları ve ortaya koydukları mevcudiyetin görmezden gelinmeyeceği, dolayısıyla yok sayılmayacakları, azımsanmayacakları, rızalarının gözetileceği, varlıklarına saygı gösterileceği duygusunu vermek, muhalefetin değil iktidarın işidir.

* * *

Haberin Devamı

Baştaki o ‘Korku duvarlarına meydan okuma’ feveranına gelince...
Üzerlerine çöken bir kuşatılmışlık duygusunun, bir ‘Kaybedeceğim ne kaldı ki’ çaresizliğinin dışavurumudur.
Yoksa ne mezarlıktan geçerken ıslık çalma ne de özünde devrimci bir başkaldırı fedailiğindendir.
Umduklarını bulamadıkça sandıkla ve siyasetle gönül bağları kopuyor.
Sandıktan, adını bile duymaya tahammül edemeyecek derecede ikrah etmeye başlayanların kalbini, sandığa ve siyasete yeniden ısındırmak şart.
‘Sandıkfobik’ demekle, korkularına oynamakla olmuyor.

Yazarın Tüm Yazıları