Paylaş
*
E madem öyle...
Hayır duayla anılması için, ecdadımızın bir başka hayırlı evladını yazayım bari.
*
Rüstem Paşa.
Hani, evladını boğduran padişahımız efendimizin damadı var ya, işte o.
*
Şerefsizin önde gideniydi.
Rüşvet mikrobunu bu topraklara bulaştıran ilk devlet(!) adamıydı. Damat ve Sadrazam unvanlarından başka bir sıfatı daha vardı: Ebvab-ı Rüşvet Fatihi... Yani, rüşvet kapısını fetheden kişi!
*
Para karşılığında beylik-komutanlık satardı, mangırı bastırana makam-mevki dağıtırdı, kendi kesesini doldurana devlet kesesine ait arazileri peşkeş çekerdi, barış anlaşmaları imzalanırken bile yabancı devletlerden avanta alırdı, işi düşen herkesi yolardı. Fuzuli’nin “selam verdim, rüşvet değil diye almadılar” dediği dönem, bu arkadaşın dönemiydi.
*
Koltuğunu korumak için evladını katleden padişahımız efendimize yakışır bi damattı... Koltuğunu korumak için yapmayacağı ahlaksızlık yoktu. Fitnenin, entrikanın, yalanın, iftiranın “ecdadı”ydı.
*
Güya o kadar dindar’dı ki...
Şahsına ait 8 bin adet Kuran-ı Kerim vardı!
*
Kefenin cebi yok tabii... Dört kolluya binip giderken, hırsızlıklarıyla biriktirdiği şu serveti bıraktı: 1 milyon 200 bin altın, 11 milyon akçe, 33 iri mücevher, 815 çiftlik, 476 değirmen, 1700 köle, 12 bin 900 at, 500 altın eyer, bin gümüş eyer, 130 altın üzengi, 1100 deve, 1200 sığır, 2 bin zırh, 1500 gümüş tolga, 5 bin kaftan, 860 altın kabzalı-mücevher süslü kılıç, bin gümüş mızrak... Kendisinin çalıp çırpıp, mücevher tutkusuyla ünlü olan eşi Mihrimah’a devrettikleri ise, bilinmiyor.
*
Ve, bakıyoruz 461 sene sonra...
*
Şehzade Mustafa’nın akranları, evlatlarımız, Ethemler, Ali İsmailler, Abdullahlar hâlâ katlediliyor.
Rüstem Paşalar hâlâ baş tacı.
Yakışır sayın ahalimize.
Paylaş