Ne yaptın Kemal Bey!

“Bu yaptığım yasal mıdır” demedi...
İlk kez de yapmıyor ayrıca, alışkanlık haline getirdi, 17 Aralık’tan bu yana sürekli kaset dinletiyor.
Kendisine sorsanız yolsuzlukla mücadele ediyor, iktidara sorsanız 17 Aralık’ta hükümete kumpas kuran paralel yapının değirmenine su taşıyor.
Ama bu seferki farklı...
Bundan önceki her kaset çalışında “Bunlar yasal dinleme, yasal” derdi.
Dikkat ettim, bu sefer yasal mı, değil mi bahsine girmedi...

* * *

17 Aralık’tan sonra huyu değişti Kemal Bey’in...
Gizli soruşturma evrakının ortalığa saçılmasına çok kızardı eskiden. Hele yayınlanmasına, hele ifşasına ‘Katiyen suçtur’ derdi...
Sabık söylev ve demeçlerinden oluşan bütün o külliyatı, 17 Aralık sabahı yırtıp attı. Yeni bir Kemal Bey olup çıktı.
Kanunların lafzı kadar ruhuna da titizlenirdi vaktiyle...
Artık CHP grup toplantılarında lafzıydı, ruhuydu demeden kanunları ayaklar altına alıyor.
Tasavvur edin ki... İstanbul Başsavcısı, misli görülmedik bir telekulak skandalını doğrulamış, şimdilik en az 2280 kişinin usulsüz işlemlerle dinlendiğini ve kayda alındığını açıklamış...
Ortaya çıkmış ki, dinlenenler arasında kendi partisinin telefonları da var...
Kemal Bey grupta konuşurken tek kelime değinmiyor, zinhar açmıyor ağzını.
Mahsustan, yasak savmak için dahi bir çift laf etmez mi insan, etmiyor vallahi.
Bilakis, o kayıtların hem de üzerinde oynanmış kopyalarını el altından temin edip taksit taksit yayınlıyor grup toplantılarında.
Fakat hadi neyse... En azından bunları bir kılıfa sokabiliyordu, hileli de olsa yasal diyebiliyordu...
En azından suç işlemeye cevaz vererek yayınlamıyordu...
Göstere göstere kanunlara meydan okumuyordu...
Kendince yeni bir içtihat getiriyordu hukuka, “Bunlar yasadışı dinleme değil, yasal yasal” diyerek vicdanını rahatlatıyordu, dinletisini meşrulaştırıyordu.
Hadise şu ki artık meşrulaştırma gereği de duymuyor.
Yasal dinleme olup olmadığına bakmıyor bile, kaydın gerçekliğiyle de ilgilenmiyor...
Huyu bir kez daha değişti. Ne bulsa dinletiyor grupta...
Gerçek mi, kurgu mu olduğuna dahi takılmazken bir de tutup ‘Yasal mı, değil mi’ diye mi tasalanacaktı Kemal Bey!
Heyhat, o kaygıyı aşmış, dün görüldü.
Oynattığı kasetin yasal yollarla elde edilip edilmediğini önemseyen Kemal Bey gitmiş...
Yerine, karanlık bir telekulak çetesine alet olup olmadığını zerre umursamayan bambaşka bir Kemal Bey gelmiş...

* * *

İfşa edeceği ses ve tapelerin arkasında, yetkilerini kötüye de kullanmış olsalar illa ki hâkim ve savcı kararı arardı.
Dünden itibaren artık şekil şartlarında değil Kemal Bey, hız sınırını aştı.
Dörtlülerini yakmış, fiili ambülans süsü vererek emniyet şeridinden basmış yallah gidiyor.
Elindeki korsan fezlekelerde, yayınladığı son konuşmaya neden yer verilmediğini bir saniye durup düşünmüyor.
Yasal dinleme olacak, kurgu değil gerçek bir konuşma olacak, bu kadar bomba gibi olacak ama fezlekelere konmayacak, bugüne dek saklanacak ha!...
Sonradan üretilme ihtimalini sorgulayacak, hiç olmazsa ‘Eyvah’ edecek kimi kimsesi de mi yok Kemal Bey’in?