Hiçbir şey konuşmadık

Katıldığınız bir yemekte, toplantıda, misafirlikte ya da ailece otururken...

Haberin Devamı

Gelen çağrı olmadığı sürece, telefonunuza bakmadan ne kadar süre durabilirsiniz, hiç denediniz mi?
Ya da yanınızdakileri gözlemlediniz mi?
Son zamanlarda, bulunduğum ortamlarda, dikkatli gözlerle bu sorulara yanıt arıyorum.
Akıllı telefon kullanan hemen herkes, en koyu muhabbettin döndüğü masada bile, en geç 30 dakika içinde telefonuna bakma ihtiyacı hissediyor.
Herhangi bir bildirimi, çağrısı ya da mesajı olmasa bile, bulunduğu gerçek ortamdan, elindeki cihazla bir anda sanal dünyaya geçiş yapabiliyor.
Bu davranış değişikliği, sadece sosyal ortamlarda ve yalnızca akıllı telefonlarla ortaya çıkmıyor.
Sanal bağımlılık diye nitelentirilen bu tutum, televizyon, internet ve akıllı telefonlarla aile içi iletişime de yansıyor.
Türkiye’de henüz bu konuda, sağlıklı bilgiler elde edebileceğimiz araştırmalar göremesek de İl Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, çok basit bir anketle, gelinen noktayı gözler önüne serdi.
Katıldığı bir karne töreninde ailelere tavsiyelerde bulunan Aydoğan, öğretmenlerden birinin, 30 kişilik sınıfta “Babanızla akşam ne konuştunuz?” diye sorduğunu ve 20 öğrenciden fazlasının “Hiçbir şey konuşmadık” yanıtını verdiğini aktardı.
Geriye kalanlar da ne kadar konuştu kim bilir?
Evde birlikte geçirilen saatler boyunca insanları, hiçbir şey konuşamayacak hale getiren aile içi iletişimdeki kopukluk aslında çift yönlü yaşanıyor.
İnternetteki oyun ve eğlence içeriği çoğaldıkça, siber dünya çocuklar için vazgeçilmez bir mecra haline gelirken, aile büyükleri de kendini bu siber dünyaya kolayca kaptırabiliyor.
ABD Psikiyatri Birliği, geçen yıl yayımladığı çalışmada internet bağımlılığını, uyuşturucunun beyinde yarattığına benzer bir bozukluk oluşturduğu için ‘davranışsal bağımlılıklar’ bölümünde değerlendirmişti.
Yeni yetişen nesil topyekün ‘sanal bağımlı’ hale gelmeden başta devlet olmak üzere tüm aktörler, aile, bilişim sektörü, eğitim camiası ve sivil toplum kuruluşları yeni çağın bu problemine çözüm bulmak için bir araya gelmeli.

Haberin Devamı

Yemek hazır İletildi!

İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, her üç aileden birinde, aile bireyleri ev ortamında birbirleri ile haberleşmek için akıllı telefonları ve tablet bilgisayarları kullanıyor. Araştırmaya katılan aile bireylerinin yüzde 30’u birbirlerine ödev konusunda yardım veya yemeğin hazır olup olmadığı hakkında mesajlar attıklarını söylüyor. Bu iletişim türü kardeşler arasında daha yaygın gözüküyor. Kardeşlerin yüzde 53’ten daha fazlası telefonla mesaj atmayı seçerken, yüzde 31’i ise sosyal medya aracılığı ile iletişim kurmayı tercih ediyor. Türkiye’de henüz böyle bir araştırmaya rastlamadım ama, eğer yapılırsa, büyük kentlerimizde bu istatistiklere yaklaşık sonuçlar çıkarsa şaşırtıcı olmaz.

Haberin Devamı

Bağımlılık kriterleri

Televizyon ve sanal bağımlılığın yanı sıra bir de, sadece facebook bağımlıları var. Norveçli bir araştırmacı Cecilie Schou Andreassen, geçtiğimiz yıl Facebook’a bağımlılığın kriterlerini ortaya koymuştu. Hatırlamakta yarar var:
Başlangıç, Zamanın büyük bölümünü Facebook’u düşünerek ve onun üzerine planlar yaparak geçirmek. Ruh halini yükseltme, Siteyi sorunlardan uzaklaşmak için kullanmaya başlamak. Müsamaha, Sitede zaman geçirme isteğinin sosyal hayatı etkileyecek kadar artması. Geri çekilme, Siteyi kullanamadığında huzursuzluk hissinin artması. Uzlaşmazlık, Site kullanımının iş veya eğitimi engelleyecek boyuta gelmesi. Tekrara düşme, Siteyi kullanımı azaltmaya çalışıp başarısız olmak.

Yazarın Tüm Yazıları