Kefen duvarını yıkacağız

DÜN 15 yaşındaki çocuğun cenazesi kalkarken çok hüzünlüydüm...

Haberin Devamı

Anladım ki, hüzün öfkeden daha güçlü bir duygu...
Anladım ki, hüzün daha çok acıtıyor.
İşte bu yazıyı öyle bir hüzünle yazıyorum.

* * *

Dün, eğer Başbakan’la konuşma imkânım olsaydı...
Olabilecek en sakin sesimle...
En samimi, hadi onun diliyle de sesleneyim, “en kalbi duygularımla” şunu söylerdim:
“Kovun artık şu kefenli mücahitleri seçim meydanlarından...”
Kurtarın kendinizi bütün Türkiye’ye ölüm pazarlayan o sakil mangalardan..
Ölmeye değil, yaşamaya azmetmiş insanları koyun ön saflarınıza...
Ve şuna inanın...
Biz o adamları her gördüğümüzde, “Sizin için ölmeye değil, öldürmeye hazır” müritler görüyoruz...
O sakil adamlara baktıkça, bir zamanlar Tahrir Meydanı’na giren o develi mangaları görüyoruz...

* * *

O kefenlilerin diktiği öfke duvarı yüzünden, öteki taraftaki kefensiz çocukları artık hiç görmüyorsunuz...
Hâlâ, “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı” sıfatını taşıdığınızı unutmayın.
Ve unutmayın, sizin tarafınızda ülkenin yüzde 49 küsuru varsa...
Duvarın öteki tarafında da yüzde 50 küsuru var...
Bilin ki, o kendini bilmez bakanınızın en tiksindirici nobran ifadesiyle “S.....sin gitsin” diye aşağıladığı o yüzde 50 de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kimlik numarası taşıyor.

* * *

Haberin Devamı

Bir de söyleyin o adamınıza...
O insanlar, Çanakkale’de gitmediler...
Kurtuluş Savaşı’nda en ön saftaydılar..
Bugün hiç gitmezler...

Allah sizi ıslah etsin Egemen Bey ne diyeyim

EGEMEN Bağış...
17 Aralık öncesi “Avrupa Birliği ile ilişkilerden sorumlu devlet bakanıydı”.
Dün tweet atmış..
Berkin’in ölümüne üzülen insanlar için “Nekrofil” diyor...
Yani “Ölüsevici...”
Okuyunca yuh olsun dedim...
Bu kafadaki bir adamı, adında “Avrupa” olan bakanlığa getirenlere yuh olsun.
Bir ülke, 15 yaşındaki bir çocuğun cenazesi başında bile ortak yas tutamıyorsa, orada bir millet yok demektir.
Hepimize yuh olsun.
Ama o Egemen Bey’e söyleyecek bir çift sözüm var.
Bak kardeşim sen bu ülkede “nekrofil” arıyorsan, önce kendi mitinglerinize kefenle gelen adamlara bak.
Bundan başka söyleyecek tek lafım var.
Cenazesine sahip çıkan insana nekrofil diyecek kadar kendinden geçtiysen...
Allah seni ıslah etsin..
Bir de o seçime fazla güvenme...
Demokratik ülkelerde seçim, yolsuzlukları yıkayan deterjan değildir...

Haberin Devamı

Genç insan, maskenin arkasındakine dikkat

-GENÇ kardeşim.
Aman dikkat.
Yanına maskeli birtakım şahıslar yakşalırsa aman dikkat...
Ayıp bir şey yapmıyorsun, kanunsuz bir şey değil yaptığın.
Bir arkadaşının yasını tutuyorsun.
Yüzünü saklayan birisi varsa bil ki, makbul bir adam, makbul bir kız değil...
Onun saklayacak bir şeyi olabilir, senin yok. Provokasyona gelme.
Bil ki, o maskeli, aslında Berkin’i öldürenlerin saflarında...

Devletin yıktığı kuleyi çocuk yeniden dikiyor

BERKİN’in ölümünden 3 gün önce, pazar günü, Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen Bilim ve Kültür Parkı içinde çok özel bir açılış yaptı.
Elinde dev makasla açtığı yerin adı, “Masal Dünyası Şatosu’ydu”.
Mütevazı bir Disney dünyası yani...

* * *

Haberin Devamı

Şatoda, masal dünyasının kahramanlarının üç boyutlu resimleri var.
Nasreddin Hoca, Keloğlan, Uyuyan Güzel, Beyaz Atlı Prens, Cinderella...
Çocukların hayal kahramanları...
Masal Dünyası Şatosu’nun 26 kulesi var...
Her biri, Türkiye’nin 4 bir yanından bildiğimiz kuleler...
İstanbul’daki kız kulesi, Diyarbakır’daki Çan Kulesi, İzmir’in saat kulesi, Mardin’in Ulu Cami minaresi...
Bir de Topkapı’daki kule...
Adı Adalet Kulesi...
Son 5 yıldır yaşadığımız ara rejimin hem Anayasa’dan, hem hayatımızdan sildiği kavram, duygu.

* * *

İstanbul’da eski yarımadaya bakanlar, o kulenin siluetini fark ederler.
Kulenin üst çizgisi, Ayasofya ve Sultanahmet Camisi’nin minareleri ile aynı hizadadır.
Orası, Osmanlı’da Divan-ı Hümayun’un toplandığı yerdir.
Yani devletin otoritesinin temsil edildiği kuruma yukarıdan bakar.
O bakış, adalet dediğimiz duygunun, her şeyin üzerinde olduğunu anlatan olağanüstü bir sembole dönüşür.

* * *

Haberin Devamı

Dün Berkin’in cenazesi kaldırılırken, o kuleye baktım.
Tuhaf... Belki gözlerim yanılttı..
Sanki kuleyi göremedim.
Son 5 yılın yılın acımasız ara rejimi işte o kuleyi yıktı.
Ne tuhaf...
On beş yaşında bir çocuğun cenazesi şimdi bütün Türkiye’ye ve dünyaya, adalet duygusunun önemini bir kere daha anlatıyor.
Ve ne güzel ki...
Hoyrat ve müstebit büyüklerin yıktığı o kule, şimdi Anadolu’nun ortasında bir çocuk bahçesinde yeniden yükseliyor.
Seradaki bir fidan gibi...
O fidan büyüyecek ve bir gün Adalet ağacı olarak, Berkin’lerin öldürüldüğü o meydanlara, dev bir çınar gibi dikilecek...
Yeni Türkiye nerede dersen...
İşte oraya bak... Kefensiz çocuklar kabristanında ve çocuklar dünyasında yükselen fidanlara bak...
Yeni Türkiye işte orasıdır...

Yazarın Tüm Yazıları