Paylaş
Mark Zuckerberg: Üzdüm mü yoksa seni patron?
Başbakan: Böyle rezillik olur mu yav! Senin görevin provokasyon yapmak mı!
Mark Zuckerberg: Yok başbakanım, haşa, aklımızın ucundan bile geçmez.
Başbakan: Ne demek canım aklımızdan geçer mi yavv! Geçmiş işte... Üç-beş tane fazla tıklanayım diye bu namussuzluğu yapıyorsunuz, hâlâ aklımızdan geçer mi falan.
Mark Zuckerberg: Rica ediyorum başbakanım, bana yarım saatinizi verin.
Başbakan: Kaç yarım saat verdik sana... Ahlaksız herif, adi herif, kepaze herif yazıyor orada, sen de bunun patronusun, yurtdışı seyahatlerimde uçağıma almayacağım seni... Kim sızdırdıysa söyle, onun hakkından geleyim. Terlikle oturma benim karşımda, böyle bir özgürlük anlayışı olmaz, terbiyesiz!
Mark Zuckerberg: İzah edeyim.
Başbakan: Ne izahı be! Google’mış Twitter’mış falan, hepinizi kucağa oturturum! Binali’ye bi talimat veririm, benim müteahhitlerden havuz kurdurturum, tiko para, alayınızı satın aldırtırım.
Mark Zuckerberg: Derhal gereğini yapacağım efenim.
Başbakan: Biz bu milleti YouTube’a Facebook’a yedirmeyiz, 30 Mart’tan sonra hepinizin fişini çekeceğim.
Mark Zuckerberg: Bu tapeleri kim sızdırdıysa, akşama kadar bulup önünüze getireceğim efenim, hıkık hık hıkk. (Hıçkırıklar duyuluyor.)
Başbakan: Peki, hadi bakalım.
Mark Zuckerberg: Nasıl girdim bu işe yav, kim için girdim, ühüü ühü... (Hüngür hüngür ağlıyor.)
Başbakan: Peki peki ağlama artık, hayırlı günler.
Mark Zuckerberg: Sağolun efenim. (Zırıl.)
Paylaş