Paylaş
Yaklaşık 1,5–2 m2‘lik alana ve 3–4 kg ağırlığa sahip olan cilt vücudumuzun en büyük organı ve aynı zamanda da en büyük koruyucusudur.
Dış ortamdaki sıcaklık değişimleri, enfeksiyon etkenleri, darbeler, ışınlar gibi saldırılara karşı vücudu korumak, dokunma hissi ile çevreden haberdar olmak, D vitamini sentezine yardımcı olmak cildimizin başlıca görevleridir.
Eğer arzunuz yılların izlerini cildinizde daha yavaş ve daha geç izlemekse size bazı önerilerim olacak:
Omega-3 zengini balıklardan daha çok yararlanın:
Omega-3 yağ asitlerinden EPA’nın güneş ışınlarına bağlı cilt yaşlanmasını önlediği ve var olan yaşlanma belirtilerini de hafiflettiği biliniyor.
Yerel balıklarımızdan uskumru, hamsi ve levrek, en zengin Omega-3 kaynakları. Sağlıklı bir cilt için hayvansal protein tüketmek zorundasınız.
Bu değerli besinden mahrum kalan cilt erken yaşlanır. Tercihinizi tavuk ve balıklardan yana yapın.
Antioksidan gücü yüksek meyvelere öncelik verin:
Diyetinizde erik, üzüm, elma, çilek, böğürtlen, yabanmersini, nar ve kiraz gibi yüksek antioksidan içerikleri ile cilt dostu olan meyvelere yer verin.
Erikte proantosiyanidin, elmada kuversetin, üzümde resveratrol var ve bunlar dünyanın en güçlü antioksidanları arasında sayılıyor.
Diyetinize bal kabağı ve havuç ekleyin:
Mükemmel bir vitamin kokteyli olan bal kabağı ve havuç, beta karoten bakımından son derece zengin kaynaklar.
Bu özellikleri, onları ‘güzelleştiren yiyecekler’ listesinde üst sıralara taşıyor. Küçük bir hatırlatma: Bal kabağı tatlısından uzak durun ve bu besini tüketmek için farklı formüller bulun, çünkü şeker cildin başlıca düşmanlarından biri.
Turunçgillerden zengin bir diyet uygulayın:
Portakal, turunç, greyfurt ve limon, zengin C vitamini kaynaklarıdır ve bu vitaminin cilt dostu olduğu uzun süredir biliniyor. Yeni araştırmalar ise bu meyvelerin kabuklarında bulunan d-limonene isimli bir maddeye dikkat çekiyor.
Cilt yaşlanmasını yavaşlatan ve özellikle cilt kanserine karşı koruma sağlayan d-limonene’den yararlanmak için portakal veya turunç kabukları ile hazırlanmış şekersiz reçeller tüketmeye ve meyve salatalarınızın içine bu kabukları da eklemeye çalışın.
Yeşil ve siyah çaydan yararlanın:
Yeşil çayın güçlü bir cilt dostu olduğunu kanıtlayan çok sayıda bilimsel araştırma var. Yeşil çayın tadını sevmeyenlere iyi bir haber; bileşimindeki değerli polifenoller ve kateşinler siyah çayda da mevcut.
Keten tohumu
ile tanışın:
Keten tohumunda bulunan Omega-6 yağ asitlerinin cildinize çok iyi geldiğini unutmayın. Salatalarınıza keten tohumu eklemeyi deneyin.
Ceviz, badem ve fındığı unutmayın: Yağlı tohumların tümü E vitamini, kalsiyum, Omega-3 yağ asitleri ile cilt dostu besinlerdir.
Yumurtaya itibarını iade edin:
Güçlü bir protein, mineral ve vitamin kaynağıdır. Yumurtayı haşlayarak yiyin ve içindeki değerli besinlerin zarar görmesini istemiyorsanız, kayısı kıvamında olmasına özen gösterin.
Su için:
Cildiniz için mineraller açısından zengin su kadar etkili bir anti-aging desteği yoktur.
Zayıflarken hata yapmayın: Zayıflamak için sağlıklı yağları hayatınızdan çıkarmaya kalkarsanız, bu beslenme hatasının olumsuz sonuçlarını ilk olarak cildinizde göreceğinizden emin olabilirsiniz. Bu yüzden, her öğünde zeytinyağı, soya ve fındık yağı gibi doğru yağ asidi içeren yağları tüketmeye çalışın.
Yoğurdu ihmal etmeyin: Yarım yağlı ya da yağsız yoğurt yiyin.
BİR UYARI: Sadece gerekli olduğunda ilaç alın
* Daha az ilaç kullanın.
* Mümkün olduğu kadar doğal tedavi araçlarından da yararlanın ama güvenli olmaları, onaylanmaları, şarlatanlıkla ilişkili olmamaları koşuluyla.
* İlaçlarınızı en düşük doz ve en kısa süreler ile kullanmaya gayret edin.
* Reçetesiz ilaçlarınız için doktorunuzdan yardım isteyin.
* Tezgâh üstü ilaçları, ağrı kesicileri, anti-asitleri, anti-histaminik, antialerjik ilaçları kullanırken dikkatli olun.
* Depresyon ilaçlarından, uyku ve teskin edici ilaçlardan kaçının.
* Yan etki gördüğünüz zaman doktorunuzu haberdar edin.
* Mutlaka doğru kayıtlar içeren bir sağlık dosyanız olsun.
* Sağlığınıza ilişkin işaretleri (ağrı, kanama, ben) önemseyin ve mutlaka doktorunuzla paylaşın.
* Aşırı şüpheci veya dikkatsiz ve dalgacı biri olmayın.
* Doktorunuzla iyi iletişim kurun. Sık sık doktor değiştirmeyin.
* Güvenli ve kaliteli bir sağlık için koruma, yönlendirme, takip ve tedavi sistemleri olan bir hastaneyle bağlantınız olsun.
* Mümkünse, hep aynı eczaneden alışveriş etmeye çalışın. Eczacınızla tanışın. Gerekirse ondan da yardım alın. Olanağınız varsa diyet danışmanlığı, psikolojik destek, egzersiz yönetimi gibi ek tıbbi servislerden de yararlanın.
* Kullandığınız ilaçların dozlarını ve zamanlarını listeleyin. Doktorunuza her ziyaretinizde bunları gösterin.
* İlaçları yeterli sürece ve önerilen dozda kullanın.
* Başkalarının ilaçlarını doktorunuza sormadan kullanmayın.
Paylaş