AKP’ye oy vermiyor da, sor bakalım CHP’ye veriyor mu

SEÇİMLERE şunun şurasında bir şey kalmadı.

Haberin Devamı

AKP kendi seçmenini elinde tutmaya yönelik söylemlerini tekrarlayıp duruyor.
Muhalefet partileri ise mütemadiyen Başbakan’a laf yetiştiriyor.
Tamam, “özgürlükler” diyorlar, “hak, hukuk” diyorlar, “demokrasi” diyorlar, kamu vicdanını sarsan konularda soru önergeleri veriyorlar...
Ama yetmez.
Muhalefetin esas yapması gereken iktidarın sattığı hayallerin gerçek hayatta karşılığı olmadığını göstermek.

*

Mesela vatandaşa şunu anlatmalı...
Kardeşim sen ilaç alıp duruyorsun ama evindeki ilaçların yüzde 80’ini atıyorsun, farkında mısın? Bak bu ülkeye bu kadar MR cihazı, röntgen makinesi aldılar, belki de bu kadar kanserin altında bunlar yatıyor...
Kardeşim bak, kentsel dönüşüm dediler; bakkalları, kasapları, pazarları, sokak yaşamını, mahalleleri yok ettiler. İnsanları betonlara tıktılar. Senin elinden evini alıyorlar. Bu gerçekten senin istediğin şey mi?
Kardeşim bak, çocuklarını düşün. Her yıl 1.5 milyon genç KPSS’ye giriyor. E zaten memleketteki memur sayısı 3 milyon. Fırsatlar ülkesine mi çevirdiler burayı gerçekten?

*

Muhalefet partileri iktidarla didişip durmak yerine vatandaşın “Burada benim için ne var? Bana ne vaat ediyorsun?” sorusuna da yanıt vermeli. Kendi hedeflerini ortaya koymalı.
Sen A Bankası olsan, ben de B Bankası olsam, bütün reklamlarımda “A Bankası kötüdür” desem kim gelir bana para yatırır?
O hesap.
Muhalefet kendini anlatmalı ve net bir dille konuşmalı.

*

Başbakan “sandık” diyor, başka şey demiyor.
O zaman düşüneceksin “Sandıkta ne yapabilirim?” diye.
Diyorsun ki “Kömür dağıttı.”
Ne fena, keşke sen de dağıtsaydın.
Diyorsun ki “Sandıkta hile yapıyorlar.”
Sandık başında durup kontrol edeceksin o vakit. Birkaç yerde elektrik kesilir de, her yerde mümkün mü? 81 ilde aynı anda elektrik kesiliyorsa zaten, artık demokrasi adına da bir şey yapılamaz. Dükkânı kapatıp bekleyelim.

*

Küçük burjuva ailelerin çocukları okur eder, meslek sahibi olurlar. Çok büyük bir dertleri yoktur ama vatanı da dert ederler. Çünkü ruhları yeni bir şeyler yapmak ister. Gezi’de de en çok bu çocuklar hırpalandı. Onlar kendilerini bu ülkeye karşı sorumlu hissederken Başbakan onları nasıl gösterdi? Camide içki içen, arsız, ahlaksız, kayıp bir gençlik gibi.
Başbakan onları sildi ama CHP kendi yanına çekebildi mi?
Pek sayılmaz.
Bu gençlerin pek çoğu “AKP’ye oy vermem ama CHP’ye de vermem” diyor.
Niye?
Çünkü sorsanız, CHP hâlâ onlardan çok Başbakan’la ilgileniyor.

*

Muhalefet partileri halkın arasına karışmalı, konuşmadan önce insanları dinlemeli -zira inovasyon dinlemekten geçiyor-.
Ve onların basit dillerinden bir kalıp çıkarmalı.
Türk insanı yazık ki okumuş kesimden hoşlanmıyor. Okumuş kesim de diğerlerinden hoşlanmıyor. En büyük kırılmalardan biri de burada yaşanıyor. Muhalefet bu durumu tersine çevirecek hamleler yapmalı.

*

Bu ülkede insanlar aslında çok farklı değil.
Başörtülü kızla mini etekli kız arasında göstermeye çalıştıkları gibi uçurumlar yok.
Hemen hepsi son tahlilde bir yuva kurmak istiyor.
Biri çocuğunu koleje göndermek ve belki İtalya’ya tatile gitmek...
Diğeri de çocuğunu iyi bir okula yollayıp umreye gitmek istiyor.
Ama aynı şeyi istiyorlar.
İkisi de oturup Muhteşem Yüzyıl’ı izliyor.
Uçlara savrulmaya lüzum yok.
Muhalefet partileri Başbakan’la laf yarıştıracaklarına...
İktidarın toplumu birbirine kırdırma politikasına karşılık milletin ortak paydalarına oynasalar yeter.

Yazarın Tüm Yazıları