Hepimiz aslında birer Theodore’uz

Theodore dediğim Her filminin baş karakteri Theodore.

Haberin Devamı

Film çok zekice (!) bir buluşla Aşk adıyla vizyona girdi (keşke orijinal adıyla bıraksalarmış).
Peki neden mi hepimiz birer Theodore’uz?
Filmdeki Theodore yakın bir gelecekte yaşıyor ve zekası sürekli gelişen bir bilgisayar işletim sistemiyle aşk yaşıyor.
Günün her dakikası onunla konuşuyor, hatta sevişiyor.
Hepimiz aslında birer Theodore’uzBiz de onun gibiyiz aslında. Mesela geçenlerde bir arkadaşımla tam bir saat kadar Instagram’dan takip ettiği ve çok beğendiği ‘profil’ üzerine konuştuk.
Henüz yüz yüze tanışmamışlar, arada birbirlerinin fotoğrafı üzerine yorum yapıyor, hatta oradan küsüp barışıyorlarmış...
Yani Theodore’dan farkımız pek yok!
Bu arada:
Theodore’u oynayan Joaquin Pho-neix’in film boyunca giydiği/taktığı her şeye bayıldım. Pantolonundan gözlüğüne ve hatta melankolik turuncu gömleğine kadar...
Bilgisayar işletiminin sesi Scarlett Johansson da nefisti.
Cilveli sesiyle film boyunca varlığını sürekli hissettirdi.
Çok ipucu vermeyeyim ama filmin finaline doğru çok etkili bir aldatma bölümü var. “Aynı anda kaç kişiyi sevebilirsin”in teknolojik bir boyutu, nefisti.
Bugün Sevgililer Günü ya, film tam gününde gösterime girdi. Ama bildik aşk filmlerinden biri değil bu.
Aksine yalnız ve melankolik bir film.
O yüzden göklerde uçan romantik aşk filmi bekleyen çiftler hayal kırıklığı yaşayabilir.
Yazıyı Theodore’un ağzından bir itirafla kapatmak en güzeli: “Kendimi ona çok yakın hissediyorum.
Sanki yanımdaymış gibi... Geceleri ışıkları kapatıp uykuya daldığımda ona sarılıyormuşum gibi hissediyorum”.

Haberin Devamı

Ömer Karacan deyince

X Factor jürisinde yer alan Ömer Karacan bir zamanlar (doksan öncesi yani) TRT’de yayınlanan Bir Numara programının sunucusuydu.
Habire Londra’dan bildirirdi.
“Burada rave partileri başladı” derdi, “Şimdi ünlü pop yıldızlarının alışveriş yaptığı mağazadayım” diye anonslar yapardı.
Ukalalık etmeden bilgisini heyecanla aktarırdı.
Dönemin en iyi müzik programlarından birine imza atardı kısacası.
Şimdi X Factor’da onu “Beni benden alırsan seni sana bırakmam” türü şarkılar dinlemek zorunda kalan bir jüri üyesi olarak görünce eskiyi hatırlamak istedim.
Mecburen.
Çünkü eski Karacan daha iyiydi.

Haberin Devamı

Şehir Atlası

MEKAN Geçen yılın nisan ayında ‘gösterime giren’ ama çok geçmeden kapılarını kapatan Karaköy’deki Gaspar yeniden açıldı. Ferit Sarper’in mekanı ikinci açılış şerefine bugünlerde şehrin en gözde yeri. Gaspar’ın yemekleri pahalı (ana yemekler 40-70 lira arası). Yemeğini çok beğenen de var hiç beğenmeyen de. Ben de çok bayılanlardan değilim. Nitekim Gaspar’ın barı, ilerleyen saatteki eğlencesi daha çok ön plana çıkacak gibi. Zaman gösterecek.
KONSEPT Çorbanı, salatanı farklı stildeki kavanozların içinde servis ediyorlar. Tüm malzemelerin organik olduğunu, Beykoz’daki bahçelerinde yetiştirdiklerini söylüyorlar.
Dahası, yediğin şeyin hangi malzemelerden oluştuğunu bir kartla yanına iliştiriyorlar.
Trump Cadde’deki Plus Kitchen sağlıklı konseptiyle özellikle civardaki kadın çalışanların istilasına uğramış durumda.
Zincire dönüşmeleri yakındır.
Plus Kitchen’ın beni sıkan tek yanı, her şeyin fazla oyuncaklı bir hale sokulması oldu.
Biraz sadeleşseler fena olmaz...

Yazarın Tüm Yazıları