AİHM’de ihlal şampiyonluğunu Rusya’ya kaptırdık!

HER yeni yılla birlikte ocak ayının sonuna doğru Strasbourg’dan merakla beklediğim haber, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bir yıl öncesine ilişkin ihlal istatistiklerini konu alır.

Haberin Devamı

AİHM Başkanı, ocak ayının sonunda yeni adli yılın başlaması vesilesiyle geleneksel basın toplantısını düzenleyip, geride kalan dönemin muhasebesini yapar. Bu muhasebede, mahkemede görülen davaların durumu ve verilmiş olan ihlal kararlarının istatistiksel dökümüne ilişkin tablolar da yer alır.
Özellikle ihlal kararlarının sıralamasına ilişkin liste, Avrupa Konseyi’ne üye ülkelerin evrensel hukuk karşısındaki hal ve gidiş karnesi anlamına gelir. Ülkenizin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve mahkemenin bu sözleşmeyi yorumladığı içtihatlarına saygı göstermede Avrupa sıralamasında nerede durduğunu, bu cetvelden okuyabilirsiniz.

***

Türkiye, 2011 sonuna kadar her yıl bu ihlal listesinin tartışmasız birincisiydi. İlk kez 2012 toplamında ihlal birinciliği Rusya’ya geçti. AİHM, 2012’de Rusya hakkında içinde en az bir ihlal olan toplam 122 karar verirken, Türkiye için benzer içerikte 117 karar verdi.
Bu yılki sıralamada durum değişmedi. Türkiye ile Rusya yıl boyunca kıyasıya bir ihlal rekabeti içinde oldular ve AİHM’nin mahkûmiyet kararlarında Rusya “kıl payı” farkla birinciliğini korudu. AİHM, 2013 yılında en az bir ihlal içeren toplam 797 karar verdi. Bu kararlardan 119’u Rusya’dan kaynaklandı, 118’i ise Türkiye’den.
Burada dikkat çekmemiz gereken önemli bir ayrıntı var. Bu sıralama, Sözleşme’nin en az bir maddesinin ihlalini içeren kararları konu alıyor. AİHM, bir kararında Sözleşme’nin birden çok maddesinin ihlal edildiğine hükmedebiliyor. Türkiye’nin hakkında verilen 118 karar bu açıdan tahlil edildiğinde, madde bazındaki toplam ihlal sayısı 182’ye çıkıyor.

***

Altı çizilmesi gereken bir başka nokta daha var. Aslında 2013’te mahkemeden Türkiye hakkında toplam 124 karar çıkmış. Bunlardan 118’i en az bir ihlal içeriyor. İhlal oranı yüzde 95. AİHM, bu 124 karar içinde ancak 3’ünde yapılan şikâyette bir ihlal olmadığına hükmetmiş (yüzde 2.4). Toplam 3 karar ise “diğer kararlar” kategorisinde.
İlginçtir ki, 2012 rakamlarında da benzer bir kalıpla karşılaşıyoruz. Mahkeme, 2012’de Türkiye hakkında toplam 123 karar vermiş, bunlardan 117’si en az bir ihlal içeriyor. Oran yine yüzde 95 çıkıyor.
Bu rakamları nasıl okumalıyız? Denilebilir ki, AİHM, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından gelen şikâyetleri işleme koyup bir karar verdiği takdirde, büyük çoğunlukla bu kararda devleti kusurlu buluyor, vatandaşın mağdur edildiğine hükmediyor. İstatistikler bu açıdan anlamlı bir tutarlılık arz ediyor.

***

Tabii, Türkiye’nin durumuna karşılaştırmalı olarak da bakmak gerekiyor. 2013 yılında hak ihlali kararlarındaki ilk 15 ülkenin sıralaması şöyle: Rusya 119, Türkiye 118, Romanya 83, Ukrayna 65, Macaristan 40, İtalya 34, Yunanistan 32, Fransa 28, Bulgaristan 25, Slovenya 24, Hırvatistan 22, Sırbistan 21, Moldova 18, Slovakya 16, Polonya 14...
Bu sıralamanın alt basamaklarına baktığımızda, İsveç ve Finlandiya’nın 3, Norveç’in 2, İrlanda’nın ise 1 ihlali olduğunu görüyoruz. Danimarka ve Hollanda’nın ise hiç ihlali yok.
Bu bağlamda yapabileceğimiz önemli bir gözlem var. AİHM’de son yıllarda iyice kristalize olan yöneliş, hak ihlallerinde Türkiye ve Rusya’nın AİHM’deki en kötü sicile sahip iki ülke oldukları gerçeğidir. Bu iki ülkeyi yakın bir küme olarak, Romanya, Ukrayna, Macaristan gibi eski Doğu Bloku ülkeleri izliyor.

***

Mahkemenin açıkladığı istatistiklerde ikinciliğe düşmüşüz ama AİHM’nin 55 yıllık tarihinde verdiği ihlal kararlarının bütünü esas alındığında, bu listedeki birinciliğini yine hiç kimseye kaptırmadığımız ortaya çıkıyor.
Mahkemenin faaliyete geçtiği 1959’dan 2013 sonuna kadar verdiği bütün ihlal kararlarının istatistiğine bakıldığında, Türkiye en az bir ihlal içeren toplam 2 bin 639 kararla bütün zamanların AİHM ihlal birincisi olarak karşımıza çıkıyor.
Buradaki sıralamada ikincilikte en az bir ihlal içeren 1721 kararla İtalya yer alıyor. Bunu, 1381 kararla Rusya, 948 kararla Ukrayna ve 885 kararla Polonya izliyor.
Bu bağlamda hesaba katılması gereken son bir noktaya dikkat çekelim. Mahkeme 1959’da çalışmaya başladı ama Türkiye’nin bireysel başvuru hakkını kabul etmesi 1987 yılını bekledi. Türkiye, ancak 26 yıldır bu sistemin içinde ve gerilerden gelerek kısa zamanda birinciliğe çıktı. Bu durum, “Ya Türkiye 1959’dan bu yana bireysel başvuru sisteminin içinde olsaydı, rakamlar o zaman nasıl çıkardı” sorusunu akla getiriyor.
Peki, “Türkiye AİHM’de en çok hangi maddelerden ihlal alıyor” sorusunun yanıtını yarınki yazımızda arayalım.

Yazarın Tüm Yazıları