Paylaş
Mart 2012’de Cumhurbaşkanı Gül’le Tunus’a gitmiştik. Anayasa çalışmaları başlamıştı. Siyasi liderlerle yaptığı görüşmelerden sonra Gül, uzlaşmacı bir hava gördüğünü belirterek şunu söylemişti:
“Anayasalarını bizden kolay yapacaklar!” (Hürriyet, 10 Mart 2012)
Tunus’un anayasa başarısının temelinde bu uzlaşma ruhu vardır.
İŞTE GANNUŞİ
İslami akımların çoğunluk oluşturduğu ülkelerde demokratik anayasa yapmak için hem demokrasiyi inançlarıyla telif etmeleri hem “ben yaparım olur” tavrından sakınma olgunluğuna sahip olmaları gerekiyor. Tunus’ta Raşid Gannuşi liderliğindeki ılımlı İslamcı En-Nahda hareketi bunu başardı.
Aynı gezide Sayın Gannuşi ile görüşmüştüm. Maneviyat sahibi ve açık fikirli bir âlim olarak gördüm, saygım arttı. Cumhurbaşkanı bile olabilirdi, fakat hiçbir makam istememişti. Bunu sorduğumda “Siyaseti yapacak arkadaşlar var, ben fikrî konularla ilgiliyim, kitaplarım birçok dile çevriliyor” demişti. Devlet şeriata uymak zorunda mıdır diye sorduğumda da şu cevabı vermişti:
“Her şey şeriatta yer almaz. Pek çok şey aklımıza bırakılmıştır. Önemli olan adaletin tatbikidir. Allah peygamberlerini adalet için göndermiştir.”
Gannuşi Türkiye’nin demokrasi tecrübesini de övmüştü.
MISIR’DA OLMADI
Mısır’da ise hem İhvan, hem karşıtı laik liberallerle solcular uzlaşmayı beceremediler. Kurucu Meclis’teki kavgalar sonunda laik muhalifler meclisi terk ettiler. Anlaşılan, orduya güveniyorlardı!
Mursi, ortamı yumuşatmak yerine, 22 Kasım 2012’de “Başkanlık Bildirisi” ile yeni yetkiler aldı; bu, gerilimi büsbütün arttırdı.
26 Aralık’taki referandumu muhalefet boykot etti, katılma oranı yüzde 33’te kaldı! Halkın üçte birinin katıldığı referandumda yüzde 64’le İhvan anayasası kabul edilmiş oldu.
Halbuki Tunus anayasası Kurucu Meclis’te neredeyse oybirliğiyle kabul edildi. (200 kabul, 16 ret ve çekimser)
Mısır’da sonrası malum; askeri darbe oldu, katilam çapında kan aktı. Tunus’takinden hayli farklı bir siyasi kültür ve kurumsal yapı olduğu açık.
Bugün dünyanın gözünde Mısır kötü, Tunus iyi örnektir elbette.
İKİ ANAYASA
Mısır ve Tunus anayasalarında “hâkimiyet halkındır” deniliyor, “modern demokrasi” vurgusu yapılıyor, aynı zamanda “devletin dini İslam’dır” hükmü yer alıyor. Diktatörlük dönemlerine göre ikisinde de özgürlükler hayli genişletilmiştir. Fakat önemli farklar da vardır; birkaç örnek: İhvan anayasası Mısır’ı “Arap dünyasının ve ümmetin bir parçası” olarak tanımlıyor. (Madde 1)
Tunus anayasası ise, Tunus’u “Arap-Magribin bir parçası” olarak tanımlıyor. Ortadoğu kimliği yerine Kuzey Afrika vurgusudur bu. (Madde 5)
Tunus anayasasında “caminin, ibadethanelerin” ve “eğitim kurumlarının” mutlaka “tarafsız” olacağı ve “siyasi araç olarak kullanılamayacağı” yazılıdır. (Madde 6, 15)
İhvan’ın Mısır anayasasında hukukun temel kaynağı olarak “şer’i hukuk” zikredilmiş, hatta “Sünni fıkıh” vurgusu yapılmıştır. (Madde 2, 219) Tunus’ta uzlaşma için İslamcılar benzer maddelerden vazgeçmişlerdir.
Tunus anayasasında yargı bağımsızlığı ayrıntılı düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesi ve HSYK benzeri kuruluşlarda üyelerin en az “üçte ikisinin” mutlaka kıdemli hukukçu olacağı şartı konulmuştur. (Madde 109, 115) İhvan anayasasında böyle hükümler yoktur.
Netice: Siyasette uzlaşma hem bir erdemdir hem başarı için doğru yoldur.
Paylaş