Paylaş
“Milli irade”nin fezlekeleri öğrenme hakkı yok mu?
Yolsuzluklara ilişkin fezlekeyi ve ekindeki delilleri öğrenemeyen vekiller nasıl denetim yapacaklar?
Bu sorular haklı mı?
Hayır, bu sorular haklı değil. “Kuvvetler ayrılığı” ilkesine inanıyorsanız, yasama organı yargıdaki “soruşturmanın gizliliği” uygulamasına müdahale edemez. Yasama ve yürütme erkleri yargının üstünde olamaz. Yargı sürecinde gizli olması gereken işlemler, yasamaya karşı da gizlidir. Seçimler nasıl yargının yerine geçerek mesela “beraat” kararı veremezse, “seçilmişler” de yargı kurallarının üstüne çıkamaz.
Olaya biraz yakından bakalım.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ
Bakan çocukları ve Zarrab hakkındaki soruşturma yürüyor, henüz dava açılmadığı için CMK’nın 157. maddesine göre gizlidir. (CMK, Md. 157)
Bakanlar hakkında Meclis’e gönderilen fezleke ve dosyalar milletvekillerine açılırsa bu gizlilik ihlal edilmiş olur. “Hukukun üstünlüğü” diyorsak, kanunun bu hükmüne de uyulacaktır elbette.
Bakanların dokunulmazlığı olduğu için savcı onlar hakkında soruşturma yapamaz. Bakanlar hakkında sadece Meclis soruşturma açabilir, bu da Meclis’te “Soruşturma Komisyonu” kurulmasıyla olur. Muhalefetin bu amaçla önerge vermesi için, fezlekenin açıklanmasını beklemesi gerekmezdi. Basında haberler çıktığında, diyelim bir ay önce bile muhalefet Meclis’e soruşturma önergesi verebilirdi! Bunun için 55 vekilin imzası yeterliydi. (Anayasa Md.100)
Bunu değerlendiremeyen CHP, Meclis Başkanı Cemil Çiçek’i “Fezlekeleri aç” diye zorlayarak vakit geçirdi ve tabii sonuç alamadı. Çünkü Sayın Çiçek’in “Meclis’te soruşturma komisyonu kuruluncaya kadar fezleke ve dosyalar gizlidir, Soruşturma Komisyonu kurulduğunda da sadece Komisyon üyelerine açılır” şeklindeki beyanı doğrudur, hukukun gereğidir.
Ecevit hükümetlerinin Adalet Bakanı saygın hukukçu Hikmet Sami Türk de bunu ifade ediyor.
SİYASİ TARAFI
CHP, fezlekeleri 30 Mart’tan önce açıklattırmak için Meclis Başkanı’nı zorlamaya devam ediyor; Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırdı.
İktidar ise hem fezlekeleri hem Soruşturma Komisyonu oylamasını mümkün olduğunca geciktirmek istiyor.
Bakanlarla ilgili fezlekeler 9 Ocak’ta Adalet Bakanlığı’na gelmişti. Bakanlık “İnceliyorum” diyerek fezlekeleri bir ay süreyle elinde tuttuktan sonra, 5 Şubat’ta İstanbul Başsavcılığı’na iade etti.
Çünkü Bakanlığın 2011 tarihli genelgesine göre “suç duyurusu” niteliğindeki fezlekeler doğrudan TBMM’ye gönderilmelidir... Bakanlığın kendi genelgesini bulması “bir ay” sürdü demek ki!
Dosya 23 gün sonra 28 Şubat akşamı TBMM’ye geldi.
Daha önceki tarihlerde soruşturma önergesi vermeyen CHP, fezlekelerin Meclis’te okunması için 14 Mart’ta olağanüstü toplantı dilekçesi verdi...
SEÇİMLERDEN SONRA
CHP’nin olağanüstü toplantı talebi 19 Mart’a konuldu. 184 vekil gelirse toplantı açılacak ve göreceksiniz sadece fezlekelerin “üst yazı”sı okunacak ve kapanacak. Yani bir şey çıkmayacak.
Görünen o ki, 30 Mart seçimlerinden sonra muhalefet soruşturma önergesi verecek. Öyle bir durumda Meclis’te gizli oylama yapılır. Parti dayanışması olur fakat liderlerin oylamayı denetlemesi mümkün olmaz. Komisyon kurulursa ve çalışmalar sonunda “suç şüphesi” görürse Meclis’te Yüce Divan oylaması yapılır, yine gizli oylama.
Belli ki 30 Mart’tan sonra Meclis’te en ateşli tartışmalar “Soruşturma Komisyonu” üzerine yapılacak.
Paylaş