Bizi dünyaya rezil edenler

“Türkiye’nin dış algısında ciddi bir hasar meydana geldi. Bu hasarın öyle hemen toparlanabilecek bir hasar olduğunu düşünmüyorum. Algı bozulduğunda o algı yatırımcı kararlarına etki ediyor.”

*

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç mayıs ayında, “Türkiye’de her şey olumlu noktada zirve yapmışken, en büyük yatırımlar başlamışken, faizler düşüp enflasyon yerlerde sürünürken, Türk parası kıymetlenip şaha kalkmışken” Gezi’nin Türkiye üzerinde soru işaretleri yarattığından şikâyet etmişti.
Arınç’a göre Türkiye’nin imajı,
bile isteye yerle bir edilmişti.

*

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yükselen bir ülkeyle ilgili bir imaj operasyonu yapıldığından dem vurmuş, uluslararası basındaki belli odakların Türkiye’nin bir imaj kirlenmesi yaşamasını istediğini dile getirmişti.

*

Başbakan başta olmak üzere AKP ile AKP yanlıları Gezi hareketinin iç ve dış mihrakların elbirliğiyle hükümeti devirme, Türkiye’yi karanlığa sürükleme girişimi olduğu görüşünde hemfikirdi.
Gazla, dayakla, uydurma senaryolarla (eylemcilerin taciz ettiği başörtülü kadın, camide içki içenler, çadırlarda eşcinsel ilişkide bulunanlar) aslında memleketin imajını bozan, ülkeyi itibarsızlaştıran kendileriydi.
Misakımilli sınırları dışına çıktıkları anda eloğluna şirin görünmek adına “Gezi gururumuzdur. Muasır medeniyet seviyemizin göstergesidir” imalarında bulunurken vatana döndükleri anda “Ben öyle demedim, atmayın” diye tornistan yapan onlardı.

*

Neticede iktidarın söylemleri hep Gezi direnişinin Türkiye’nin dünyadaki imajını çökerttiği yönündeydi.
Biz tam tersinin doğru olduğunu biliyoruz.
Gezi, bu ülkede hâlâ özgürlüğünün peşinden koşan, hakkını, hukukunu bilen ve arayan insanlar olduğunu tüm dünyaya kanıtladı.
Ama hadi bazıları koltuğun üstünde “Hayır biz değil, siz bizi rezil ettiniz” diye tepinedursunlar...
İki aydır olan bitenle esas rezaleti gördük.
Ve yolsuzluk, rüşvet, yargıya müdahale vs. bir yana...
Bu ülkenin imajını kuyunun dibine iten harekete iktidar bizzat imza attı.

*

Kendi “özel” hayatlarını “korumak”, daha doğrusu skandalların üstünü örtmek için çıkardıkları internet yasasıyla bizi dünya âleme rezil ettiler.
ABD “Bu yasa ifade özgürlüğüne darbe” dedi.
AB, yasanın yönetime kontrolsüz bir takdir hakkı verdiğini açıkladı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü yasanın muhalifleri susturmak için gücünü artırma girişimi olduğunu dile getirdi.
Yabancı gazeteler ve ajanslar internet yasasının alarm verici agresif bir hamle olduğunu, otoriterliği artıracağını yazdı.

*

Bu yasaya imzasını atanlar bizi üçüncü dünya ülkesi seviyesine çektiler.
Tetikçileri internete sansürü meşrulaştırmak için “Yasayı istemeyen porno lobisi” diyecek kadar saçmaladı.
O halde...
Yatırımlar akmayıp paramız değer kaybettikçe, enflasyon tavan yaptıkça artık aynaya bakıp kendilerini suçlasınlar.
“Biz nerede hata yaptık?” diye sormalarına da gerek yok...
Uzunca bir süredir, her gün hata üstüne hata yapıyorlar zaten.