Genel Sağlık Sigortası çöküyor

SGK 8 milyar TL’lik prim alacağından 300 milyon TL’yi tahsil edebildi.

Haberin Devamı

SGK uzmanı Şükrü Karaman yazıyor:
‘Sağlıkta Devrim’ sloganı ile 1 Ocak 2012’de yaşama geçirilen Genel Sağlık Sigortası (GSS) nedeniyle milyonlarca kişi sağlık hizmetinden yoksun kalırken, prim borçları da her geçen gün katlanarak artıyor.
GSS kapsamında çalışmayan ve gelir testi yaptırmayan yaklaşık 4.5 milyon kişi, adına en yüksek miktarda prim borcu çıkarılmalarından, bunu ödeyememelerinden ötürü en temel insan hakkı olan sağlık hizmetinden yararlanamıyor.
Bu kişilerin borcu gecikme faiziyle birlikte katlanarak artıyor. Bir yanda sağlık hizmetinden yoksun kalan, diğer yandan da faizleriyle birlikte prim borçları 3-4 bin liraya ulaşan yurttaşlar ne yapacağını bilemiyor.
Prim alacağının 8 milyar lirayı aştığı, SGK’nın bu miktarın ancak 300 milyon lirasını tahsil edebildiği belirtiliyor.
18 yaşını bitirmiş çalışmayan tüm yurttaşlar, zorunlu olarak GSS kapsamına alınmasından dolayı prim borçlusu olduğunu ancak gittiği aile hekimlikleri veya devlet hastanelerinde öğrenerek büyük bir şokla karşılaşıyor.
Yine bunun yanı sıra üniversite öğrencilerine bile GSS prim borcu çıkarılıyor. Öğrenciler okullarında aldıkları belgeyi ibraz etmeleri halinde bu borçtan kurtulabilecek.
Büyük iddialar ve umutlarla hayata geçirilen, ancak vatandaşın sağlık hizmetini neredeyse engelleyen GSS beklentileri karşılayamadı. Kısaca parası olmayanların sağlık hizmetinden yararlanamayacağı açıkça görüldü.
Kamuoyuna çok iyi anlatılmadan, doyurucu bilgi verilmeden uygulamaya konulan GSS’nin yarattığı sorunlar ne yazık ki bugüne değin giderilemedi.
Uygulamanın yarattığı yakınmaların artması nedeniyle prim ve gecikme faizinden oluşan borç veya gecikme faizlerinin silineceği kamuoyuna yansıdı. Ancak bu konuda hâlâ bir adım atılmadı.
Torba Kanun ile GSS prim borçları ve faizlerinin silineceği ya da sadece faizlerin silinip borçların yeniden yapılandırılacağı öngörülse de bu konuda netlik bulunmamasından yurttaşların kaygıları sürüyor.
Prim borçları ve katlanarak artan gecikme faizleri silinmeli, bu yurttaşlara yeniden sağlık hizmetinden yararlanma olanağı sağlanmalı.
Nereden bakılırsa bakılsın beklenen sonucu vermeyen, iki yıllık uygulamanın yarattığı sorunlar da dikkate alınarak GSS’de yeniden bir düzenleme yapılması kaçınılmaz.
Sağlık hizmetinden yararlanmak en temel haktır. Bu hakkı engellemek hiçbir gerekçe ile savunulamaz. Sosyal devlet olmanın bir gereği de her bireye ücretsiz sağlık hizmeti sunmaktır.

Haberin Devamı

‘Vah vah vah memleketime’

Haberin Devamı

ÖNÜMÜZDEKİ yerel seçimleri kimileri AKP’yi göndermek için bir fırsat olarak görse de bu doğru değil. Anketlerden ve uzmanların görüşlerinden anlaşılıyor ki AKP ile CHP arasında oy geçişkenliği pek yok. AKP ile MHP arasında oy geçişkenliği var. Hal böyleyken CHP’nin başarılı olması mümkün mü? Sağdan devşirme adaylarla ve partinin mevcut iç dinamikleriyle % 30 oy almak uzak bir ihtimal. Kaldı ki % 30 oy başarı sayılamaz. 1979’daki ara seçimlerinde Bülent Ecevit partisinin oyları % 29’a düşünce hükümetten istifa etmişti. Bugünkü CHP yöneticilerinin anketlerden çıkan % 29 rakamına sevinmesi bir hayli komik. Üstelik sizin de yazılarınızda belirttiğiniz gibi sadece Bakırköy örneği bile CHP’nin imajına zarar veriyor. Birileri üyelere kimlere oy vereceğini deklare ediyor. Aylar önce ADD’den istifa ettiğim halde ADD Bakırköy Şube Başkanı’ndan 1 Şubat günü bir SMS aldım. Dernek başkanı ve aynı zamanda CHP Bakırköy belediye meclis üyesi olan Servet Deniz, hangi belediye meclis üyesi adaylarına oy vereceğimizi listelemiş mesajında. Sakıp Sabancı’nın bir sözü vardı:
“Vah vah vah memleketime” derdi. Ben de “Vah vah vah CHP’ye” diyorum.
Ahmet Eren ÖZEN

Haberin Devamı

Mustafa Sarıgül sıkıntı yaşıyor

CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül, bazı ilçe başkanlarının atamasında sıkıntı yaşadığı öne sürülüyor. Çatalca, Bakırköy ve Beşiktaş konusunda Sarıgül’ün hassasiyetine dikkat çeken yakın çevresi, “Sarıgül, aşırı bir dayatma içinde değil ancak ‘Beşli Komite’ ile aralarında anlaşmazlık var. Genel Merkez’e yakın bir isim bakın ne diyor: “Erdoğan Toprak, eski ANAP’lı belediye başkanı Saffet Bulut’u Bahçelievler’e aday yapmak için neden ısrar ediyor. Biliyorsunuz, Tayyip Erdoğan kendisini 2004 yılında belediye binasına giderek AKP’ye aldı ancak aday yapmadı. Bakırköy’de ise Ali Ağaoğlu ve Besim Tibuk’a yakın bir isim olan Ceyhun Yağlıcıoğlu için Ankara’da ‘ağır’ kulisler yapıldığını görüyoruz. Çirkin dedikoduların genel başkanın da başını ağırtacağı söyleniyor. Çatalca da ‘zorlu’ bir aday tercihine neden olacağını göreceksiniz. Sarıgül, yardımcısı Engin Akman’ın Çatalca’dan aday olmasını istiyor. Ancak, Sarıgül’ün ‘Sevgi kazanacak’ başlıklı afişlerin üzerine gece kendi afişlerini yapıştırtan belediye başkanı Cem Kara tam hedef oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayının bu kadar gücü de olmayacak mı? Biz Beşli Komite ile Sarıgül’ün çatışmaya girmesini istemiyoruz. Sarıgül ve İsmail Ünal taraflarının kavgası uzlaşı ile sonuçlanmazsa, parti bundan çok zarar görecektir.” Ne denirse denilsin, Sarıgül’ün kesin bir tavır içinde olduğunu kimse gözden uzak tutmamalı. Bir yakını “Sarıgül bu oyunların içinde değil...” demesini nasıl kabul etmeli?

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

ESKİ SHP milletvekili ve CHP il başkanlarından, Avcılar’ın ilk belediye başkanı Yüksel Çengel’in annesi, CHP İstanbul Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu’nun yengesi Ayşe Çengel’in bugün Ataköy 5 Kısım Camisi’nde kılınacak öğle namazından sonra Mevlanakapı Merkez Efendi Mezarlığında toprağa verileceğini...

OKUYUNUZ

Gökçek’in planları sakıncalı

TMMOB Şehir Planlamacıları Odası (Ankara) diyor ki: “Yıkımı ile bir vatandaşın canına mal olan Altındağ ilçesi İsmetpaşa, Atifbey ve Hıdırlıktepe’deki kentsel dönüşüm uygulaması acilen durdurulmalıdır. Ankara Büyükşehir Belediyesi yaptığı bütün uygulamalarda bilimsel ve teknik açıdan sakıncaları içeren uyarılara rağmen, ulaşım planı olmaksızın yapılan katlı kavşak uygulamalarındaki yaşanan göçüklerle, Akpınar’da jeolojik sakıncalı alanları dikkate almayıp yapılaşmaya açarak halkı mağdur ederken, kentin hemen her yerinde kontrolsüz, denetimsiz uygulamaları nedeniyle vatandaşlarımızın can ve mal kaybına neden olmaktadır. Bu uygulamaların altında imzası bulunan Melih Gökçek ve yönetimindeki Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi üyeleri, uygulama planları henüz netleştirilmeyen bir alanda yaptıkları yıkım işlemi esnasında önceki gün hayatını kaybeden yoksul ve engelli vatandaşın ölümünden doğrudan sorumludur.
Kentsel dönüşüm projeleri ayrıcalıklı imar hakkı sağlama aracı olarak kullanılmamalı ve dönüşüm ile oluşan rant kamuya aktarılmalı, kamu yararı hedef alınmalıdır. Kentsel dönüşüm yapılacak alanda mevcut kullanıcıların gerçekleşecek dönüşüm sonrasında da aynı alanda yaşamlarını sürdürebilmesini olanaklı kılacak bir süreç kurgulanmalıdır.”

Haberin Devamı

Polis AKM’den çıksın

İSTANBUL’un en önemli kültür ve sanat merkezi AKM’nin yıkıma terk edilmişliği yetmezmiş gibi bir de aylardır polis işgali altında olması ve karargâh gibi kullanılması çok üzücü. Bu binanın geleceği konusunda kamuoyundaki algısı da neredeyse silindi gitti. Soruna dikkat çekmek ve konunun yeniden gündeme gelmesini sağlamak açısından bu imza kampanyasının yararlı olacağı kanısındayım. Bu görüşe katılıyorsanız lütfen aşağıdaki linki tıklayarak bir imza da siz atın.

http://www.change.org/tr/kampanyalar/i%C3%A7i%C5%9Fleri-bakanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ibb-k%C3%BClt%C3%BCr-ve-turizm-bakanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-atat%C3%BCrk-k%C3%BClt%C3%BCr-merkezi-ni-polis-i%C5%9Fgalinden-ve-polis-karargah%C4%B1-olmaktan-bir-an-%C3%B6nce-%C3%A7%C4%B1kar%C4%B1n#supporters


Şahin TEKGÜNDÜZ

Bakırköy’de ‘ince’ adaylık oyunları

BAKIRKÖY’de pazar günü yapılan Meclis üyesi eğilim yoklaması seçimlerine Bakırköy kamuoyunda çok büyük tepkiler var! Bunlar ne mi?
1- Öncelikle yazılan üye listeleri oldukça sağlıksız ve gerçek dışıdır. Örneğin bu listelerde ekli listede görüleceği üzere yüzlerce üye mükerrer yazılmıştır.
2- Bakırköy de oturmayan birçok üye Bakırköy’e yığın kayıt yapılmış ve bunlara karşın birçok üyede ya silinmiş yâda oraya oy kullanmak üzere gelip kendisini bulamamıştır. İlçenin 1 hafta evvelinden astığı liste gerçek liste değildi, böylece kendisini o listede göremeyenler oy kullanmaya gelmediler.( yani yönetim kendilerine oy vermeyeceklerin seçime gelmesini engellediler.) 30 Hazirandan sonra üye olup meclise aday olan kişilere oy kullandırmadılar. Oysa seçim martta yapılacağı için 6 aylık süre tutuyordu.
3- Seçim Florya, Basınköy, Yeşilköy’deki üyelerinde kolayca ulaşımını sağlamak amacıyla Ataköy’deki bir mekân yâda okul da değil Bakırköy kartal tepe de yapılarak üyelerin ulaşımı ve katılımı zorlaştırılmıştır.4.701 kişilik üye seçmenin ancak % 4.58 i oy kullanmıştır, bunlardan 88 adedi de ilçeyi protesto ederek kızmış ve boş oy vermiştir.
Yani geçerli oy sayısı 1867 olup % 39,71 dir ki Bakırköy için bu çok düşük ve kötü bir rakamdır.
4- Seçim öncesi ve seçimler sırasında da İlçe Başkanı tüm Partililerin başkanı olduğu halde belli bir kesimi ve Belediye gurubunu tutarak açıkça taraf olmuştur. Sandıktaki görevlilerin tümü ilçe Başkanınca görevlendirildi ancak İl den gelen denetçi de okula saat 9.00 da geldiği için sandıkların içinin dolu mu boş mu olduğu hiç kimse tarafından kontrol edilemedi.?
Seçim yapılacağının ilk açıklandığı gün ben Tarafsızım açıklaması yapan ilçe başkanı daha sonra Ali Rıza Akyüz’le Meclis üyesi adayı olmak üzere İlçe yönetimden istifa eden bazı yönetim kurulu üyelerine liste yapmaları için görev vermiş kendisi de gerek bireysel gerekse Dilek pastanesinde yaptığı toplantıda davet ettiği 70 mahalle komitelerindeki kendisine yakın kişilere “İlçenin listesine oy verin.” Çağırısı yapmıştır.
Ayrıca Seçim sırasında 40 kendi taraftarı Meclis üyesi adayı olmak üzere, yönetim kurulu ve belediyeye yakın eski siyasetçilerle birlikte 60 kişilik bir çalışma ve lobi yürütme gurubu oluşturmuştur.(Seçimin tezgâhı da 1 hafta önce Bakırköy’e gelen Baykalcı eski İl Başkanı, Eşi meclise aday olan eski il sekreteri ve Belediye olanaklarını kullanan birisi eski ilçe başkanı birisi bar sahibi 2-3 kişi ve ilçe başkanı tarafından yapılmıştır.)
Oylamanın yapıldığı esnada ise İlçe Başkanı ve yöneticiler oy kullanmanın yapıldığı 1 ve 2. katlarda konuşlanarak gelen üyelere İlçenin listesi diye resmen başlık attıkları listeyi vermişler ve kimlere oy vereceklerini empoze etmişlerdir Bu duruma bizzat şahit olan birçok üye ve aday adayı, biz bu partinin yâda bu başkanın üyesi değimliyiz diye isyan noktasına gelerek seçime nezaret eden İl Başkan Yardımcısına sözlü şikâyetlerini belirterek tepki göstermişlerdir.
Seçilenlerin bazıları ilçemizde oturmamakta, bazıları da 15 mahalle dağılımı gözetilmeden aynı mahallelerden yapılmıştır. Seçilen bu 6 kişi de üyelerce partinin değil ilçe Başkanının ve belediyenin adayı olarak nitelendirilmektedir. Ayrıca yine seçilen bu liste deklerin bazıları ya belediyeden aldıkları büfe işletmecileri, lokanta sahipleri yâda belediyenin tahta baraka pazarlarındaki pazarcılardır. Yani yalın ve idealist partililer belli menfaat ve belediye olanaklarının sağladığı güçle karşı karşıya kalmış ve ilçe başkanı tarafından dışlanarak mağdur edilmişlerdir.
Ancak tüm bu güç baskısı ve tarafgirlikle çevrilen oyunlara rağmen ilçenin listesinin aldığı oy oranı % 9 kusurlarda kalıp % 10 u bile bulamamıştır.
Tüm bu olay ve uygulamalar üyelerin onurunu ve parti yönetimine güvenlerini sarsmıştır. Demokratik teamüllere ve CHP’ye yakışmayan yanlış ve çirkin uygulamalardır.
İhsan PEHLİVANOĞLU

Kadıköylü sanatçılardan imza kampanyası; ‘Kadıköy değişim istiyor’

KADIKÖYLÜ bir grup sanatçı CHP yönetimine hitaben bir imza kampanyası başlatı. Aralarında yazar Eray Canberk, Işıl Yüce, karikatürist Cihan Demirci, Bülent Karaköse, Murat Kürüz, oyuncu Feride Uğur, Gamze Demirbilek, müzisyen Mehtap Meral, Yaşar Kabaosmanoğlu gibi isimlerin yer aldığı “Kadıköylüler Değişim İstiyor” başlıklı imza kampanyasında şu ifadeler yer alıyor.
“Kadıköy, 20 yıldır CHP parti merkezi tarafından aday gösterilen aynı Belediye Başkanı tarafından yönetiliyor. Ülke sathında, demokrasiden, değişimden, gezide ifade edilen taleplerden söz ederek seçmenden oy isteyen CHP yönetimi Kadıköy seçmenini 25 yıl sürecek bir seçeneksizliğe mahkum görüyorsa yanılıyor.”
Sanatçıların imza metninin tümü şöyle:
Kadıköylüler değişim istiyor,
Şehirlerimiz finans kurumları, müteahhit, girişimci gibi düşünen ve davranan yerel yöneticilerin insafına bırakılmış durumda...
Hayatlarımızı doğrudan ilgilendiren hiç bir karar konusunda en ufak fikrimiz alınmıyor.
Kentlerimizin hepimizin yaşam alanı olduğu ve hepimizin kentlerimiz hakkında söz söyleme hakkımızın olduğu gerçeği yerel yöneticiler tarafından yok sayılıyor.
Kent halkıyla değil çıkar çevreleriyle el ele vermiş yerel yöneticiler kurdukları çıkar ağlarının gücüne yaslanarak yerel yöneticiliği meslek edinmiş durumdalar. On yıllardır da yerel yönetici olmaya devam ediyorlar.
27 Mayıs 2013 tarihinde Gezi Parkı’nda başlayan direniş, 10 yıldır süren AKP iktidarı ile cisimleşen bu düzenin artık değişmesi gerektiğini söyleyen koca bir çığlığa dönüştü.
Ana muhalefet partisi CHP bu çığlığı duyduğunu ve nedenini kavradığını söylüyor.
Bu nedenle;
Aşağıda imzası olan biz Kadıköylüler, seçim arifesinde CHP yönetimine sesleniyoruz.
Kadıköy, 20 yıldır CHP parti merkezi tarafından aday gösterilen aynı Belediye Başkanı tarafından yönetiliyor. Ülke sathında, demokrasiden, değişimden, gezide ifade edilen taleplerden söz ederek seçmenden oy isteyen CHP yönetimi Kadıköy seçmenini 25 yıl sürecek bir seçeneksizliğe mahkum görüyorsa yanılıyor.
Kadıköy’de, AKP ile cisimlenen ve simgeleşen politikaları eleştiren ve değişmesi gerektiğini söyleyen bizler, “Gezi Direnişi”nde ifadesini bulan değişim talebinin takipçisi olacağız.

Yazarın Tüm Yazıları