Paylaş
Ancak kesinlik içinde tahmin edebildiğimiz ve Türkiye’deki demokrasi ve yerel yönetim tecrübesi bakımından önemli bir ilk oluşturacak bir sonucu şimdiden belli bu seçimin.
Bu önemli sonuç, 31 Mart sabahından itibaren Türkiye’nin özellikle doğu ve güneydoğusunda pek çok il ve ilçe belediyesinin, -biri kadın ve diğeri erkek olmak üzere- iki yöneticinin ortaklaşa yetki paylaşacağı bir eşbaşkanlık modeli ile yönetilmeye başlayacak olmasıdır.
BDP’nin Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi için açıkladığı iki eşbaşkan adayından Gültan Kışanak, önceki gün kendisiyle yaptığımız sohbette “Bu bir devrimdir” diye anlatıyor hayata geçirecekleri yeni modeli.
* * *
Önce yönteme açıklık getirelim. Yürürlükteki yasalar, bir partinin belediye başkanlığı için iki kişiyi birlikte aday gösterip seçime sokmasına izin vermiyor. BDP, buradaki sorunu pratik bir yöntemle aşacak.
Yöntem şu: Her il, ilçe ya da belde için iki eşbaşkan adayı belirleniyor. Bunlardan birincisi, seçim kuruluna verilen resmi listede, belediye başkanlığı için resmi aday olarak gösteriliyor. Diğer eşbaşkan adayı ise o ildeki belediye meclisi listesine seçilebilir bir sıraya konuluyor. İkinci eşbaşkan, aslında belediye meclisi üyesi olarak seçiliyor.
Resmi listedeki aday kadınsa, belediye meclisinden gösterilen ikinci aday muhakkak erkek oluyor. Ya da tam tersi...
* * *
Belediye meclisi aday listelerinde de “fermuar” sistemi uygulanıyor. Liste yukarıdan aşağı doğru sıralanırken, adaylar bir kadın-bir erkek, bir kadın-bir erkek şeklinde yerleştiriliyor. Bunun net sonucu, hem belediye başkanlıklarında hem de meclislerde kadınlar ile erkekler arasında ilk kez yüzde 50-50 eşitliğin mutlak anlamda sağlanacak olmasıdır. BDP, 30 Mart’ta il, ilçe ve belde düzeyinde 144 seçim bölgesinde bu modeli uygulayacak.
Burada işin püf noktası, iki eşbaşkanın seçimden sonra gerçekleştirecekleri işbölümüyle görev alanlarını, sorumlulukları aralarında paylaşacak olmasıdır. Örneğin, biri dış ilişkileri ve mali konuları, diğeri ise altyapı ve imar dosyalarını üstlenebilecek. Belli bir süre sonra görev alanlarının da ikisi arasında yer değiştirmesi tasarlanıyor.
Peki belediye başkanının resmi imza yetkisini bir Belediye Meclisi üyesine devretmesi hukuki açıdan sıkıntı yaratmaz mı? Gültan Kışanak, burada bir sorun çıkmayacağı kanaatinde. Belediye başkanlarının imza yetkilerinin önemli bir bölümünü zaten yardımcılarına devredebildiklerini söylüyor. BDP, ikinci eşbaşkanı belediye başkan yardımcılığında görevlendirip yetki devri suretiyle bu sorunu aşmayı planlıyor.
* * *
Aslında eşbaşkanlık BDP için bir ilk değil. Bu parti, 2006’dan beri genel başkanlıkta, il ve ilçe yönetimlerinde eşbaşkanlık uyguluyor. Belediye meclislerinde de 2004 yerel seçiminde yüzde 33’lük kadın kotasıyla önemli bir aşama gerçekleştirdi. BDP’nin kadın kotası 2009 yerel seçiminde ise yüzde 40’a çıktı.
Bu seçimde ise Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan gönderdiği bir mesajla kota yüzde 50’ye çıkarken, belediye başkanlıklarında da ilk kez eşbaşkanlığa geçildi. Sonuçta her kademede eşit temsiliyeti hayata geçirmiş oluyor BDP.
* * *
Diyarbakır örneğine gelirsek, halen BDP’nin eşbaşkanlığını yapan Siirt Milletvekili Gültan Kışanak partinin resmi listedeki belediye başkan adayı. Diyarbakır için diğer eşbaşkan adayı Fırat Anlı ise Diyarbakır’ın 92 üyeli Belediye Meclisi’ne Ergani’den gelecek 6 üyenin aday listesinde ilk sırada yer alıyor.
Gültan Kışanak, “Kolektif yönetim anlayışını tam anlamıyla yerleştirmek istiyoruz. Kadınlar her yerde siyasi temsilde ve kamu yönetimine katılmada tam eşitliği elde etmiş olacaklar” diye konuşuyor.
Kadınların yerel yönetimlerde öne çıkması ne getirecek? Şöyle yanıtlıyor Kışanak: “Erkekler sistemle daha barışıklar. Kadınlar ise yeni bir sistem oluşturmanın heyecanı ve iddiasını taşıyorlar. İşten kaçmıyorlar, kendilerini paralıyorlar. Bizim kadınlar olarak sistemle sorunumuz var. Çünkü sistem egemenlik üzerine kurulunca, bunun en büyük acısını kadınlar çekiyor. Çünkü bir yerde güç ve otorite varsa, bunun mağduru önce kadınlar oluyor. Onun için kadınlar daha demokrattır, daha özgürlükçüdür, daha eşitlikçidir.”
* * *
Diğer eşbaşkan adayı Fırat Anlı, KCK davasında üç yılı aşkın bir süre hapis yattıktan sonra geçen şubat ayında serbest kalmış bir Kürt siyasetçisi. Anlı, BDP’nin yerel yönetimlerde başlatacağı modeli önce teorik bir çerçevede değerlendiriyor:
“Geç kalmış bir uygulama. Ayrıca erkeklerin bir lütfu da değil. Teorik olarak evren zaten dualist (ikili) bir sistem üzerine kurgulanmıştır. Doğal toplumlarda da bu vardır. Kürtler doğal toplum özelliklerini koruyorlar. Ayrıca, Kürtlerin geçen 30 yıllık dönemde verdiği özgürlük ve kimlik mücadelesinde en büyük bedeli kadınların ödediğini de unutmayalım.”
Anlı, daha sonra uygulamada “başlangıç döneminde bazı acemilikler olabileceğini, ancak sonrasında sorun çıkmayacağını” belirtiyor, “Eşbaşkanlık 2006’dan beri partinin kültürüne önemli ölçüde yerleşmiş durumda zaten” diye ekliyor.
Eşbaşkanlığın çok önemli bir yararını “dengeleme” faktöründe görüyor Kürt siyasetçi:
“Belediye başkanının elinde çok fazla yetki toplanıyor. Eşbaşkanlık, bu iktidar yoğunlaşmasını dengelemek, kontrol etmek bakımından da etkili bir yol olacak. BDP’nin yerel yönetimlere getirdiği bu modelle Türkiye’nin övünmesi lazım. Bu, Türkiye’nin demokrasisi için önemli bir deneyim. Dünyada bir ilk...”
Uygulamada başarılı olması halinde, BDP’nin yerel yönetim modelinin siyaset bilimi literatürüne geçeceği söylenebilir.
Paylaş